Son yıllarda çarşı, turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanlardan biri oldu. Turistlerin, özellikle Türkiye’den gelen grupların, çarşıyı ziyaret ederek canlanmasına katkıda bulunduğu yadsınamaz bir gerçek. Ancak çarşı sözüne ettiğimiz turistlere ne kadar hazır, özellikle çarşının girişleri. TİMEBALKAN portalı olarak bu konuyu “Nisma” Enstitüsü’nden Ramadan Ramadani ve turistlerle sürekli çalışan rehber Liman Osman’a sorduk.
Yıllardır Bit Pazar girişinden çarşıya girmek adeta imkansız hale geldi. Çarşı girişinin önünde yok yok. Onlarca taksinin durağı olarak kullanılmasının dışında Bit Pazarı yetmezmiş gibi artı bir “Bit Pazar” daha kurulmuş. Küçük “Bit Pazarı”nda çoraptan başlayarak her tür tekstil ürünlerini bulmanız mümkün.
Nisma Enstitüsü’nden Ramadan Ramadani uzun yıllar olduğu gibi çarşı girişlerinin bugün de berbat olduğunu vurguladı.
Ramadani, “Bu berbatlık sadece mevcut çöp ve kirliliklerden değil, rahat ulaşılabilir ve park yerleri olmayan girişlerin eksikliğindendir”, dedi.
Ramadan Ramadani’ye göre çarşı girişlerine ilişkin ciddi çalışmaların yapılmamasına rağmen çarşı yine de eski manyetik gücüne sahip.
Ramadani, “Çarşının sadece varlığı Üsküp’ün en “Üsküp kokan” yeri olmasını kılmaktadır. Çarşı girişilerinin kapanık olduğu en zor yıllarda bile, yabancı turistlerin Üsküp’ü hissetmek için ince ve dar sokaklardan çarşıya nasıl akın ettiklerini izleyebiliyoruz”, şeklinde konuştu.
Türkiyeli turistlerine rehberlik yapan Liman Osman da çarşı girişlerinden çok şikayetçi.
Turist grupları ile başkent Üsküp gezisine bazen eski tren garından bazen de Mustafa Paşa Camii’nden başladıklarını belirten Liman Osman, “Her nasılsa Üsküp’te turistleri gezdirmek kolay değil. Özellikle Türk Çarşısı’na giriş ve çıkış bayağı zor, neredeyse eziyetli. Örneğin çarşıya Bit Pazarı’ndan girilmesi çok zor. Sokak satıcılarından ve arabalardan geçilmiyor. Aziz Spas Kilisesi önü ise bir restorancı tarafından zaptedilmiş ve masalardan, sandalyelerden manevralar yapmak zorundayız”, dedi.
Çarşının Taş Köprüsü kısmının girişinde de herhangi bir fark yok. Tam girişte park edilen araçlar, vatandaşlara adeta “Çarşıya girmek zorunda mısın?”, diye sesleniyor. Bir adım ötede ise TİMEBALKAN objektifine lahana tezgahı yakalandı. Lahana rendesi satılan bir tezgahta çarşıya belki de ilk defa gelen turistler “Çarşı Lahana Salatası”nın tadına bakabilirler.
Liman Osman çarşı girişlerinin yanı sıra çarşının tamamında serbest yürüme problemleri olduğunun altını çizdi.
Çarşının içinden ise yine masa, sandalye ve çok sayıda dilenciden geçilmediğini vurgulayan Liman Osman, “Turist grupları için çarşı ve meydan arası yürümesinde en sıkıntılı nokta Davut Paşa Hamamı (galeri) yanındaki sokak. Senelerce en büyük engel burası. Sadece turistlere değil yerli vatandaşlara da büyük zorluk oluşturmaktadır. Park edilmiş arabalardan, toz veya çamurdan geçilmiyor . Yetkililer tüm bunları görmemezlikten geliyor. Bir taraftan turizmin önemi, diğer taraftan tüm bu engeller”, şeklinde konuştu.
Yıllardır rehberlik yapan Liman’a göre söz konusu zorlukları halletmek çok da zor ve maliyetli değil. Yeter ki, yetkililer başta belediye başkanları, polis ve müfettişler görevlerini yapsınlar.
Balkanlarda diğer çarşılarda asla böyle engeller ve pisliklerin olmadığını vurgulayan Liman Osman, “Maalesef Üsküp Türk Çarşısı tarihi değerine rağmen turistler tarafından yüksek not alamıyor”, dedi.
Üsküp Türk Çarşısı Yıllardır Canlanmayı Beklerken
“Üsküp’te Osmanlı döneminden kalan tarihi Türk Çarşısı, uzun yıllar sonra yeniden canlanıyor.” Arama motorlarında çarşı için bir şey ararsanız sözü ettiğimiz cümleyi mutlaka bulacaksınız. Yıllardır değişmeyen bir cümle. Onlarca proje ve etkinlikten sonra, evet, “Türk Çarşısı canlandı” cümlesini hala kulanamamız çok üzüntü verici. Tabii ki çeşitli projelere, etkinliklere karşı gelmemiz mümkün değil. Ancak, çarşının en azından ana giriş noktaları için yıllardır özel bir proje hazırlanmamasının nedenini sormak da en doğal hakkımız.
Ulusal Tarih Enstitüsü Kültür Tarihi alanında doktora sahibi olan Ramadan Ramadani, “ İnsanlar ve şehirler için dünya merkezidir anlamında bir konsept var. „L’Ombelico del Mondo“ (Dünyanın göbek deliği) Çarşı, Üsküp ve Üsküp’lüler için her zaman dünyanın göbek deliği oldu. Şu anki hali ile de hala çok güzel. Söz konusu güzellik yüzyıllar boyunca “Hanım” olduğunu göstermektedir. Onun güzelliğinden sadece kazancımız olabilir. Çarşı bizi sadece daha büyük Üsküp’lü yapabilir, Üsküp’ü ise gerçek şehir yapar”, şeklinde konuştu.
Çarşının yüzyıllardır “ötekinin” anlaşılabileceği seyrek bir meydan olduğunu söyleyen Ramadani, “Bunu bugün çarşıda Makedon, Arnavut ve Türk olmak üzere üç dilin kullanılması ile açıklayabiliriz, dolayısıyla ‘çarşı çocuğu’ ifadesi kullanılmaktadır”, dedi.
Çarşıda bir şeyler değişecek mi? Ve “Çarşı canlandı” sözünü rahatlıkla kullanabilecek miyiz? Bunu zaman gösterecek.
Kaynak: Hüsamettin Gina / TİMEBALKAN