Batı kaynaklı çizgi filmlerden, oyuncaklara ve dahi çocuk kıyafetlerine kadar, hepsinde bir domuz karakteri var. Bu müskiratı öyle bir resmediyorlar ki çirkinliği sevimli hale getiriyorlar. Orijinal hali gözler önüne serilse herhalde Hristiyanlar bile bu hayvandan uzak dururlar, diye düşünürüm bazen.
Hıristiyan âlemi, namı diğer Batı böyle, ya bizimkilere ne oluyor. Kendi kimliğinden, kendi değerlerinden utanmak… “Ben de sizin gibiyim” demek, birçok insanımızın maalesef tercih ettiği bir yol. Bunun ardında tabii ki utanılmayacak, ancak ve ancak övünülebilecek değerlerimizi, kendi kimliğimizi bilmemek, o değerleri yaşayamamak yatıyor.
Bulgaristan’da da Müslüman Türk halkının kendi değerleri ile buluşması arttıkça eskiden görülmeyen birçok konu gündeme gelecek ve tartışma konusu olacaktır. Olmaktadır da… Kreşlerde Müslüman Türk çocuklarına domuz eti yedirilmesi gibi…
1995 yılında Almanya’dayım. Almanca kursuna devam ediyorum. Kursa başladığımızda Ramazan ayı idi ve tabi ki oruca da devam ettik. O sıralarda sınıfımız milletler cemiyeti gibi farklı ülkelerden kursiyerler var. Dini konularda da sohbetlerimiz oluyor. Özellikle orucu merak ediyorlar. Bir gün derste alıştırma yapıyoruz. Sınıftaki herkes sırayla soruyu okuyup cevabını veriyor. Sıra tam bana geldi ki hocamız, sen onu okuma! Bir sonrakini oku, sen oruçlusun dedi. Sırası bana gelen soruda ben içmek için içki isteyecek ve cevabını verecektim. Hocamız tipik, çalışkan, vatanını seven bir Almandı. Bu hassasiyet ini takdir ettim. Bunu okumam oruç bozmazdı tabi ki ama onun hassasiyeti saygıdeğerdi.
Şimdi gelelim bizim Kırcaali Belediye Başkanının televizyonda söylediklerine… Kreşe giden Türk öğrencilerin velilerinden “domuz eti istemiyoruz” diye bir talep gelmemiş, “öğrenciler aynı menüyü yemeliymiş”, “velilere sorulacakmış, çoğunluğa göre karar verilecekmiş”.
Bunu söyleyen, bizim bildiğimiz kadarıyla Müslüman ve Türk; şimdi ben de bir şeyler sormak istiyorum:
Velev ki veliler “çocuklarımıza domuz eti yedirmeyin” demedi. Arkadaş sen niçin bu çocuklara domuz eti yedirme mecburiyetinde hissediyorsun kendini, dana, kuzu, keçi, tavuk, hindi gibi hayvanlar varken? Bu hayvanların etini kreşte herkes yerse ne olur? Domuzsuz kalan da evinde yer domuzunu…
Çoğunluğa bakılacakmış!? insani ve dini değerlerin oylaması yapılmaz. Çoğunluğa bakıp azınlığın insani ve dini değerlerini yok saymak despotluktur. Demokrasinin temel değerlerinden birisi de azınlığın çoğunluk arasında haklarını muhafaza edebilmesidir. Üniversitede birinci sınıftayken Siyaset Bilimi dersinde öğrendiğimiz en temek kuraldı bu.
Bir laf vardır ya “özrü kabahatinden daha büyük”, sayın başkanın ki de bunun gibi bir şey. Şu mübarek Ramazanın son günlerinde o hayvanı konu yapmak zorunda kaldığıma utanıyorum. O hayvanı, günahsız masum çocuklara yedirmekten hicap duymayanlara da Rabbimden utanma duygusu vermesini niyaz ediyorum.
Herkesin Ramazan Bayramını şimdiden tebrik ediyorum.
b.colakoglu@balturk.org.tr