Nahit Doğu- Lütfi Mestan parti kuracak mı kurmayacak mı tartışması sanırım artık geride kaldı. Mestan’a destek olarak HÖH partisinden istifa eden milletvekilleri yeni siyasi oluşumun haftaya açıklanacağını duyurdu.
Bu noktada başka bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bulgaristan’daki Türk asıllı siyasetçilerin Türk ve Bulgar medyasına demeç verirken sergiledikleri farklı tutum 25 yıldır devam ediyor.
Herhangi bir ayrım yapmadan söylüyorum, HÖH’ün siyasetçileri de aynı iki yüzlülüğü sergiliyor, bu partiden ayrılan ve başka partilere geçen siyasetçiler de Türk basınına farklı üslupla, Bulgar basınına ise bambaşka bir üslüpla konuşuyorlar.
Böyle yapmalarının nedeni apacık ortada. Bulgar basınına konuşurken ‘bakın biz Bulgaristan’a ne kadar bağlıyız’ kalıbını koruma çabasıyla demeç veriliyor ve ülkedeki Türklerin diline, dinine, örf ve adetlerine asla vurgu yapılmıyor. Komünist dönemde beyinlerine kazınan önyargılar halkın isteklerini savunmalarına ve bu yönde konuşma yapmalarına engel oluyor.
Türk basınına konuşurken ise tam tersi oluyor. Ezilen taraf oynanılıyor. ‘Aslında biz halkın istekleri doğrultusunda çok çalışıyoruz ama Bulgarlar izin vermiyor’ edebiyatı çerçevesinden çıkılmıyor. İnanın bu edebiyat türü Bulgaristan’daki zeminden haberi olmayan Türkiye’deki kardeşimi son derece etkiliyor.
Bu ikiyüzlülük nedeniyle şimdiye kadar çok sayıda trajikomik olay yaşandı ve hala da yaşanmaya devam ediyor.
Bulgaristan’dan Türkiye’ye ve Türkiye’den de Bulgaristan’a haber akışını yakından takip ettiğim ve bildiğim için söyleyebilirim ki, Bulgaristan’da ‘önüme Papa da gelse söylediğim şeyler aynıdır’ diyebilecek Hüseyin Hafızov’dan başka Türk siyaset adamı yok.
– See more at: http://ajansbkose.blogspot.com.tr/2016/02/bulgaristandaki-turk-siyasetcilerin.html#sthash.rBfmJTeJ.dpuf