Sırbistan’ın yeni iktidar çoğunluğundaki partiler bu hafta bir koalisyon anlaşması imzaladı ve analistler yeni kabinenin Kosova sorunu ve Sırbistan’ın harap durumdaki ekonomisinden suç ve yolsuzlukla mücadeleye kadar çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalacağını söylüyor.
Sırp İlerleme Partisi, Sırbistan Sosyalist Partisi etrafındaki koalisyon ve Sırbistan Birleşik Bölgeleri tarafından 10 Temmuz Salı günü imzalanan koalisyon anlaşmasında, müstakbel koalisyonun ortak siyasi hedefleri tanımlanıyor. Anlaşmanın metni, Sırbistan için alışılmadık derecede ayrıntılı ve 13 sayfadan oluşuyor.
Dokuz bölümden oluşan anlaşmada, kurulacak kabinenin hedefleri açıklanıyor. Listedeki birinci öncelik, AB üyelik müzakerelerine başlama tarihi alma yönünde maksimum çaba sarf edilerek Avrupa entegrasyon sürecinin hızlandırılması. Metinde bahsedilen diğer önemli konular ise, Kosova ve bölgesel politika meseleleri.
Diğer sekiz hedef şunlardan oluşuyor: ekonomik ve sosyal politika, hukukun üstünlüğü, yolsuzluk ve suçla mücadele, devlet idaresi reformu, kamu kuruluşlarının yönetiminin profesyonelleştirilmesi, ademi merkeziyet ve bölgesel kalkınma, sağlık, eğitim ve bilim. Dokuzuncu sırada ise medya özgürlüğü yer alıyor.
Koalisyonun kurulması, Haziran ayı başlarında milliyetçi Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç’i iktidara getiren seçimlerden sonra bir hükümet kurulmasını sağlayacak. Eski Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, kendisinin başbakanlığında bir hükümet kurmaya çalışsa da, başarısız oldu.
Anlaşmanın imzalanmasından sonra, atanmış Başbakan İvica Daciç bunun sadece “yeni hükümetle ilgili bir anlaşma değil, daha çok ulusal çıkarlarını koruyacak ve bir sosyal adalet devleti olacak güçlü ve ekonomik açıdan gelişmiş bir Sırbistan için bir anlaşma” olduğunu söyledi.
Yeni iktidar koalisyonunun liderleri, karşı karşıya oldukları sorunların farkında oldukları konusunda anlaştı. Birleşik Bölgeler lideri Mlacan Dinkiç, “Herkes, bütçen aczinin emekli aylıklarını bile ödeyecek kaynağı nereden bulacağımızı bilmeyecek kadar büyük olduğunu söylese de, bizim görevimiz ödemelerin güvenliğini sağlamak olacak.” dedi.
Belgrad Üniversitesi öğretim üyesi Dejan Vuk Stankoviç, koalisyon anlaşmasının son derece ayrıntılı olduğunu, zira yeni kabineyi oluşturacak partilerin bugüne kadar bu düzende işbirliği yapmadığını ve Temmuz ayı sonunda kurulması beklenen hükümet öncesinde kendilerini “güvenceye almak” istediğini söylüyor.
SETimes‘a konuşan Stankoviç, “Bu hükümeti son derece karmaşık bir görev bekliyor. Nüfusun beklentileri yüksek ve kullanabileceği kaynaklar kıt. Ama küresel ekonominin mevcut durumu ve bölgedeki olaylarla, son birkaç yıldır Sırbistan’a birden fazla alanda yük olan olumsuz trendleri durdurmanın bir başarı sayılacağını düşünüyorum.” diyor.
Öğretim üyesi, önceki hükümetlerin büyük vaatlerde bulunup medyadan destek görmesine rağmen, çok az şey başardığını da sözlerine ekliyor. Stankoviç, “Uzman halk, bu hükümetten çok fazla şey beklemiyor. Bu yüzden de, Sırp milli futbol takımına benzer bir pozisyonda bulunabilirler. Favori değiller ama, hoş bir sürpriz yapabilirler.” diyor.
Yolsuzlukla Mücadele Komitesi üyesi Zlatko Miniç, yeni iktidar koalisyonunun yolsuzluğu ortadan kaldırma alanındaki planlarının “doğru, fakat uygulamaya taşınması gerektiğini” söylüyor.
SETimes‘a konuşan Miniç, “Yolsuzlukla mücadele hükümetin işi değil, ama yolsuzluğu bastıran yargı ve polisin sorunsuz biçimde işlemesini sağlamak ve yolsuzluğu teşvik etmeyen yasaların geçirilmesini sağlamak hükümetin işi.” diyor. Miniç, AB’nin yeni üyeleriyle müzakereleri, yargı ve yolsuzlukla mücadeleyle ilgili fasıllarla başlatması nedeniyle, yolsuzluğun yeni makamlar için büyük bir sorun olacağını da belirtiyor.
Yeni iktidar koalisyonu, Priştine ile Brüksel’de yapılan bütün anlaşmalara uyma sözü de verdi. Bazı analistler yeni hükümetin Kosova’ya karşı daha sert bir tutum benimseyeceğini düşünse de, koalisyon anlaşmasından bu sonucu çıkarmak güç.
TransConflict örgütünün kurucusu Ian Bancroft SETimes’a verdiği demeçte, “Sırbistan’ın şu anda karşı karşıya bulunduğu ekonomik ve mali sorunlar göz önüne alındığında, AB’ye yönelmek Sırbistan’ın sırt çevirme lüksüne sahip olmadığı stratejik bir öncelik olmaya devam etmekte.” diyerek şöyle devam ediyor: “Ancak Kıbrıs Rum Kesimi’nin üyelik müzakerelerinin başlatılmasına verdiği hevesli desteğe rağmen, Sırbistan, Kosova ile ilişkileri normalleştirme yönünde sergilediği bağlılığına devam etmek zorunda olacak.”