BGF ve BAL-GÖÇ Genel Başkanı Özkan: “Resmi kayıtlara göre, 1984-1985 yıllarında, hala hayatta olan veya vefat etmiş, isimleri zorla değiştirilen 1 milyon 306 bin kişiye kanuni bir düzenlemeyle şahsi hiçbir müracaatları beklenmeden eski kütüklerdeki Türk isimlerinin iade edilmesi en büyük beklentilerimizden biridir”
Bulgaristan’dan Türkiye’ye seneler önce göç etmek zorunda kalan soydaşlar, 1984-1985 yıllarında isimleri zorla değiştirilen, hayatta olan veya vefat etmiş 1 milyon 306 bin kişinin kanuni bir düzenlemeyle müracaatları beklenmeden eski kütüklerdeki “Türk isimleri”nin iade edilmesini istiyor.
Balkan Türkleri ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) ve Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) Genel Başkanı Yüksel Özkan, yaptığı yazılı açıklamada, 1984 yılı aralık ayı ve 1989’da Türkiye’ye 350 binin üzerinde soydaşın göç etmesine yol açan Bulgaristan’daki zoraki uygulamaların 30’uncu senesinin geride kaldığını bildirdi.
Todor Jivkov sonrası dönemde demokrasi süreciyle Bulgaristan Türklerinin, haklarını “kısmen” almış olmalarına karşın 1984-1989 dönemindeki asimilasyon politikalarının suçlularından tam anlamıyla hesap sorulmadığını savunan Özkan, bu gerçeğin, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov tarafından da sosyal medyada dile getirildiğini kaydetti.
Özkan, Borisov’un, asimilasyon politikalarına atfen, “Görünmeyen ancak Türk asıllı vatandaşlarımızın ruhlarında çok ağır darbeler bırakan, kendilerine ve ailelerine karşı uygulanan şiddet, komünist partisi tarafından sanki kolayca unutulabilir hale getirildi” ifadesini kullandığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Sayın Borisov’un söz konusu açıklamasının teşkilatımızca ‘memnuniyet verici’ bulunmuştur ancak bazı hususları da dile getirme zarureti doğmuştur.
Sayın Borisov’un açıklamalarının, pek çok şaibeye açık olan sosyal medyadan yapılması bir soru işaretidir. Bulgaristan’ın başbakanı olarak aynı ifadelerin Başbakanlık kurumu adıyla resmi bildiriyle ifade edilmesi, tarafımızca şüphesiz daha samimi bulunacaktı. Şimdiye kadar, 1997-1998 yıllarında dönemin Bulgaristan Cumhurbaşkanı Sayın Petar Stoyanov ve Başbakanı Sayın İvan Kostov tarafından sözlü olarak iki kez özür dilenmesinin yanı sıra 2012’nin ocak ayında Bulgaristan Parlamentosu’nda ‘Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Zorla Uygulanan Asimilasyon Sürecinin Kınanmasına İlişkin Bildiri’ kabul edilmiştir. 16 Kasım 2013’te o dönemin Bulgaristan Sosyalist Partisi Genel Başkanı Sayın Sergey Stanişev, ‘Bulgaristan Sosyalist Partisi olarak Bulgaristan Türkleri önünde tarihsel bir suçluluğumuz var ve biz bunun için özür diliyoruz’ diyerek Türklerden özür dilemişti. Bu gelişmelere rağmen ‘ortada suç var ancak suçlu yok gibi’ bir durum oluştu.”
Özkan, söz konusu durumun Borisov tarafından net bir şekilde açıklansa da ifadelerinin söylemden çıkıp eyleme dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
– “Sorumlular adalet karşısına çıkarılsın”
Türklere yapılan baskı ve zulümler için kimsenin hesap sormadığını belirten Borisov’un, halihazırda Bulgaristan’ın başbakanı olarak Türklere yönelik asimilasyon politikalarının sorumlularını adalet karşısına çıkarması gerektiğini bildiren Özkan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bulgaristan anayasasının, Sayın Borisov’a gerekli yetki ve sorumluluğu verdiğine dikkati çekmek isteriz. Resmi kayıtlara göre, 1984-1985 yıllarında, hala hayatta olan veya vefat etmiş, isimleri zorla değiştirilen 1 milyon 306 bin kişiye kanuni bir düzenlemeyle şahsi hiçbir müracaatları beklenmeden eski kütüklerdeki Türk isimlerinin iade edilmesi en büyük beklentilerimizden biridir. Dost ve kardeş Bulgaristan Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sayın Boyko Borisov’un, asimilasyon politikalarının sorumlularını adalete teslim etme ve Türk isimlerinin kanuni bir düzenlemeyle iadesi konusunda atacağı adımlar, tarafımızca en büyük beklentimizdir ve bunu her zaman destekleriz.
AA