Atalardan yadigar kalan güreş geleneğinin tarihini ve anlamını tek bir kitapda toplayan THY, hazırladığı bu kitap ile gelecek nesillere de mükemmel bir miras bırakmış oldu.
Türk Hava Yolları geçtiğimiz günlerde sponsorluğunu üstlendiği “Er Meydanı” adlı kitabın tanıtımını yaptı.
GÜREŞİN HER YÖNÜNÜ ELE ALIYOR
Güreş kültürünü sadece bedeni yönüyle değil, içinde barındırdığı maddi ve manevi unsurlarla birlikte tüm dünyaya ve özellikle de genç nesillere tanıtmak için hazırlanan ”’Er Meydanı” ile yüzlerce yıllık güreş geleneği tüm detaylarıyla birlikte orijinal resim, fotoğraf ve belgelerle desteklenen şık bir tasarımla, görsel bir şölen eşliğinde okuyucularının beğenisine sunuluyor.
ŞİMDİYE KADAR YAZILANLARIN EN KAPSAMLISI
Osmanlı arşivleri başta olmak üzere değişik kaynaklardan araştırılarak titizlikle hazırlanan kitap bugüne kadar Kırkpınar güreşleriyle ile ilgili yazılan birçok kitapdan farklı olmasının yanı sıra en kapsamlısı olarak da ifade ediliyor.
Yüzlerce yıllık güreş geleneğine olan borcun ödemesi olarak adlandırılan kitapda, güreşin tarihine ışık tutulurken, zamanında güreşlerde dahi nasıl savaşlara hazırlık yapıldığını ve güreşin efsane isimlerinin ilginç hikayelerini okuyunca herşeyin iki kişinin karşılıklı güç gösterisinde bulunmasından ibaret olmadığını çok daha iyi anlayacaksınız.
Kitapta en dikkat çeken hikayelerden biri de Efsanevi Türk güreşçi Koca Yusuf’a ait…
1800’lerde Avrupa ve Amerika’da dünyaya nam salan pehlivanlarımızın en meşhuru olan efsane pehlivan Koca Yusuf çıktığı tüm müsabakaların biri hariç hepsinde ne kadar meşhur güreşçi varsa sırtlarını yere vurarak kısa zamanda cihan pehlivanı unvanını almış.
Organizatörlerin mayo ile güreşmesi teklifini reddeden Koca Yusuf, Avrupa minderlerinde kendi geliştirdiği kispet benzeri bir uzun şortla güreş tutmuş.
”BİR TÜRK GİBİ KUVVETLİ” SÖZÜ O’NUNLA BATIYA YAYILDI
Fransa’da atasözü haline gelen “bir Türk gibi kuvvetli” sözüne bütün Batı ülkelerinde yeniden revaç veren ilk güreşçimiz de Büyük Yusuf oldu. Katıldığı müsabakalarda çok kısa sürelerde rakiplerini acı içinde minderde bırakması bu sözün Avrupalıların beynine adeta kazınmasına yol açtı.
Kitapta Fransız koyun tüccarı Doublier’in Koca Yusuf ile tanışması ve sonrasında yaşadıklarıyla ilgili bölüme kulak kabartmanız efsanevi güreşçiyi çok daha yakından tanımanıza imkan sağlayacak…
”Doublier, Türk güreşçi Nurullah’tan kendisinden daha yaman ve korkunç birisinin bulunduğunu hayretler içinde öğrendi. Bu yaman ve korkunç pehlivan yakın bir köyde oturan Yusuf idi. Fevkalade gösterişli olan Yusuf, Nurullah’tan boyca kısaydı ama akla hayale gelmez bir kuvveti vardı. Ondan korkulmasının nedeni de çok gaddar ve acımasız olmasıydı.
ÖLÜRKEN BİLE KENDİNE YAKIŞANI YAPTI
Koca Yusuf maalesef çok erken yaşta trajik bir gemi kazası sonrası Atlas Okyanusu’nun derinliklerinde kaybolarak hayatını kaybetti. Koca Yusuf güçlü ve yüzmeyi de iyi biliyor olmasından ötürü kaza sonrası birçok kişiyi filikalara taşıyarak hayatını kurtarmış ancak o kudretli kolları daha fazla dayanamayarak pes etmiştir. Okyanusda cesedi bulunamayan Koca Yusuf’un günümüzde bir mezarı bulunmamaktadır.
Efsanevi güreşçinin ölümünden sonra bir makale kaleme alan Amerikalı güreş yorumcusu Koca Yusuf’u şu sözlerle yad ediyordu:
“Eğer Koca Yusuf, Okyanus’un derinliklerinde yatıyorsa, kesinlikle yüzükoyun yatıyordur. Çünkü sağlığında onun sırtını kimse yere getirememişti. Okyanuslar da getirememiştir…”
İşte THY tarafından hazırlanan bu değerli kitapta ”Koca Yusuf” gibi bir çok güreşçimiz ve onlara dair çok enteresan hayat hikayeleri yer alıyor.