Bosna Hersek’te pazar günü yapılan seçimlerde Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyeliğine ayrılıkçı söylemleri ile tanınan Dodik’in seçilmesi, üç üyeli konseyin çalışmalarında yeni dönemde ciddi krizler yaşanabileceği sinyalini verdi.
Bosna Hersek‘te kanton, entite ve ulusal düzeydeki parlamentolar ile Devlet Başkanlığı Konseyi üyeliği için pazar günü yapılan seçimlerin ilk sonuçlarının netlik kazanmasının ardından gelecek 4 yıla ilişkin politik senaryolar belirginleşmeye başladı.
Resmi olmayan ilk sonuçlara göre, ülkenin en üst makamı olan Devlet Başkanlığı Konseyinin yeni dönemdeki Boşnak, Hırvat ve Sırp üyeleri belli oldu. Bir önceki döneme kıyasla konsey üyelerinin tamamı değişirken, partiler bazında koltuğunu korumayı başaran ise sadece Demokratik Eylem Partisi (SDA) oldu.
Bağımsız Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzetbegovic tarafından kurulan ve ülkedeki en önemli Boşnak partisi konumundaki SDA’nın Devlet Başkanlığı Konseyi Boşnak üyeliği adayı Sefik Dzaferovic, oyların yüzde 37’sini alarak seçimi kazanmayı garantiledi.
Konseyin Hırvat üyeliği için kıyasıya bir rekabet olacağı tahminleri yapılsa da ülkedeki Boşnakların önemli bir kesiminin de desteğini alan ılımlı Hırvat politikacı Zeljko Komsic, milliyetçi aday Dragan Covic’i farklı geçerek, konseyin yeni Hırvat üyesi oldu.
Bosna’daki savaşta ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden ve üstün hizmetlerinden dolayı “Altın Zambak” nişanı da bulunan Demokrat Cephe (DF) adayı Komsic, oyların yüzde 51’ini alırken, Bosna Hersek Hırvat Demokrat Birliği (HDZ BIH) adayı Covic ise yüzde 37’de kaldı.
Ayrılıkçı Sırp politikacı Dodik konseyin yeni üyesi oldu
Öte yandan, ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nde (RS) kullanılan oylarla seçilen konseyin Sırp üyeliğine ise ayrılıkçı söylemleri ile sık sık gündeme gelen ve halen RS başkanlığı görevini yürüten Milorad Dodik seçildi.
Bağımsız Sosyal Demokratlar Birliğinin (SNSD) adayı olan Dodik, iki dönem RS başkanlığı yaptıktan sonra devletin en üst makamı olan başkanlık konseyine de girmeyi garantiledi.
Bosna Hersek’in NATO üyeliğine karşı tutumu ve Rusya yanlısı açıklamaları ise tanınan Dodik, sayılan oyların yüzde 54’ünü alırken, konseyin mevcut Sırp üyesi ve pazar günkü seçimlerde Dodik’in rakibi olan “Zafer Birliği” ittifakının adayı Mladen İvanic ise yüzde 42’de kaldı.
Kayıtlı 3 milyon 352 bin 933 seçmenin bulunduğu seçimlerde, katılım oranı ise yüzde 53,3 oldu.
İslam Birliğinden “seçim” açıklaması
Daha önce iki dönem konseyin Hırvat üyeliğini yapan ılımlı Hırvat politikacı Komsic, seçimlerde Boşnak seçmenlerin de önemli desteğini aldı. Boşnaklar arasında da sevilen Komsic’in konsey üyeliğine seçilmesinde kuşkusuz Boşnak seçmenlerden aldığı oylar kilit rol oynadı.
Seçimi kaybeden diğer Hırvat aday Covic’in, sandıkların kapatılmasının ardından yaptığı açıklamada, yeni dönemde “Boşnakların konseyde iki üyesi olacağını” söylemesi de Komsic’in seçilmesinde Boşnak seçmenin oynadığı önemli rolü ortaya koydu.
Her ne kadar ülkedeki en büyük Boşnak partisi konumunda olsa da seçimler öncesinde ciddi ayrışmaların yaşandığı SDA’nın seçimlerdeki performansı merak konusuydu.
