On üç yaşındaki AP ve 10 yaşındaki kardeşi KP, ebeveynlerinin karıştığı bir kan davası yüzünden Şkodra kenti yakınındaki köylerinde bulunan okullarına gidemiyor. Devam eden kan davaları yüzünden, yüzlerce çocuk evde kalmak veya aileleriyle birlikte saklanmak zorunda kalıyor ve okula gidemiyor.
Arnavutluk Ulusal Uzlaşma Komitesi Başkanı Gjin Marku SETimes‘a verdiği demeçte, “Arnavutluk’ta 900’den fazla çocuk okula gidemiyor. Bazıları ailelerine yardım etmek için çalışıyor.” dedi.
Marku’ya göre, Arnavutluk’ta yaklaşık 5 bin kişi bir şekilde kan davası cinayetlerinden -kurbanın ailesinin katilin ailesine karşı işlediği intikam cinayetleri- etkileniyor.
Kan davası olayı Orta Çağlara dayansa da, “kuralların” pek çoğu modern zamanlara uyarlanmamış. Kadın ve çocukların öldürülmesi yasak olmasına karşın, pek çoğu saklanmak veya evden çıkmamak zorunda kalıyor.
Kan davası uygulamalarının ülkenin kuzeyinden kentlere ve güneydeki kentsel bölgelere yayılması, meseleyi daha da kötü hale getiriyor.
Bu “kapana kısılmış” çocukları eğitmek üzere eğitim bakanlığı bu yaz “İkinci Şans” adı verilen bir program başlattı.
Eğitim Bakanı Halit Shamata SETimes‘a verdiği demeçte, “Haftada üç kez, toplam on saat özel ders veriliyor. Dersler 45 dakika sürüyor.” dedi.
SETimes‘a konuşan Şkodra Eğitim Müdürü Atrida Ferketi, “Çocuğun evine en yakın okuldan öğretmenler göndererek yardımcı oluyoruz. Çoğu zaman, bu çocuklara normal şekilde derslere katıldıkları zamanlarda daha önce ders vermiş öğretmenleri tercih ediyoruz. Bu şartlarda eğitimin zorlukları olmasına rağmen, öğretmenlerimiz bu çocuklar için ellerinden geleni yapıyor.” dedi.
Tecrit halindeki çocuklara ders vermenin güçlükleri ve ek unsurlar dikkate alınarak, öğretmenlere çabalarından ötürü fazla mesai ücreti ödeniyor.
Fakat bu durumdan etkilenen bütün çocuklara yardım etmek, özellikle de kan davası derneklerinden ve bakanlıktan gelen rakamlar arasında büyük fark olduğundan, olanaksız.
Geçen yıl Şkodra Bölgesinde toplam 41 çocuk İkinci Şans programından yararlandı. Dernekler, bölgede bu durumda yüzlerce çocuk olduğunu söylüyor.
SETimes‘a konuşan Ferketi, “Her yıl başında yerel idare, belediyeler ve kamusal birimlere, kan davasına karışan ailelerin yerlerini doğrulamaları için resmi bir mektup gönderiyoruz. Bu da bize, ev koşullarında yardım etmemiz gereken çocuk sayısını belirlememizde yardımcı oluyor.” dedi.
Ancak programın iyi niyetine rağmen, öğrencilerin psikolojik durumu endişe verici ve eğitimleri, normal okula gidenlerin de gerisinde kalıyor.
SETimes‘a konuşan Marku, “Okul bölgesinin bunların bazılarına yardım ettiği doğru. Bugüne kadar bu iş öğretmenlere uygun ödeme sağlanarak yapıldı, ancak eğitimlerinde üretken sonuçlar sağlamaya devam etmek çok zor.” dedi.
