Doç. Dr. Yüksel ÖZKAN
BAL-GÖÇ ve B.G.F.Genel Başkanı
Bilindiği üzere, Aralık 1984’te başlayan ve 1989 zorunlu göçüyle Türkiye’ye 350 binin üzerinde Türk’ün göç etmesine yol açan Bulgaristan’daki “etnik temizlik” politikalarının 30. yıl dönümüne gelinmiştir. Her ne kadar komünist diktatör Todor Jivkov sonrası dönemde demokrasi süreciyle Bulgaristan Türkleri haklarını “kısmen” geri almışsa da 1984-1989 dönemindeki asimilasyon politikalarının suçlularından tam anlamıyla hesap sorulmamıştır.
Bu gerçek, Bulgaristan Başbakanı Sayın Boyko Borisov’un Facebook sayfasında kendisi tarafından da dile getirilmiştir. Anadolu Ajansı’nın 29 Aralık 2014 tarihli haberinde de görüleceği üzere, Başbakan Sayın Borisov asimilasyon politikalarına atfen “görünmeyen ancak Türk asıllı vatandaşlarımızın ruhlarında çok ağır darbeler bırakan, kendilerine ve ailelerine karşı uygulanan şiddet, Komünist Partisi tarafından sanki kolayca unutulabilir hale getirildi” ifadesini kullanmıştır.
Sayın Borisov’un söz konusu açıklaması, Teşkilatımızca “memnuniyet verici” bulunduğunu belirtmek isteriz. Ancak burada bazı hususları da dile getirmek zarureti doğmuştur. Sayın Borisov’un söz konusu açıklamalarının pek çok şaibeye açık olan sosyal medya üzerinden yapılması soru işaretidir. Bulgaristan’ın Başbakanı olarak aynı ifadelerin Başbakanlık kurumu adıyla resmi bildiriyle ifade edilmesi tarafımızca şüphesiz daha samimi bulunacaktı.
Şimdiye kadar, 1997 ve 1998 yıllarında dönemin Bulgaristan Cumhurbaşkanı Sayın Petar Stoyanov ve Başbakanı Sayın İvan Kostov tarafından sözlü olarak iki kez özür dilenmesinin yanı sıra Ocak 2012’de Bulgaristan Parlamentosu’nda “Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Zorla Uygulanan Asimilasyon Sürecinin Kınanmasına İlişkin Bildiri” kabul edilmiştir.
Bunun yanı sıra 16 Kasım 2013 tarihinde o dönemin Bulgaristan Sosyalist Partisi Genel başkanı Sayın Sergey Stanişev, “Bulgaristan Sosyalist Partisi olarak bizim Bulgaristan Türkleri önünde tarihsel bir suçluluğumuz var ve biz bunun için özür diliyoruz”, diyerek Türklerden özür dilemişti.
Ne var ki bu gelişmelerle birlikte “ortada suç var, ancak suçlu yok’ gibi bir durum oluşmuştur. Söz konusu durum Sayın Borisov tarafından net bir şekilde açıklansa da ifadelerinin söylemden çıkıp eyleme dönüşmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, “Türklere yapılan baskı ve zulümler için kimsenin hesap sormadığını” belirten Sayın Borisov, 2009-2013 yılları arası dönem ile hâlihazırda Bulgaristan’ın Başbakanı olarak Türklere yönelik komünist dönemde izlenen asimilasyon politikalarının sorumlularını adalet karşısına çıkarması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda, Bulgaristan Anayasası’nın Başbakan Sayın Borisov’a gerekli yetki ve sorumluluğu verdiğine dikkat çekmek isteriz.
Ayrıca resmi kayıtlara göre 1984-1985 yıllarında isimleri zorla değiştirilen 1.306.000 kişiden, hala hayatta ve vefat etmiş Türk’ün isimlerinin kanuni bir düzenleme ile mağdur Soydaşlarımızın şahsi hiçbir müracaatları beklenmeden eski kütüklerdeki Türk isimlerinin iade edilmesi en büyük beklentilerimizden biridir.
Dost ve kardeş Bulgaristan Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sayın Boyko Borisov’un asimilasyon politikalarının sorumlularını adalete teslim etme ve Türk isimlerinin kanuni bir düzenleme ile geri iadesi konusunda atacağı adımların tarafımızca en büyük beklentimiz olduğunu ve destekleneceğini belirtmek isteriz.
Bu vesileyle yeni yılınızı tekrar kutlar; 2015 yılının tüm insanlığa huzur, mutluluk ve barış getirmesini temenni ederim.
Kamuoyuna ve soydaşlarımıza önemle duyurulur.