Yoğun bir seçim kampanyası yürüten Sefik Dzaferovic’in, Boşnaklardan önemli destek alacağı önceden tahmin edilen Komsic’in aday olması göz önünde bulundurulduğunda, ne kadar başarılı olacağı uzun süre belirsizliğini korudu.
Seçimlere kısa bir süre kala uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan anketlerde, Bosna Hersek Sosyal Demokrat Partisi (SDP BIH) adayı Denis Becirovic’in konseyin Boşnak üyeliği yarışında Dzaferovic’in önüne geçtiği gözlenirken, Komsic’e kayan Boşnak oylarının en fazla Dzaferovic’i olumsuz etkileyebileceği ifade edildi.
Seçim kampanyaları süresince Bosna Hersek İslam Birliğinin (Diyanet İşleri) aktif rol üstlenmesi de dikkatlerden kaçmadı. Seçimlere iki hafta kala cuma hutbelerinde ülkedeki Müslümanlara sandığa gitme çağrısında bulunuldu.
Son olarak İslam Birliği Başkanı Husein Kavazovic’in yaptığı önemli açıklama ise dikkatlerden kaçmadı. Kavazovic, “ülkedeki bir milletin başka bir milletin temsilcisini seçmemesi gerektiğini” ifade ederken, aslında tam olarak Boşnak seçmenlerin Boşnak adaylara oy kullanmasına vurgu yapıyordu.
Kavazovic’in bu açıklaması, Hırvat aday Komsic’e oy veren Boşnaklara yönelik değerlendirildi. Becirovic ile Dzaferovic arasındaki farkın yüzde 4’ten az olması göz önüne alındığında, Kavazovic’in son dakika açıklamasının, Dzaferovic lehine etkili olduğu ifade ediliyor.
Fahrud “IN” Radoncic “OUT” oldu
Seçim kampanyasında adının son iki harfi “IN” sloganını tercih eden ülkenin zengin iş adamlarından Fahrudin Radoncic ise aldığı farklı mağlubiyetle “OUT” oldu.
Radoncic, konseyin Boşnak üyeliği yarışında oyların sadece yüzde 12’sini alarak, üçüncü sırada yer aldı.
Daha İyi Gelecek Birliği (SBB) Genel Başkanı Radoncic, zaferden çok emin olarak girdiği bir seçimi daha kaydederken, sosyal medyada bu yenilgiye ilişkin “FahrudOUT” ve “RadOFFcic” yorumları yapıldı.
Radoncic’in pazar günü yapılan seçimde farklı bir mağlubiyet alması, Boşnak seçmenin, ülkenin geleceği için birlik ve beraberliği ön planda tutan söylemleri benimseyen ve buna inanan liderleri tercih ettiklerini ve risk almadıklarını gösterdi.
Öte yandan, konseyin Boşnak üyesi olmak için yarışa bağımsız giren ve herhangi bir siyasi partinin desteğini almayan akademisyen Prof. Dr. Mirsad Hadzikadic yüzde 9’un üzerinde oy olarak önemli bir başarıya imza attı.
Komsic, Covic’e fark attı
Seçimler öncesinde adaylar açıklandığında Komsic’in aday olması, milliyetçi Hırvat aday Covic’in yeniden konseyin Hırvat üyeliğine seçilmesini zorlaştıracağına işaret etse de muhtemelen hiç kimse iki Hırvat aday arasındaki farkın yüzde 14 olacağını tahmin etmemişti.
Konseyin 4 yıl boyunca Hırvat üyeliğini yapan Covic, genel başkanlığını yaptığı HDZ BIH adayı olarak bir kez daha yarışa katılsa da hem ılımlı Hırvatların hem de Boşnakların önemli bir kesiminin desteklediği Komsic’i mağlup etmeyi başaramadı.
Komsic, oyların yüzde 51’ini alırken, Covic ise yüzde 37’de kaldı.
Dodik’in konsey üyeliği krizlerin habercisi mi?
