Balkanların zirve noktası Musala

Gezi Notları
İçeriği Paylaş

Musala’nın yıllık ortalama sıcaklık dereceleri -2,9 olup, sadece 4 ay boyunca sıfır derecenin üstünde seyrediyor. Yılın 254 günü tepede kar bulunuyor.

Rila dağının müthiş güzelliğinin zirvesini Musala tepesi oluşturuyor. Yunanistan’daki Olimpus’u 8 metreyle geçen tepe, Balkanların en yüksek tepesidir. Tam 2925 metre yüksekliğe sahip. Yerli ve yabancı turistlerin tırmanmak için can attığı Musala’ya, eylül ayının başlarında daha da kolay çıkılabiliyor. Yakıcı güneşin etkisini azaltması ile rahat bir yürüyüş yapabilme imkanı tanıyan güz havası, yılın bu zamanında dağ severlere oldukça büyük olanaklar sağlıyor.
En yukarıya çıkmak için birkaç farklı yol kullanılsa da genellikle tercih edilen yol, Borovets Kayak Merkezi’nden gerçekleştiriliyor. Sofya’ya 80 kilometre olan Borovets’den  kapalı teleferik ile bin metre deniz yüksekliği aşılıyor. Bin 300 metre’den 2 bin 369 metreye, 20 dakikada çıkılıyor. Bu şekilde 2 saat tasarruf ediliyor. Teleferikten indikten sonra tepeye kadar yaklaşık 3 saatlik yol var. Tabi yukarıya ulaşılıncaya kadar, yaz kış farketmez,  sırtınızın terden su içinde kalması kaçınılmaz.

Geliş-gidiş yaz teleferik fiyatı 10 leva iken, kışın bu ücret çok daha pahalı. Teleferik ile varılan son nokta olan Yastrebets tepesinden yavaş yavaş yaya yol alırken, kısa zaman sonra önümüze 3 farklı yol çıkıyor. En sağdaki tam dağın zirvesine götürüyor ve deneyimli dağcılara tavsiye ediliyor. En soldaki ise daha uzun olduğundan fazla tercih edilmiyor. Çoğunluk itibarıyla turistler orta yolu kullanıyor. Buradan yaklaşık 45 dakika sonra, normal yürüyüşle Musala Evi’ne ulaşılıyor.
Musala adını taşıyan konaklama evinden sonra esas tırmanma başlıyor. Zaten bundan sonra ise insanın gözü hep kayaların izinde gelip gidiyor. 2 bin 700 metreye ulaşıldığında granit taşlardan başka hiçbir bitki ve toprağa rastlanmıyor.

Burada Rila Parkı’na adım atmış olarak yolunuza devam ediyorsunuz. Şunu belirtelim ki, Musala’da olan zemin, dağcılar açısından otoyol olarak değerlendirildiği için kolay bir geçiş gibi görülüyor, fakat acemilere sık mola yaparak devam etmeleri tavsiye ediliyor.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra Buz Gölü barınağına ulaşılıyor. Barınağın bu adı, yılın çoğunluğunda buz tutan yanındaki gölden geliyor. Turistler bu yapının yanında ter içinde kalmış elbiselerini değiştirip, tepeye hücum için son hazırlıkları yapıyor. Burası ufak bir yapı da olsa geceleme imkanı sunuyor.
Buz Gölü’nden Musala’ya kadar sadece 30 dakikalık bir tırmanma mesafesi olsa da, bu yolun en dik olan kısmı.
Yol boyunca mas mavi bir göl de dikkatleri çekiyor. Aleko adını taşıyan gölün dibinden bir de kayalar yükselmesi ayrı bir güzellik katıyor manzaraya. Buzul çağdan kalma oldukları zannedilen göller, Bistritsa nehrine kaynak teşkil ediyor.

Musala adını, Osmanlı’dan beri taşıyor

Musala’nın ismi, Osmanlı zamanından kaldığı biliniyor. Tarihçilere göre ismin literatürdeki anlamı ‘Allah’a giden yol’, ‘Allah’a yakın olma’ ve ‘Dua yeri’ olarak tarif ediliyor. Kutsal kitaplarda ise Hz. Musa, Sina yarımadasında bulunan Tur dağına çıkarak, kavmine on emir adı altında Allah’ın şeriatını bildiren peygamber olarak tanınıyor. Osmanlı’dan önce buranın Tangra ismini taşıdığı tahmin ediliyor. 1949 ila 1962 yılları arasında Balkanlardaki en yüksek tepenin adı Stalin olarak değiştirilmiş. Sovyet liderin ölümünden sonra tekrar eski adını alan tepede bugün, 1932’de inşa edilen meteroloji istasyonu yer alıyor.

Tepeye giden yolda kışın tırmanılması için çelik ipler göze çarpıyor. Musala’da sıcak bir çay içme imkanı ve neredeyse Bulgaristan’ın dörtte birini seyretme olanağını veren manzara göz dolduruyor. Havanın açık olması halinde buradan Pirin, Vitoşa, Stara Planina ve Rodop dağları da görülebiliyor. Tepe, müthiş manzaraları mütala etme imkanı veriyor. Güneyde Meriç nehrine kaynak oluşturan göller de gözüküyor. Turistler arasında Musala birçok efsanede de ağızdan ağıza dolaşıyor. Bunlardan biri  bazen Musala’dan Akdeniz’in de görülebileceği söylentisi yatıyor. Gezginlerin tespitlerine göre ise bu Pirin dağlarının engel teşkil etmesi ve yeryüzünün yuvarlaklığı baz alındığında imkansız gözüküyor. 3 saatlik tırmanmanın verdiği yorgunluk, Bulgaristan’ın birçok kısmını seyredebilmenin verdiği imkandan dolayı hemen unutuluyor. Musala tepesi yılda 50 bin turist tarafından ziyaret ediliyor.

Beynur Süleyman


İçeriği Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.