Geçmişte büyük katliamlar ve sürgünler yaşayan Çameria halkı, vatanlarına dönmek istiyor. Yunanistan’ın egemenliği altındaki bölge, Arnavutluk ve Yunanistan arasında uluslararası problemlerden birini oluşturuyor.
Omer Jashari – Kosova
Avrupa Birliği’nin (AB) Balkanlarda aldığı inisiyatif ile son iki yıldır geleneksel sorunları halletme eğiliminde olduğu görülüyor. Bu eğilimi destekleyen ekonomik atılım yapma ve bölgeyi Avrupa dışı güçlere kapatma hamleleri de dikkat çekiyor. AB tarafından ilk olarak Kosova-Karadağ arasında başlatılan görüşmeler, ardından Makedonya-Yunanistan isim sorununu çözme anlaşması ile devam etmişti. Kosova-Sırbistan ‘Final Anlaşması’ müzakereleri de gündem konuları arasındaydı. Son olarak Arnavutluk-Yunanistan deniz sınırını belirleme müzakereleri ile resme bir bütün olarak bakıldığında Balkanlarda önemli bir sürecin gelişmekte olduğunu görüyoruz.
AB’nin başlattığı bu süreç, başta ekonomi olmak üzere Balkanları büyük bir cazibe merkezi halinde getiriyor. AB sınırları içinde barış, güvenlik ve herkese daha iyi bir gelecek vaat ediyor. AB’nin desteklediği medya ve sivil toplum örgütleri de özgürlük ve demokrasi adı altında toplumsal olarak halkı bu yönde hazırlamak için ciddi bir çaba harcıyor. Örneğin; Makedonya için konuşulması bile düşünülmeyen isim sorunu ve Kosova’nın Karadağ’a ‘bağışladığı’ topraklar, AB’nin desteklediği medya ve beslediği ‘uzman’ denilen isimler tarafından geniş kitleler etki altına alınıyor. Çok değil bundan 20 yıl önce bu toprak ve isim uğrunda savaşan insanların günümüzde küçük şahsi çıkarları için bu tür anlaşmaların altına imzalar atmaları kendi içinde ayrı bir paradoks barındırıyor.
AB, özellikle Balkanların batısındaki sorunları çözmeye niyetlenmiş durumda. Başta Bosna-Hersek olmak üzere Makedonya’daki azınlıklar problemi, Slovenya-Hırvatistan, Hırvatistan-Sırbistan arasındaki anlaşmazlıkların yüksek sesle tartışılması, bu süreçte hiç gündeme gelmeyen, ancak bir asırdır Yunan işgaline ve asimilasyonuna maruz kalan Çameria bölgesinin durumu ile ilgili bir fırsat yaratabilir.
Eğer AB, Balkanlarda yaşanan sorunları gerçekten çözme iradesi ortaya koyuyorsa, Çameria meselesini de gündeme getirmesi gerekiyor. Çameria’nın işgali, temel insan haklarının bir parçasıdır. Asırlarca Müslüman Arnavutların yaşadığı bölgede bugün yüz binlerce kişi vatanlarından uzak ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Çameria meselesinin uzun bir süredir gündeme gelmemesi ve hak ettiği yeri bulamaması orada yaşayan insanların ne kadar zor koşullarda bulunduğuna dair fikir veriyor. Çameria bölgesi hala Yunanistan’ın işgali altında ve bu bölge ‘savaş kanunu’ ile yönetiliyor. Son bir yılda Arnavutluk ile Yunanistan arasında ‘deniz sınırı belirleme’ görüşmelerinde söz konusu savaş kanunun lağvedilmesi Arnavutluk tarafından talep edilmişti.
Yürürlükte olan kanun ile Yunanistan, Çameria bölgesinde yaşayan insanlara hiç bir hak tanımıyor. Kanun; Evlerin yıkılması, arazilerin kamulaştırılması, tehcir, çiftçilerin hayvanlara ve tarım ürünlerine el konulmasına dair maddeler içeriyor. Topraklar, küçük ölçekli işletmeler, fabrikalar, bahçeler ve çeşitli gelir alanları, ekonomik alanlar adı altında Müslüman Arnavutların elinden alınıyor.
Yunanistan’ın bu tahribatı sayesinde demografik değişim gerçekleşti. Yunanlar sadece insanlara zarar vermediler, doğaya ve hayvanlara da büyük zararlar verdiler. Eskiden çok verimli olan tarım arazileri ve hayvancılık sektörü günümüzde artık işlevsiz hale gelmiş durumda. Buradan anlaşılıyor ki; Yunanistan’ın Çameria’daki temel amacı hem insanları bölgeden uzaklaştırmak hem de ekonomik açıdan yaşanmaz hale getirmektir. Sonuç olarak görünen o ki, Yunanlar, Arnavut Müslümanların öz topraklarına dönmemesi için Çameria’da hayalet bir kasaba oluşturmaya çalışıyorlar. ticaretten zanaata, iklim şartlarından doğasına kadar insanlık dışı müdahalelerde bulunuyorlar.
