Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (Bal-Türk) Genel Başkanı Dr. Bayram Çolakoğlu, Bulgaristan’da Müslümanlara ait vakıf mallarının iadesine karşı gelen grubun Filibe’deki mahkeme binası önünde düzenlediği gösterilere ilişkin, “Filibe’de Murat Hüdavendigar Camisi’ne yapılan saldırıların arkasında aşırı milliyetçi ve ırçkı Bulgarlar var” dedi.
Çolakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BulgaristanBaşmüftülüğünün vakıf mallarının iadesi için ülkenin çeşitli şehirlerinde başlattığı hukuk mücadelesi çerçevesinde Karlovo ilçesindeki Kurşun Camisi davasının dünkü duruşması öncesinde ırkçı grupların camiye saldırılarının kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Filibe’de Murat Hüdavendigar Camisi’ne yapılan saldırıların arkasında aşırı milliyetçi ve ırkçı Bulgarlar var” diyen Çolakoğlu, ırkçıların temel felsefesinin Bulgarlar dışında ülkelerinde kimseyi barındırmamak olduğunu belirtti.
Futbol taraftarlarının cami protestosunda yer almalarına anlam veremediğine dikkati çeken Çolakoğlu, şunları kaydetti:
“Zaten geçen yılki Kurşun Camisi’nin iade edilmesi kararından sonra Karlovo Belediye ve Meclis Başkanı, çevre belediyelerin de aynı şekilde, vakıf mallarının iadesi kararını durdurmalarına yönelik kulis faaliyetleri yürütüyor, birlik oluşturmaya çalışıyorlardı. Belediye, Karlovo’daki caminin iadesine itiraz ettiği için Filibe Mahkemesinde duruşma vardı. Yine protestocular hem mahkeme önünde hem de bizim Türkiye‘nin Filibe Başkonsolosluğu önünde, Murat Hüdavendigar Camisi’nin önünde yapıldı.”
Bunlar demokratik tepkiler olmaktan öte taşlı, gaz bombalı saldırılar şeklinde gerçekleşti. Caminin camlarını kırma ve yakma girişimine kadar vardı. Polisin olaylara müdahalesini yeterli görmüyoruz. Yasalar gereği göstericilere yumuşak müdahale şekli var. Adeta göstericiler dağıldıktan sonra arkada kalanları topladılar. Bu olaylar Balkan Türkleri camiası ve Türkiye‘de yaşayan milyonlarca Balkan göçmeninin tasvip edeceği şeyler değil. Kabul edilemez şeyler.”
– “Bu tarz olayların AB üyesi Bulgaristan‘da olması daha çok garip”
Konuyla ilgili Bulgaristan Başpatrikliğine ve İstanbul Bulgar Cemaati’ne mektup yazdıklarını, kendilerinden empati rica ettiklerini anlatan Çolakoğlu, Türk ve Bulgar halklarının 500 yıldan fazla süredir birlikte yaşadığını, Müslümanlara ait vakıf mallarının totaliter rejim döneminde gasbedildiğini dile getirdi.
Karlovo Belediyesinin Balkan Savaşları’nda Osmanlı Devletinin Karlovo’da Bulgarları katlettiğine dair karar aldığını anımsatan Çolakoğlu, tarihin meclis kararlarıyla oluşmadığını, tarihçilerin arşiv taramalarıyla ortaya çıktığını vurguladı.
Bulgar yetkililere seslenen Çolakoğlu, şöyle konuştu:
“Bu tarz olayların AB üyesi Bulgaristan‘da olması daha çok garip. Hem AB üyesi olmak hem insan haklarından dem durmak hem de insan haklarını çiğnemek büyük bir çelişkidir. İki toplum arasındaki birlikte yaşama olgusuna cid zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu konunun daha fazla büyümeden, hak ve hukuk çerçevesinde hallolmasını temenni ediyoruz. Bulgaristan‘daki soydaşlarımızın arkasındayız. Elimizden geldiği, gücümüz yettiğince onları destekliyoruz. Devletimiz de bu konunun takipçisidir.Bulgaristan‘daki soydaşlarımızdan provokatif eylemlerden etkilenmeden, soğukkanlı tavır sergilemelerini bekliyoruz. Zaten Bulgaristan Başmüftülüğümüz başta olmak üzere hukuk çerçevesinde mücadele ediliyor. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerini bekliyoruz. Böyle yaparsak, bu saldırıları boşa çıkarabiliriz.”
Çolakoğlu, Türkiye‘de din hürriyeti açısından özellikle son yıllarda azınlık vakıflarının mallarının iade edildiğini, Bulgar cemaatine de vakıf mallarının geri verildiğine işaret ederek, “Bunlar çok değerli,İstanbul‘un en önemli bölgelerindeki vakıf mallarıdır” diye konuştu.
AA