Bulgaristan AB’yi Lübnanlı İslamcı hareket Hizbullah’a karşı daha sert bir tutum belirlemeye çağırmakla birlikte, AB’yi, hareketi terör örgütü ilan etmeye davet etmedi.
Geçtiğimiz günlerde Sofya, geçen yaz Burgaz Havalimanı’nda meydana gelen bombalama olayından Hizbullah’ın askeri kanadını sorumlu tuttu. İlgili soruşturmanın hâlâ devam ettiği patlamada, beş İsrailli turist ve Bulgar otobüs şoförleri hayatını kaybetmiş ve onlarca kişi de yaralanmıştı.
Bulgaristan Dışişleri Bakanı Nickolay Mladenov bu ayın başlarında Brüksel’de AB dışişleri bakanlarıyla bir araya gelmeden önce Reuters’e yaptığı açıklamada, “Avrupa’da yaşayan bizler için, terör tehdidiyle karşılaştığımızda buna sağlam ve … birlikte olarak karşı koymamız gerektiğini anlamak çok önemli.” dedi.
Hizbullah’ı terör örgütü listesine alan İsrail ve ABD, AB’den de aynısını yapmasını istedi. Ancak AB, böyle bir hareketin Lübnan’ı ve bölgedeki istikrarı olumsuz etkilemesinden çekinerek buna karşı koydu.
Bulgar Ortadoğu uzmanı ve üniversite öğretim üyesi Vladimir Chukov SETimes‘a verdiği demeçte, “Avrupa’da, Hizbullah’a yönelik tutum konusunda uzlaşma yok.” dedi. Chukov, AB ülkelerinin bu grubu terör örgütü ilan etme konusunda kolayca karar alabileceğinden “çok ciddi şüphe” duyduğunu belirtti.
Hizbullah’ı terör örgütü ilan eden tek AB ülkesi Hollanda. İngiltere sadece Hizbullah’ın askeri kanadını terör örgütü olarak tanırken, Chukov bunun Hizbullahlı siyasilerle temasa açık kapı bıraktığını söylüyor.
Çoğunluğu Şii Müslümanlardan oluşan Hizbullah’ın kökleri 1982’ye kadar uzanıyor. Hareket zamanla büyüyerek güçlü bir siyasi ve askeri örgüte dönüştü ve Lübnan’ın ulusal parlamento ve hükümetinde temsil ediliyor. Örgüt, İsrail, ABD ve Avrupa hedeflerine yönelik çok sayıda terör saldırısından sorumlu tutuluyor.
Belgrad’daki Güvenlik Fakültesi’nden Zoran Dragisiç SETimes‘a verdiği demeçte, “Ne yazık ki, Balkanlar terör örgütlerinin yoğun biçimde mevcut olduğu bir bölge.” diyerek şöyle devam etti: “İslamcı terör ağları Balkanlar’da gelişmiş bir altyapıya, güçlü mali ve teknolojik kaynaklara sahip ve bu ağda Hizbullah’ın adamlarının da yer alması imkansız değil.”
Kosova’daki uzmanlar, Priştine’nin Hizbullah’ı kara listeye alması gerektiği görüşünde.
Milletvekili ve güvenlik analisti Burim Ramadani SETimes‘a verdiği demeçte, “Kosova, politikalarını ve eylemlerini Batılı ülkelerle koordine ederek, Hizbullah’ın Kosova’nın sosyal, siyasi ve ekonomik yaşamına dahil olma yönündeki her türlü planını engellemelidir.” dedi.
Kosova Barış Enstitüsü İdari Müdürü Ramadan İlazi de aynı çağrıyı yineledi.
SETimes‘a konuşan İlazi, “Balkanlar’da büyüyen bir trend olan radikal dincilik, bölgeyi Hizbullah gibi terör örgütleri için cazip bir yer haline getiriyor. Bu örgütler AB ve NATO üyesi olan Bulgaristan’a girebildiyse, Kosova kolay lokma gibi görünüyor.” dedi.
Üsküp’teki FON Üniversitesi öğretim üyesi ve Makedon güvenlik uzmanı Vladimir Pivovarov, Hizbullah’ın Bosna-Hersek’teki 1992-1995 savaşından beri bölgede var olduğunu ve nüfuzunu artırdığını ileri sürdü.
SETimes‘a konuşan Pivovarov, “Hizbullah hedeflerini çıkarlarına göre seçiyor ve bu hedefleri dünyanın her yerinde arıyor. Bu yüzden bu tür bir saldırı her yerde meydana gelebilir. Ancak basitçe söylemek gerekirse, Hizbullah saldırısının hedefi Bulgaristan değildi. Hedef oradaki İsrailli turistlerdi.” dedi.
Bu haber, muhabirler Priştine’den Linda Karadaku, Belgrad’dan Biljana Pekusiç ve Üsküp’ten Biljana Lajmanovska’nın katkılarıyla hazırlanmıştır.
setimes