Yunanistan halihazırda sadece Çameria’nın işgalini değil, Arnavutluk’un Yunanistan sınırındaki güney bölgelerini de ciddi anlamda tehdit ediyor. Yunanistan, Arnavutluk’un güney bölgelerinde kilise ve okul adı altında Yunan bir azınlık oluşturmuş durumda. Zira Yunan Devleti, Arnavutluk’un güneyinde yer alan topraklara yönelik emellerini hiçbir zaman saklamadı. Yunanların, bölgede kültürel ve toplumsal değişimi gerçekleştirmeye yönelik çalışmaları uzun zamandır biliniyor. Yunanistan’ın bölgede uyguladığı yayılmacı politikaların önünü almak için İslami çalışmalar kritik önem arz ediyor.
ÇAMERİA NEREDEDİR?
Çameria bölgesi, Osmanlı öncesinden günümüze Arnavutların yaşadığı bir yer olarak biliniyor. Çeşitli Arnavut kabilelerin ve ailelerin yaşadığı bölge, İyon denizinin Güney-Doğusunda yer almaktadır. Mevcut Balkanlar siyasi sınırlarını esas alırsak, Arnavutluk’un güney sırtına bitişiktir. Bahsi geçen bölge, şu anda Yunanistan sınırları içerisinde ve ülkenin batı kısmındadır. 10,000 kilometrekare kadar bir coğrafi alanı içine almaktadır. Çameria’da yer alan en meşhur yerleşim yeri, Osmanlı döneminde Preveze olarak bilinen yerdir.
Çameria bölgesinin diğer bir meşhur kenti de Koniça’dır. Koniça’da yaşayan insanların yüzde 90’dan fazlası Müslümandı. Koniça Müslümanları,1923 yılında imzalanan nüfus mübadelesi anlaşması ile yurtlarından ayrılmak zorunda kaldılar. 2. Dünya savaşı boyunca yaşanan olaylarda şehrin İslami ve Arnavut kimliği yakılarak yok edildi. Şehre bağlı Pikat köyü ise bugün Ortodoks Arnavutların yaşadığı tek köydür.
Çameria bölgesinde Arnavutların yaşadığı önemli Osmanlı kentlerinden biri de Florina’dır. 1896 yılında Fransız bir seyyahın yazdığına göre kentte, 1500 Müslüman Arnavut aile yaşıyordu. Bugün 20 bin kişinin yaşadığı kent tamamen Ortodokslaşmıştır. Şehrin kültürel mirası yok edildiği gibi aynı zamanda toplumsal asimilasyon da gerçekleştirilmiştir.
ÇAMERİA İŞGALİNİN TARİHİ
Çameria bölgesi, Osmanlı döneminde Arnavut beylerin İslam’ı kabul etmesiyle İslamlaşan bir bölgedir. 16. ile 18. yy arasında İslam’ı kabul eden Çamerialılar 1. Dünya savaşının başladığı süreye kadar Osmanlı devleti çatısı altında yaşadılar. 1878 yılında Berlin Kongresinde büyük güçler tarafından Çameria bölgesi Yunanistan’a verildi. O dönemin şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda ne Arnavutların ne de Osmanlı ordusunun bu karara karşı yapabileceği pek fazla bir şey yoktu.
Bu dönemde bölgenin demografik yapısına baktığımız zaman nüfusun yüzde 82’si Arnavut Müslümanlardan % 18’i de Yunanlardan oluşuyordu. Başka bir deyişle 1937 yılı istatistiklerine göre 112,619 nüfustan 92,415 kişi Arnavut, geri kalan 20 bin 200 kişi de Yunanlardan oluşuyordu. Bu demografik rakamlar aynı zamanda Osmanlı devletinin homojen yapısı ile de uyuşmaktadır. Kayıtlara göre Çameria bölgesinde bu dönemde 279 köy vardı.
Çameria bölgesinde Yunan tehciri ve etnik temizliği 1912-1913 Balkan savaşları ile birlikte fiili olarak yavaş yavaş hayata geçmeye başladı. Tehcirin en yoğun olduğu dönem 1940-1941 yılları arasında gerçekleşen İtalya-Yunanistan savaşları sırasında oldu. Sürgün ve tehcir tarihinin en kara günleri, 1945-1947 yılları arasında yaşandı. Bu dönemde 2 bin 770 Müslüman Arnavut öldürüldü, 68 köy ve 5 bin 880 ev tamamen yakıldı. Geri kalan Arnavutlar ise göçe mecbur bırakıldı. Göç esnasında açlık, susuzluk ve hastalıklardan 2 bin 600 kişi de yolda öldü.
Böylece 2. Dünya savaşından sonra Yunanistan devleti Çameria bölgesini Yunanlaştırmak ve işgali kalıcı hale getirmek için çok ciddi demografik değişiklikler yaptı. Çeşitli dini, eğitim ve milliyetçilik politikaları yürürlüğe konuldu. Fiili olarak 10 bin kilometrekare kadar toprak, Müslüman Arnavutlardan gasp edilmek suretiyle Ortodokslaştırıldı.
