Yaklaşık on yıldır Bulgaristan Türklerinin hak ve hukuku için, hatta tüm Bulgaristan halkının refahı için mücadele ediyorum; yazdım, çizdim, fikir beyan ettim. Davayı anlattım; Hz İbrahim’e su taşıyan karınca misali elimden geldiğince netice alıcı işler yapmaya gayret ettim. Mensubu olmaktan övündüğüm Bal-Türk’ün yedi buçuk yıl genel başkanlığını yaptım. Bu süre zarfında gençlere yönelik eğitim projelerine ve ekonomik ilişkilere yöneldik. Bulgaristan Türklerinin ve Bulgaristan’ın geleceğine yatırım yaptık, karınca misali…
Geçtiğimiz ocak ayı sonunda genel başkanlığı bir başka dava arkadaşıma devrettim, bayrak el değiştirdi. Genel başkanlık gitti, ama dava sıfatlarla kaim olmadığı için Bal-Türk’ün bir neferi olarak çalışmaktan geri durmadım.
Laf çok, iş yok
Ziya Paşa’nın pek meşhur bir beyti vardır:
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
Hep bu sözü şiar edindim. Zira Bulgaristan’da totaliter sosyalist rejim yıkıldıktan sonra uzun yıllar hep laf dinledik, sözde Türk partisi HÖH/DPS’den, başka da bir şey yoktu. Laf çok, iş yok…
Genel başkanlığım döneminde bir gün yönetimdeki arkadaşlarla malum partinin icraatlarını konuşuyoruz. Yönetimdeki bir büyüğümüz “HÖH çok şey yaptı Türkler için” dedi. Ben sordum ne yaptı, dedi çok şey…
-Ağabey üç-beş tanesini söyler misin?
-Cevap: Var, çok var.
-Ağabey bir tane söyle, olmadı. Bulgaristan için hayırlı ne yaptı, bari onu söyle?
-Cevap: Yaptılar adamlar… ! Yani büyüğümüz HÖH iş yapmış, gibi davranıyordu, o kadar.
Evet yaptıkları bir şeyler vardı HÖH/DPS’nin, haklarını yemeyelim. Ama laftan ibaretti, bizim için yaptıkları… Gerçekten yaptıkları işler ise, malum…
Bulgaristan’daki son milletvekili seçimi sırasında Tek Rumeli TV’deki canlı yayında da seçmenlere şunu söylemiştim. “Sizden oy isteyen HÖH’lülere sadece şunu sorun, Bugüne kadar Türklerin hak ve hukuku namına ne yaptınız, Bulgaristan’ın hayrına ne yaptınız, birkaç tanesini söyleyin! Söyleyebilirlerse HÖH’e oy verin” demiştim.
Ziya Paşa haksız mı?
Kime hizmet ettiğini ispatlama çabaları
Bu malum parti son seçimlerde, daha önce Sofya’da camimize, ezanımıza saldıran ATAKA’lı ırkçıyı milletvekili adayı göstermekten arlanmadı. Şimdi Razgrad’ın Loznitsa (Kubadın) ilçesinde Türk düşmanı Bay Penço’nun heykelini dikme kararı almış. Şaşıralım mı? Hayır, bence şaşırmayalım.
Benim merak ettiğim, artık mızrak çuvala sığmazken, bu durumu görmeyenlerde… Türkiye’de HÖH/DPS’nin yıllardır şubesi gibi çalışan sözde sivil organizasyonlarda ve onların saygıdeğer başkanlarında… HÖH bu icraatları ile kime hizmet ettiğini ispatlamaya çalışırken, bu sivil (!) organizasyonlarımız ve oralardaki arkadaşlarımız kime hizmet ettiklerini hala anlayamadılar mı? Kimin değirmenine su taşıdıklarını anlayamadılar mı? Yoksa anladılar ya da biliyorlar mıydı?
Çare, bilmiyormuş gibi mi yap gitsin!
Bir de Türklerin, sözüm ona, basındaki sesi olan medya var. Bulgar medyası yazıyor, ama bunlar Loznitsa’da olanları görmüyor, yokmuş gibi yapıyor. Medya isimlerinin altında da şöyle yazmışlar, “Bulgaristan Türklerinin Özgür Sesi”… güler misin ağlar mısın? Haberlere bakıyorum, anız yakana ceza varmış, ısınma yardımı için odun dağıtımı, Sofya spor başkenti olmuşmuş, Tatul Tapınak merkezi bilmem ne olmuş… Türklerin özgür sesinden çıkan haberler bunlar.
Bu medya organı benim yazılarımı yayınlardı, Bal-Türk’ün haberlerini yayınlardı. Bir gün Edirne’deki bir görüşmemizde “yazılarını alıyoruz” dediler, dedim “problem yok, benim yazılarımı da dernek haberlerini de kaynak göstermek şartıyla alabilirsiniz”. Aldılar hep yayınladılar, sağ olsunlar. Ancak HÖH/DPS’ye dair acı hakikatleri söyleyince ne benim yazılarım yayınlanır oldu, ne de derneğin haberleri. Genel başkanlığı bıraktığımda haberini yapmışlardı, onun hakkını verdiler.
Bulgaristan Türklerinin Özgür Sesi imiş gibi yap gitsin!
Sözün özü, adam bir komite içerisinde, bir proje dâhilinde zorla senin adını değiştiriyor, isyan ediyorsun, hak hukuk diyorsun… Sonra aradan 33 yıl geçiyor, diyorsun ki bu adam iyi adammış, ben onun heykelini yapayım. Gelecek nesiller unutmasın!
Ziya Paşa’nın sözünü tekrarlayalım:
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”.
Başka söze hacet mi var?