Lütvi MESTAN- Nüfusunun anca yüzde 2’si Müslüman olan Romanya, başbakanı olarak Suriyeli ile evli Tatar Türkü Müslüman Sevil Şaydeh’i aday gösterdi. Ağırlıklı olarak Ortodoks Romen olan halk son cumhurbaşkanı seçiminde Alman asıllı Protestan Klaus Yohannes’i cumhurbaşkanı seçtiydi.
Böylece, kavme dayalı olmayan ve önyargılardan arınmış çağdaş yurttaş ulusu oluşturulur. Romanya örneği, bastığı zeminin hukuk devleti, gerçek eşitlilik, düşünce ile siyasal çoğulculuk ve çok kültürlülük olarak hoşgörü felsefesine dayandığını gösteriyor.
Romanya’dan farklı olarak, Bulgaristan’da azınlık temsilcileri “insan benzeri primat”, “Neandertal insanıyla Homo sapiens (insan) arasındaki kayıp bağlantı” olarak tanımlanırken, müezzinlerin namaz çağrısı (ezan) “vahşi hayvanlar ulamasına” benzetiliyor. Belki de bu yüzden kendilerinden birinin cumhurbaşkanı ya da başbakan olmasını hayal dahi edemiyorlar çünkü Bulgar siyasi felsefesi ve gerçekleri güvenlik güçleri, mahkeme, savcılık, yüksek yönetim seviyeleri gibi kavimle ilgili egemenliğe dayalı duyurulmamış alanlara sahip ki bunlara erişim izni sadece ana kavim unsuru olan Bulgarlara vardır.
Romanya örneği, toplam Bulgar geri kalmışlığının belirgin bir biçimde dikkat çektiği bir arka fonudur ki bu sadece farklı olanların tam bütünleşmesiyle ilgili olmayıp, “hoşgörü” ile “eşit ortaklık” kavramlarının özüyle de alakalıdır. Romanya sadece siyasi oluşumlar ile yurttaş toplum arasındaki yöntemlere ve karşılıklı konuşmaya ilişkin en üst Avrupa ölçütlerini bize göstermemektedir. Avrupa Birliğindeki günümüz değerler ve uzak görüşlülük eksikliği bunalımı, giderek yükselen ulusal halkçı sesler ile yayılan yıkıcı eğilimler çerçevesinde, Romanya, gerçek Avrupa gelişme yolunun Birliğin kuruluşunda yatan yola sadık kalınması gerektiğini gösteriyor. Bu da barış, demokrasi ve sürdürülebilir Avrupa gelişimi adına ortak alanın genişlemesi ve istikrara kavuşmasıdır.
Romanya benzeri çağdaş yurttaş ulusunun oluşturulması kavme ve dine dayalı köktenciliğin ve aşırılığın önlenmesi için en dayanıklı ön eylem olduğu gibi, çağdaş devletlerin ulusal güvenliği için bir güvencedir.
DOST, Tüzüğünde yer alan “çağdaş yurttaş yurtseverlik” ifadesine çağdaş yurttaş ve demokratik ulusun bir işlevi anlayışını yüklemektedir.
Sevil Şaydeh’in ardından, Romanya’nın sergilemiş olduğu bu canlı uygarlık örneğinden sonra, benim Bulgar Etnik Modeli hakkında konuşmamı güçleştiriyor ki bu Model ana dilimi kullandığım için bana sürekli para cezası verilmesini mümkün kılıyor.
Bulgaristan kağıt üzerindeki modellere ihtiyaç duymaktan ziyade tüm yurttaşlara gerçek eşitlik sağlayacak, gerçek demokrasiye ihtiyaç duymaktadır.
DOST PARTİSİ GENEL BAŞKANI
NOT:
Aleko Konstantinov’un “İsviçre mi?” Seyahatnamesine yönelik dolambaçlı söz ile ilişkilendirmesi bir çelişki içermektedir. Aleko Konstantinov bu başlığı Bulgaristan’ın güzelliğini vurgulamak için kullanmıştır hem de İsviçre ile kıyas yaparak, oysa bu yazıdaki aykırılık maalesef Bulgaristan lehine değildir.