Osmanlı mimarisinin Balkan coğrafyasındaki başyapıtlarından biridir Drina Köprüsü, bir diğer adıyla Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü.
Bloggingbalkanistan.wordpress.com sitesinde İngilizce olarak yayınlanan “The Mehmed Pasa Sokolovic Bridge” başlıklı yazıyı ilginize sunuyoruz.
Köprünün tarihinin izleri 16. yüzyıla ve muhtemelen Drina vadisinden çıkan en meşhur insana -Mehmed Paşa Sokoloviç’e (Sokollu Mehmet Paşa)- kadar sürülebilir. Vişegrad yakınlarındaki Bajitsa’da yaşayan Ortodoks bir aileninmensubu olan Sokollu, devşirme sistemiyle yetiştirilmiş ve Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlığına kadar yükselmişti. Dünya tarihi onu “Süveyş Kanalı’nı açma fikri” ile anıyor. Boşnaklar ve Sırplar ise Sokollu’yu Peç’teki Sırp Ortodoks Kilisesi’nin restorasyonu ve elbette Vişegrad’daki köprü ile hatırlıyor.
Devşirme olarak ailelerinden alınan çocuklar (en azından tarihi kişilikler) aileleri ve eski dini cemaatleriyle bağını tamamen koparmıyordu. Sokollu,Peç’teki Patrikhane’yi yeniden açtığında, ağabeyi Makariye Sokoloviç’i Patrik olarak atayarak Sırbistan, Bosna ve Kosova Ortodokslarının otoritesi yaptı. Sonraki iki Patrik -Antoniye ve Gerasim- de Sokoloviç ailesindendi.
Yaklaşık 20 yıl sonra Sokollu, Vişegrad’a 11 gözlü bir köprü inşa etmesi içinMimar Sinan’ı görevlendirdi. Banya’daki taş ocağından çıkarılan taşlarla 179 metrelik köprü tamamlandı. Vişegrad erkeklerinin yüzyıllar boyunca toplanıp günün önemli olaylarını tartıştığı divan, köprünün ortasını süslüyordu. 1886’ya kadar köprü ahşap bir kuleye de sahipti.
Drina’nın turkuaz suyunun ayırdığı topraklara nazır olan köprü bu toprakları birbirine bağlıyor. Günümüzde Drina, Bosna ve Sırbistan arasında doğal bir sınır işlevi görüyor. Ancak Drina’nın sınır olarak tarihi, imparatorluğu “doğu” ve “batı”ya bölmesiyle Roma İmparatorluğu’na kadar uzatılabilir. Tarih, köprünün fiziksel yapısına her zaman iyi davranmamıştır: Üç gözü I. Dünya Savaşı, beşi ise II. Dünya Savaşı sırasında yıkılmıştı. 1951’de yıkılan kısımlar restore edilirken, köprünün kaldırım taşlarının altına elektrik kabloları döşenmişti.
Saraybosna Üniversitesi’nde yıllarca ders veren William Tribe 1959’da köprüye yaptığı ziyareti şöyle anlatıyor:
“İvo Andriç’in tasvir ettiği 1914’teki yıkımın ardından hoşça restore edilen Vişegrad’daki meşhur “Drina Köprüsü”nden geçtim. Mehmed Paşa Sokoloviç tarafından dört yüzyıl önce yaptırılan köprünün ortasında, kıvrımlara Arap alfabesiyle Türkçe oyulan muhteşem kitabeyi incelemek için durdum.”
400 yıldan beri Vişegrad tarihinin bir parçası olan, 19 yıl önce Boşnakların toplu kıyımının merkezinde yer alan köprünün üzerindeki kitabede yazan şu mesajla yazıyı sonlandıralım:
“Allah bu harikulade ve muhteşem güzelliğe sahip köprüyü korusun.”
HaberBoşnak