Sık sık ayrılıkçı söylemleriyle gündeme gelen ve ülkedeki iki entiteden biri RS’yi sürekli “devlet” diye tanımlayan milliyetçi Sırp politikacı Dodik’in de konseyin yeni dönemdeki Sırp üyesi olması, yeni bir krizin habercisi durumunda.
Seçim kampanyasında Devlet Başkanlığı Konseyinin bulunduğu başkent Saraybosna’ya gelmeyeceğini birçok kez açıklayan Dodik, söylediğini yapması durumunda krize yol açabilecek. Zira devletin en üst makamı konumundaki konseyde kararlar üç üyenin uzlaşısı ile alınabiliyor. Üyelerden herhangi birinin toplantılara katılmaması, konseyi işlevsiz kılacak.
Bosna Hersek’in NATO üyeliğine sert bir dille karşı çıkan ve Rusya yanlısı bir tutuma sahip olan Dodik, daha önce ABD tarafından da kara listeye alınmış ve bu ülkeye girişi yasaklanmıştı.
Öte yandan, ülkede kısa vadede krize yol açabilecek bir diğer faktör ise mevcut Seçim Kanunu. Anayasaya aykırı bulunan mevcut seçim yasasına göre, seçim sonuçlarını Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) Halklar Meclisi ile Bosna Hersek Halklar Meclisi üyelerinin belirlenmesinde uygulamak mümkün değil.
Mevcut yasa, her kantondan kurucu halklardan (Boşnak, Hırvat ve Sırp) en az bir milletvekilinin (FBIH) Halklar Meclisine girmesini öngörürken, Anayasa Mahkemesi bunun doğru olmadığına hükmetmiş ve seçmen sayısına göre milletvekillerinin belirlenmesi gerektiğini bildirmişti.
Siyasilerin bunu parlamentodan geçirerek çözebilme seçeneği zor görünüyor. Merkez Seçim Komisyonunun sorumluluğu üzerine alması ya da uluslararası faktörlerden yardım alarak bunların müdahalesi ile sorunu çözmesi bekleniyor.
Hükümet kurma görüşmeleri
Devlet Başkanlığı Konseyinin üyeleri noktasındaki belirsizlik ortadan kalkmış olsa da ulusal ve entite düzeyindeki parlamentolarda hangi partinin kazanacağı ve koalisyon olasılıkları hala merak konusu.
Sayımı tamamlanan oylara göre, ulusal düzeydeki parlamentoda FBIH’de SDA ilk parti konumundayken, SDA’yı HDZ BIH ve SDP BIH takip ediyor. RS’de ise SNSD ilk parti konumundayken, SNSD’yi Sırp Demokrat Partisi (SDS) ve Demokratik İlerleme Partisi (PDP) takip ediyor.
42 üyeli ulusal parlamentonun 28 üyesi FBIH’den, 14 üyesi ise RS’den seçiliyor.
Partilerin kaç milletvekili elde edeceği, kimin kiminle koalisyon yapacağı da merak edilen konular arasında. Zira parlamentoda kazanan partiler hükümeti oluşturacak koalisyona dahil edilmezse, ülke siyasetini bloke edebilecek bir durumun ortaya çıkması muhtemel görünüyor.
Her halükarda, Bosna Hersek yönetimsel anlamda yaşadığı bütün zorluklara rağmen halkın siyasi iradesini özgürce ortaya koyabildiği, ufak tefek olaylar dışında sorunsuz seçimleri geride bırakabilmeyi başardı.
Seçimler sonrası olası siyasi krizler öngörülmekle birlikte, gergin seçim atmosferinin, yerini koalisyon arayışlarına bırakacağı, yasal boşlukların giderilmeye çalışılacağı yeni bir siyasi dönemin başlaması bekleniyor.
Her ne olursa olsun demokrasinin gereği olan seçimlerin Bosna Hersek gibi kendine münhasır özelliklere sahip bir ülkede başarıyla sonuçlanması sadece Bosna Hersek değil, tüm bölgenin istikrarının güvencesini oluşturacaktır.
Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası yapıların da seçimleri pozitif gündemle değerlendirmesinin, gerek Bosna Hersek’in AB perspektifi, gerekse genç nüfusun ülkeyi terk etmemesi açısından önemli olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: AA