Alman ekonomist Manfred J.M Neumann, Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının olumlu olacağını savunarak, Birlik’in geleceğinde siyasi ve ekonomik entegrasyonun gerçekleşmesinin zorunlu olmadığını belirtti.
Eski Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Araştırma Merkezi Profesörü ve Bonn Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Direktörü Öğretim Üyesi Manfred J.M. Neumann, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu (EAF)’ın düzenlediği “Avrupa Borç Krizi” başlıklı konferansta bir konuşma yapmak üzere geçen hafta İstanbul’daydı. Avrupa borç krizinin gelişimi, krizden çıkış politikaları ve krizin Türkiye ve dünya ekonomisine yansımalarının tartışıldığı konferansa, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Bern Üniversitesi Öğretim Üyesi ekonomist Harris Dellas, ekonomist Ege Cansen ve İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen konuşmacı olarak katıldı.
Neumann, konuşmasında Almanya’nın ekonomik nedenlerden çok, siyasi nedenlerle Avrupa Birliği’ne girmiş olduğunu vurgulayarak, “Yunanistan’da kamu yönetimi son derece kötü. Rekabet gücünü artırmalı, ar-ge yatırımları yapmalı ve emek piyasasında esnekliğe gitmeliler. Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) ise kurtarma yetkisi yok, AMB siyasi kararlar veremez. Birlik’te Almanya diğer ülkelere değil, diğer ülkeler Almanya’ya uymalı” dedi.
“Yunanistan Euro’dan çıksın”
Konferans sonrası Deutsche Welle Türkçe servisinin sorularını yanıtlayan Neumann, Alman kamuoyunda Euro’nun geleceğine dair inancın azalmış olduğunu ifade ederek, “Almanya halkı Yunanistan’ın Euro’da kalmasını istemiyor. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası da görevini yapamadı, güven azalmış durumda. Ancak bu durum seçimleri etkilemeyecek. 2013 seçimlerinde Merkel’in seçimleri kazanarak, Hrıstiyan Demokratlarla Sosyal Demokratların yeniden bir koalisyon kuracağını düşünüyorum” dedi.
Euro’nun ancak Euro ile yaşayamayan ülkelerin bölgeden çıkarılması ile yaşayabileceğini savunan Neumann, “Eğer kurallara uymuyorsanız, Euro’yu terk etmelisiniz. Bu kadar basit. Yunanistan’ın Euro’dan çıkması kısa vadede olumlu olur. Benim önerim; bir an önce yeni bir para birimine geçmeleri” ifadesini kullandı.
Neumann, Avrupa’nın siyasi birlik eksikliğinin ekonomiye yansıdığı yönündeki eleştirilere: “Maastricht kriterlerinin değişmesine gerek yok. Siyasi ve ekonomik birliğin aynı anda olması bir zorunluluk değil. Almanya’da Avrupa’nın siyasi birliği yönünde tartışmalar var. Bir vatandaş olarak Avrupa’nın siyasi birliğini savunmuyorum” yanıtını veriyor.
Yaşlanan nüfus önemli bir sorun
Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) bir süre önce açıkladığı araştırmanın sonuçlarına göre, 2060’a kadar Almanya’nın dünya ekonomisine etkisinin büyük oranda azalacağı tahmin ediliyor. Araştırmaya göre, nüfusun giderek yaşlanması nedeniyle, 2060’a kadar Almanya ekonomisi büyüklük açısından dünyada beşinci sıradan onuncuya düşecek.
Neumann, bu konuda, “Yaşlanan nüfus önemli bir sorun. Ancak bu konuda örneğin 67 yaşından önce emeklilik hakkının verilmemesi gibi bu konuda yapılan regülasyonlar var. İhracat fazlası veren bir ülke olmaya devam etmemiz önemli. Ancak nüfustaki yaşlanma yine de uzun vadede GSYİH büyümesine bağlı olarak sorun yaratabilir” dedi.
Bern Üniversitesi Öğretim Üyesi Harris Dellas da siyasi birlik olmadan da ekonomik birliğin sürdürülebileceğine katılarak, “Örneğin İsviçre’de her kantondan ayrı vergi alınıyor. Tamamiyle siyasi bir entegrasyon yerine Maastricht kriterlerine uyum, aksi takdirde yaptırımlar, piyasalardaki regülasyonların azalması ve daha çok liberalleşmesi gerekiyor” dedi. Yunanistan’ın reformları uygulamadığını ifade eden Dellas, “Euro’da kalma şansları yüzde 50” diye konuştu. Dellas, ayrıca tasarruf ve büyümenin çelişkili olduğu tezini doğru bulmadığını vurguladı.
© Deutsche Welle Türkçe
Kıvanç Özvardar Gülaslan/İSTANBUL
Editör: Beklan Kulaksızoğlu