Küçülen Osmanlı İmparatorluğu’nun, tükenişini hazırlayan 1912-13 Balkan Savaşları’nın üzerinden bir asır geçti. Bu kanlı savaş sırasında on binlerce asker yaşamını yitirirken, Balkanlar’da yerleşik olarak yaşayan 600 bin Müslüman da, büyük acılar çekip, katliamlara uğrayarak Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Bu savaş sırasında yaşanan trajedi, NTV Tarih dergisinin son sayısında, bugüne kadar yayınlanmamış Tunca Örses’in koleksiyonundaki fotoğraf kareleriyle gün yüzüne çıktı.
RASTGELE SEÇİP ÖLDÜRDÜLER
Rum ve Bulgar çetelerin bastıkları Türk köyleri ve kasabaları birbiri ardına yağmalanmış, Müslüman halk türlü tacize maruz kalmıştı. Basılan köylerde halk silahlı çetecilerin zoruyla meydana toplanıyor, değerli mallar birkaç saat içinde yağma edildikten sonra kadınlara ve kızlara akla gelmedik ahlaksızlıklar yapılıyordu. Köylülere gözdağı vermek ve baskının dehşetini dilden dile yaymak için gösteri gibi idam törenleri düzenlenip, köylülerden rastgele seçilenler köy meydanında ya kurşuna diziliyor, yahut asılarak idam ediliyordu. Çetecilerin öldürmeye karar verdikleri köylüler, köy meydanına getiriliyor. Belki son arzuları soruluyor, iki rekat namaz kılmak istediklerini söyleyince abdest almalarına ve namaz kılmalarına izin veriliyor. Ardından halkın gözleri önünde üst üste konmuş eğreti tahta sandıkların üstüne güçlükle çıkarılarak ağacın dallarında sallandırılarak infaz ediliyordu. Bu, 1910’ların Balkan köylerinde ve kasabalarında alışıldık bir manzaraydı.
TROÇKİ EZİYETLERİ KALEME ALDI
Balkan Savaşları döneminde, savaş muhabiri olarak cepheye giden Sovyet devriminin önde gelen isimlerinden ünlü Marksist teorisyen Lev Troçki’nin, cepheden yazdığı yazılar da büyük olay olmuştu. Masis Kürkçügil imzasıyla dosya içerisinde yer alan yazıya göre Troçki, Bulgarların yaralı ve tutsak Türklere yaptıkları eziyetleri anlatan yazılar kaleme aldı. Bu yazıları, Rusya’da büyük tepkilere yol açmıştı. Troçki’nin kullandığı “Antid Oto” müstear isminin ardında bir Avusturya-Macaristan ajanı bulduklarını sanan hükümet gazeteleri, Bulgarların yaptıkları “canavarlıkların” anılmaması yönündeki komplonun boşa çıkarılması karşısında zorda kalmışlardı. Troçki, 1929’da sürgün geldiği İstanbul’daki ilk basın toplantısında, Balkan Savaşları’ndaki yazılarını içeren kitabını elinin altında tutuyordu.
Sabah