Filat, Gümeniçe, Paramit ve Preveze Yunanistan’ın işgal ettiği önemli kentler arasında yer alıyor. Binlerce Müslüman Arnavut evlerini terk edip kaçmak zorunda kaldılar. Göç edenlerin bir kısmı Arnavutluk’a, bir kısmı da Türkiye’ye sığınmaya mecbur kaldılar.
Çameria’dan göç etmek zorunda kalan insanların bugün yaklaşık 350 bini Arnavutluk’ta, 450 bini de çoğunluklu olarak Türkiye başta olmak üzere ABD ve Avrupa’da yaşamaktadırlar. Bugün dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Çamerialıların toplam sayısının 900 bin olduğu tahmin ediliyor.
20. yy’da Çameria bölgesini işgal etmek isteyen Yunanlar çeşitli yollar kullanarak bölgeyi asimilasyona tabi tuttu. Yunanistan’ın asimilasyon politikalarının iki ana dayanağı vardı. Birincisi ve en önemlisi Hristiyan olan Arnavutların kilise ve eğitim adı altında Ortodokslaştırarak etnik olarak Yunanlaştırılmasıdır. İkincisi de iskan politikaları ile Yunanistan’ın çeşitli yerlerinden getirilen Yunan milliyetçilerinin bölgeye yerleştirilmesidir.
Bu noktada, Müslüman olan Çamerialı Arnavutların Yunanistan’ın asimilasyon politikalarına direndiğini ve din değiştirmek yerine göçü tercih ettiklerini görüyoruz. Bu durum aynı zamanda Balkanlarda çokça dile getirilen dini inancın, etnik kimlik aidiyeti üzerinde etkili olup olmadığı tartışmalarına dair önemli bir fikir veriyor. Zira Hristiyan olan Çamerialı Arnavutlar çok daha kolay bir şekilde Ortodokslaşıp Yunan kimliğini kabul etmişlerdir. Yunanistan’ın söz konusu kolonizasyon politikaları, bölgenin demografik yapısını da değilştirdi. Günümüz Çameria bölgesinde 347 köy tamamen boşaltıldı.
MEVCUT BÖLGESEL GELİŞMELER IŞIĞINDA ÇAMERİA’NIN STATÜSÜ
Halihazırda devam eden müzakereler çerçevesinde tartışılan Yunanistan – Arnavutluk deniz sınırı anlaşmazlığı konuları görüşülüyor. Bunun yanı sıra Arnavutluk’ta yaşayan Çamerialıların,‘topraklarına geri dönmelerini kapsayan maddeler de görüşmeler de dile getirilen hususlar arasında. Çamerialıların hukuki statüsü yalnızca Arnavutluk’ta yaşayanları kapsadığı için kabul görmüyor.
Her ne kadar Yunanistan kendi açısından Çameria konusunun kapandığını ve hiçbir şekilde müzakere masasında konuşulmayacağını ifade etse de gerek bölgesel gerekse küresel gelişmeler, Yunanistan tarafını daha yumuşak bir tavır almaya zorluyor.
Uluslararası tarafların Yunanistan’a yaptıkları baskı, Arnavutluk’un Türkiye ile stratejik ortaklığından duyduğu rahatsızlık nedeniyle, Arnavutluk’u tamamen Türkiye’nin safına itmemek için böyle bir taviz verdiği düşünülüyor.
Çameria’daki duruma dikkat çekmek için günümüzde, başta Arnavutluk olmak üzere Türkiye, Kosova ve ABD’de ki birçok insan hakları savunucusu çeşitli dernekler kurmuş durumda. Arnavutluk’ta PDİU (Adalat, Entegrasyon ve Birlik Partisi)’ da Çameria halkı için mücadele veren bir parti var. Resmi olarak Arnavutluk siyasetinde yerini alan parti, seçimlere girmekte ve 4-5 milletvekili çıkarabilmektedir.
PDİU ve Çamerialılar Arnavutluk’ta bir dizi siyasal, sosyal ve kültürel faaliyette bulunuyorlar. 2018 yılının Şubat ayında Arnavutluk’un başkenti Tiran’da Çamerialı dernekler, Arnavutluk ile Yunanistan arasındaki müzakereleri protesto etmişti.
Çameria meselesi sadece siyasal açıdan düşünülmemeli, her şeyden önce neredeyse bir milyona yaklaşan bir halkın, bir asra yakın zamandır kendi vatanlarına dönememeleri sorununa dikkat çekilmelidir. Çamerialı insanların yaşadıkları mağduriyeti, her şeyden önce insani bir vazife olarak görmek gerekir.
Çünkü bu mesele Avrupa’nın içinde yaşanan bir sorundur ve Avrupa bu mesele ile bir gün mutlaka yüzleşecektir.
Kaynak: Dünya Bülteni