Ayhan DEMİR- Bin tane sıfır yan yana gelse, yine de bir anlam ifade etmez. Ta ki, başına farklı bir rakam geçinceye kadar…
İslam, sıfırları anlamlı kılan, değer katan diğer rakamlar gibidir.
Pazar gecesi, hiçbir genetik bağımız olmamasına rağmen, büyük bir heyecanla maçını seyrettiğimiz Bosna Hersek’i, bizim için anlamlı kılan da, bu ülkenin İslam olması ve öyle kalmakta ısrar etmesidir.
Bosna Hersek’in İslam kalmasında en önemli pay sahibi ise Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) Teşkilatı’dır. Bu teşkilat, aynı zamanda, özgür Bosna Hersek’e giden yolda önemli bir kilometre taşıdır.
1939 yılında ülkenin önde gelen vatansever ailelerinin, lise çağındaki çocukları tarafından kurulan ‘İlerici’ derneği, Genç Müslümanlar’ın ilk adımlarıydı. Tek gayeleri, Bosna Hersek başta olmak üzere, Balkanlar ve Avrupa’daki Müslümanların İslamlaşmasına vesile olmaktı.
Rahmetli Aliya İzetbegoviç, Genç Müslümanlar’ın ikinci kuşak mensuplarındandı. Aliya, lise ikinci sınıf öğrencisi olduğu, 1940 yılında teşkilat üyesi oluşunu şöyle anlatıyor: “Genç Müslümanlar olarak bilinen grupla ilk kez Yugoslavya’nın düşmesinden birkaç ay önce temasa geçtim. Bunların çoğu Zagrep ve Belgrad Üniversitelerinde okuyan öğrencilerdi; onlarla birlikte Saraybosna’daki Birinci ve İkinci Liselerden bazı öğrenciler de vardı.” [Tarihe Tanıklığım, Sayfa 17]
1941 yılında Genç Müslümanlar ismini alan bu teşkilatın hızla taban bulması, komünist rejimi oldukça rahatsız etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, teşkilatın önde gelenlerinden Esad Karadzozoviç, Asaf Serdareviç, Nurudin Gaçkiç, Osman Krupliya ve Sakip Nikşiç yargılanmadan şehit edildiler. [Genç Müslümanlar 1939-2005, Sayfa 114]
Birkaç yıl sonra yeni usulsüz tutuklamalar ve hukuksuz yargılamalar ardı ardına geldi. Teşkilatın önde gelen isimlerinden Hasan Biber, Halid Kaytaz, Ömer Stupac ve Nusret Fazlibegovic, 1949 yılında idama mahkûm edildiler. Bir araştırmaya göre Genç Müslümanlara mensup 4 bin 500 genç hapsedildi. [Genç Müslümanlar Katalogu, Sayfa 1]
Komünist rejim, idam ve hapis cezaları sebebiyle faaliyetleri kesintiye uğrayan, Genç Müslümanların 40 yıl sonra yeniden faaliyete geçtiğini fark edince, 1983 Saraybosna Sürecini başlatıldı. Aliya İzetbegoviç, Ömer Behmen, Mustafa Spahiç, Eşref Bakşiç ve Salih Behmen’in aralarında bulunduğu on üç entelektüele, toplam 90 yıl ağır hapis cezası verildi.
Bu cezalar Boşnak entelektüelleri durduramadığı gibi hızlarını da artırdı. Hapisten çıktıktan sonra diğer Boşnak entelektüellerle birlikte, Kasım 1990’da, Demokratik Eylem Partisi-SDA’yı kurdular. Kısa süre sonra da, 4 Nisan 1991’de, Genç Müslümanlar Teşkilatı yeniden faaliyete geçti.
Halen, Saraybosna Başçarşı’daki Moriça Han’da faaliyetlerini sürdüren Genç Müslümanlar Teşkilatı’na, iki dönem İsmet Serdareviç ve iki dönem de rahmetli Ömer Behmen başkanlık ettiler.
SDA’nın kurucuları arasında da yer alan Ömer Behmen, “Aliya İzzetbegoviç’in en güçlü kalesi” olarak anılıyor. Bir dönem Bosna Hersek İran Büyükelçiliği de yapan Ömer Behmen, savaş yıllarında tahrip olmuş birçok cami, mescid ve evin eski haline getirilmesi; fakirler ve engellilerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi birçok hayır işine öncülük yaptı.
Rahmetli Behmen ile 2007 yılında, Saraybosna yakınlarındaki, Osenik’e gitmiştik. Orada, teşkilatın yaptırdığı bir camiyi ziyaret ettik. İlerlemiş yaşına rağmen dur durak bilmeyen Ömer Behmen, “daha çok cami yapmamız lazım” diyordu.
Saraybosna’da geçirdiğim o bir hafta bana çok şey öğretti. Kanı Türk ama kalbi gâvur birisi tarafından dolandırılınca, kalbi Türk Ömer Behmen tarafından en güzel şekilde misafir edildik.Türklüğün, kan değil, kalp; kardeşliğin, gen değil, iman meselesi olduğunu o günlerde, yaşayarak gördüm.
Ertesi gün İstanbul’a döneceğimizi ve bir emri olup olmadığını sorduğumda rahmetli Behmen’in cevabı çok netti: “Estağfurullah, İstanbul’a emrimiz olmaz. Ancak ricamız olur.” Övgüyle bahsettiği ve büyük bir gururla “arkadaşım” dediği rahmetli Erbakan Hocamıza, “maksuz selam” göndermesini ve alnıma kondurduğu öpücüğü hiçbir zaman unutamam.
Ömer Behmen’in 2009 yılında vefat etmesinin ardından, bayrağı Edhem Bakşiç devraldı. 1983 Saraybosna Süreci’nde yargılanan babası Eşref Bakşiç gibi, sınırlı imkânlara rağmen, hayırlara vesile olmak için gayret sarf ediyor.
Bu sebeple, Bosna Hersek’i rahmetli Aliya İzetbegoviç’in emaneti bilen her Türk, Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın elinden tutmalı. En azından rahmetli Aliya ve yol arkadaşlarını yetiştiren, bu güzide teşkilatı mutlaka ziyaret etmeli.