“Irkçılar ülkelerini seviyor mu, gerçekten?” başlıklı daha önceki bir yazımda, ırkçılığın dünya tarihinde insanlığın başına nasıl bir bela olduğunu ve hala da bela olmaya devam ettiğini anlatmaya çalışmıştım.
Esas itibariyle de doğan hiçbir insanın ne anne-babasını ne de ırkını ve rengini seçme şansı yoktur. Dolayısıyla insanların doğuştan elde edilen farklılıklardan dolayı üstünlük iddia edip, başka ırkları-milletleri aşağılamaları kadar akıl dışı bir şey düşünemiyorum.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de siyahî bir çiftin sarı saçlı, mavi gözlü bir bebek dünyaya getirmesi bilim dünyasında şaşkınlığa yol açtı. Üstelik bu sarışınlık, bazı siyahî çiftlerin çocuklarında görülen “albino” hastalığından da kaynaklanmıyor. Nesiller boyu taşınan genler böyle sürprizler yapabiliyormuş. Doktorlar cilde beyaz rengi veren genlerin bu şekilde taşındığını söylerken, siyahî çiftin ailesinde bu beyaz genleri taşıyan kimsenin olmamasına dayanarak şaşıyorlar.
Ancak göz ardı ettikleri bir gerçek var ki, tüm insanların Hz Âdem ve Havva’nın nesli olması… Tüm milletlerin onların çocuklarından meydana gelmesi… Diğer bir ifade ile her insanın genlerinde her ırkın özellikleri var demektir, bu… Yani her aile kendi rengi dışında bir çocuğa sahip olabilir, milyonda-milyarda bir ihtimal de olsa… Bunu söyleyen bilim adamları da var.
Düşünüyorum da, başka ırkları aşağı görüp sabun yapmak isteyen bir beyazın, bir siyahî veya roman bir çocuğu olsa onu da sabun yapmak ister mi? Şimdi önceki yazımdaki çağrıyı tekrarlamak ve bu çağrıyı en başta da Balkanlara yapmak istiyorum
“Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın ırkı doğuştandır, sonradan kazanma değildir. Fakat“insanlık” sonradan elde ediliyor. Medeniyet insanların çalışması, çabalaması sonucu elde edilebiliyor. Netice itibariyle insanlar arasında bir rekabet, mücadele, yarışma olacaksa bu doğumdan sonra kazanılan “değerler” üzerinden olmalı. Milletler medeniyetlerini, insanlıklarını, faziletlerini yarıştırmalı, bu değerler üzerine mücadele edilmeli. Pekiyi söz konusu bu değerler üzerine donanımı olmayanlar ne yapacaklar?
Onların hayatları da başkalarının yaptıklarını kötülemek ve ırklarını yüceltmekle geçecek herhalde.”
Onlar ne kadar da mutlu görünüyor…