Huzur ve refaha kavuştuğumuz bu günlerde Bulgaristan göçmenlerinin yoğun şekilde yaşadığı bölgelerde artık il ve ilçe merkezlerinde en az iki Balkan Derneğine rastlamak mümkün. Bu derneklerin bir kısmı dernek tabelası altında kıraathane veya yılbaşı, 8 Mart gibi özel günlerde eğlence düzenleyerek faaliyet göstermektedir. Yöneticileri ise siyasi basamak olarak kullanmak için bu görevlerini sürdürmektedir. Bu konuda başarılı olanlar ise siyasi görevleri sonrasında dernek faaliyetine katkı sunmak bir yana görev yaptıkları derneklerin faaliyetine dahi katılmaz.
Günümüzde yaşanan bu olumsuz dernek görüntüsünün yanında birde farklı, ama dernekçiliğin -asıl olması gerektiği gibi- Bulgaristan da kalan insanlarımız için gerek Yurtdışı Türkler gerekse Avrupa Birliğince desteklenen projeler üretmektedir. Aynı zamanda kökleri Bulgaristan Türkünün kara günlerine kadar uzanan bu dernek 1985 yılında faaliyetine başlamış. Türkiye’de başta Başkent Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde düzenlediği mitingler ile Bulgaristan’da bulunan ve sonradan Türkiye ‘ye gelen insanımızın sesi olmuştur.
1985 yılında İzmir Bal-Göç, Bursa Bal-Göç ile birlikte bugün refah ve huzur içinde yaşayan insanımızın Anavatan Türkiye ‘ye kabulleri dünya kamuoyuna sesimizi duyurmayı başarmışlardır. Bu dernekler o günlerde yaptığı faaliyetler ile bugün yukarıda bahsettiğim tabela derneklerinden olmayacağını ispatlamışlardır. Bu derneklerimiz kendi içlerinden onlarca dernek çıkmasına vesile olmuş ve dernekçilik kültürünün yaşanmasına, öğrenilmesine öncülük etmişlerdir. Biz yeni neslin hayal olarak hatırladığı veya büyüklerimizden duyduğu o günlerden bizi kurtaran bu derneklere sahip çıkmak hepimizin borcudur. Yeni nesil ile yaşıt olan bu derneğimiz Kocaali’de faaliyet göstermekte olan Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’dir. Kısaca ismi Bal-Türk olan derneğimiz Çayırova, Gebze, Körfez, Karamürsel şubeleri ile Kocaeli de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK) içinde örnek olarak gösterilen bir STK olma özelliğine sahiptir.
1984 yılında doğup 1985 yılında resmi kuruluşu gerçekleşen, aynı yaşta olduğum derneğin kurucularına, hayatta kalması için mücadele edenlere, gönül verenlere sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Biz Bulgaristan Türkünün o zor günlerinde bizi unutmayıp sahip çıktınız. Bizim bugün Anavatanda sahip olduğumuz maddi ve manevi her şeyi siz değerli isimsiz kahramanlarımız sayesinde başardık. Bugün sıra bize geldi bizim derneğimize borcumuzu ödeme ve yaşamasına katkı sunma vaktidir.
33 yıl önce kurulduğunda beşikte olan bizler orada kalan arkadaşlarımız, akrabalarımız ve de en önemlisi ata mezarlarımızı bırakarak Anavatana göç etmiş olsak ta hiç bir zaman unutmadık. Son 10 yılına aktif görevde bulunduğum Bal-Türk Bugün 33. Yaşını kutluyor bu davada ihtiyaç olduğu sürece kurucularımızın ilk gün ki dava bilinci ile hareket etmeye, bu davaya katkı sunmaya devam edecektir. Nice faydalı yılların olsun Bal-Türk! Kuruluşu acı olaylardan sonra oldu. Ama varlığın özüne, kültürüne, yaşadığı topraklara da Anavatana da bağlı bir milletin refah sürmesine vesile olsun.
Tekrar bizim sesimiz olan korucularımıza o fedakâr insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Gölgen bize yetiyor dev çınar…
