Özlem Tefikova, Omurtag ilçesinde bulunan Kestenyavo köyünde bir kütüphane kurmak istiyor. Şumnu’da gazetecilik okuyan Özlem, şimdiye kadar 700 kitap topladıklarını anlatıyor.
– Türkçe kütüphane kurma fikri nasıl doğdu?
– Yanlış anladınız sanırım, kurduğumuz kütüphane özellikle Türkçe
değil. Evet, Kestenyavo bir Türk köyüdür, fakat halkımızın sadece ve
sadece Türkçe kitaplara ihtiyacı yok. Topladığımız kitaplar iki dilde,
Bulgarca ve Turkce. Böylesi daha faydalı diye düşünüyorum.
– Kütüphaneyi niye Kestenyavo gibi bir küçük köyde kurmak
istiyorsunuz? Sizce ilgi olur mu?
– Köyümüz çok küçük, doğru. Ama ne yapalım, biz de okumak istiyoruz.
Biz de tarihi, edebiyatı, dünyadaki son gelişmeleri bilmek istiyoruz.
İlgilenen insanlar çok. Hele de yaşlılar bu teklife çok sevindiler.
Onlar da kendi aralarında toplanarak bir kulüp kurmak istiyorlar.
Gazeteler okumak istiyorlar. Çok mutlu oldular. Yani ilgi oldukça
büyük.
– Kitap toplama işi nasıl gidiyor? Kaç kitap topladınız? Kitapları
seçerken nelere dikkat ettiniz?
– Şimdiye kadar 700 kitap topladık. Genelde roman, hikaye ve şiir
kitapları topluyoruz. Kitapları seçerken tek dikkat ettiğimiz nokta
kitapların dili halka yakın olmasıdır. Yani, halkın fazla okuma
alışkanlığı olmadığı için ağır konulu, örneğin siyaset ve bilim
dalları ile ilgili kitapları listemize koymuyoruz.
– Sizce Bulgaristan’da Türkçe kitap okuyanların sayısı azalıyor mu, artıyor mu?
– Türkçe kitap okuyanların sayısı malesef azalıyor. Bunun sebebi de
şu: halkımız Türkçeyi bilmiyor. Bazı Türk arkadaşlarım genelde Türkçe
kitap okumuyorlar, çünkü okuduklarımızı anlayamıyoruz, diyorlar.
Örneğin Orhan Kemal’in “Hanımın Çiftliği” romanını okumazlar, fakat
aynı kitabın Bulgarca tercümesi olan “Господарката” kitabını büyük bir
ilgi ile okuyacaklardır. Çünkü Bulgarcayı daha iyi biliyorlar. Bunun
sebebini ise araştırmak bana düşmez. Aslında sebebini hepimiz çok iyi
biliyoruz. Yani, kitap konusunda şöyle bir durum karşısındayız, Türkçe
kitaplar fazla okunmuyor, fakat buna kıyasla Türk yazarlar en çok
okunanlar listesine giriyorlar Bulgaristan’da.
– Okulda Türkçe okumamış bir kişi, Türkçe kitap okumaya nasıl başlayabilir?
– Okulda Tükçe okumayan bir kişi Türkçe kitap okuyamaz, tabi ki.
– İnternet çağında kitaba ilgi nasıl arttırılabilir?
– Aslında ben kendim çok sevdiğim bir kitabı internetten asla okumam.
Çünkü kitabın ruhunu, kokusunu internet sunamaz okuyucuya.
Kitapseverler bilirler bunu, kitabı eline aldığında bir kişi – işte
böyledir gerçek kitap okumak. İnternet, kağıt üzerine yazılmış
kitapları yokedemez, onlara her zaman ihtiyaç duyulacaktır diye
düşünüyorum.
– Kitap okumayı seviyorsunuz demek?
– Boş zamanlarımda genelde kitap okurum. En çok sevdiğim Türk
yazarları ve kitapları şunlardır: Orhan Kemal’in “Hanımın Çifliği”,
Ahmed Günbay Yıldız’ın “Aynada Batan Güneş”, Emine Şenlikoğlu’nun
“Maria”, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu”. Bulgar şairlerinden Atanas
Dalçev, Nikola Vaptsarov ve Hristo Smirnenski’nin eserlerini severek
okuyorum. Dünya klasiklerinden ise defalarca ve heyecanla okuduğum
yazarlar ve kitapları, Şekspir’in “Hamlet”, Tolstoy’un “Savaş ve
Barış”, Aleksandır Düma’nın “Monte Kristo”, Adam Mitskeviç “Pan
Tadeuş”
Ajans BG