Avrupa Güvenlik ve İşbirliğ Teşkilatı (AGİT) 24 Eylül-5 Ekim 2012 tarihleri arasında yıllık İnsani Boyut Uygulama Toplantısını (HDIM) İrlanda’nın başkanlığında gerçekleştirdi. Her yıl olduğu gibi, toplantı AGİT’in İnsan Hakları ve demokratik Kurumlar Dairesi’nin (ODİHR) bulunduğu Polonya’nın başkendi Varşova’da düzenledi.
İki haftalık toplantıya, Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu AGİT’in 56 ülke daimi temsilcilerininn yanı sıra sözkonusu ülkelerden birçok sivil toplum kuruluşu da yer aldı. STK’lar insan haklarına ilişkin ülkelerdeki güvenliği tehdit eden birçok sorunu gündeme getirdiler. Toplantı oturumlarının başlıkları arasında temel özgürlükler, ifade ve medya özgürlüğü, dini özgürlükler, azınlık sorunları, romanların sorunları, sivil toplum rolü, demokrasi, yasal süreçler gibi birçok konu gündeme geldi.
Toplantıya Bulgaristan Müslümanları ve Türk azınlığını temsil etmek üzere Başmüftülük Dış ilişkiler Dairesi sekreteri ve Sofya’da bulunan Kültürel Etkileşim Derneği sekreteri Hayri Emin katıldı.
Hayri Emin dini özgürlükler oturumlarında Bulgaristan Müslümanlarının birçok sorununu gündeme taşıdı. Konular arasında Pazarcık mahkemesi’nin 13 kişiye karşı başlattığı yasal süreç, Sofya, Burgas, Samokov gibi birçok yerde Müslümanların karşılaştığı cami ve ibadet yerlerinin açılmasındaki zorluklar, Sofya Yüksek İlsam Enstitüsünün akraditasyon ve İslam kültür, eğitim ve idari merkezi ile ilgili sorunlar, Müslüman karşıtı önyargı ve nefret suçları ve islamofobi konuları gibi acil müdahae gereken problemlerin çözülmesine ilişkin AGİT kurumularına çağırıda bulundu ve Bulgaristan hükümetine öneriler gönderdi.
AGİT’in Ulusal azınlıklar yüksek komiseri Knut Vollebaek anadili ve eğitimin azınlıklar için en önemli araçları olduğunu belirterek, üye ülkelere bu hakarın korunmasına ilişkin çağırıda bulundu. Kültürel Etkileşim Derneği adına konuşma yapan Emin, Bulgaristan’daki Türk azınlığının sorunlarını AGİT platformunda taşıdı. Masaya yatırdığı konular arasında Devlet ve Belediye okullarında Türkçe eğitimin okunur hale gelmesi için yasa ve yönetmeliklerde değişiklikler yapılmasını istedi. Ayrıca tarih ve edebiyat kitaplarının içerdiği Müslüman ve Türklere karşı önyargı oluşturan unsurların kaldırılmasının toplumdaki höşgörüye ve barışa katkı sağlayacağını dile getirdi.
Temsilci, eğitimli Türk ve Müslüman azınlığı gençlerinin karşısına çıkan sorunlardan birisi olan istihdam ayrımcılığının da toplum için ciddi sorun olduğunu bildirdi. Birçok Türk ve Müslüman’ın etnik ve dini aidiatından dolayı devletin üst kademelerine alınmamaları, polis, asker, savcı ve yargıç, üst düzey idari birimlerine hala ulaşılamadığı ifadesinde bulundu.
Yaklaşık 30 yıl önce insanımızın başına bela olan asimilasyon sürecini anımsatan olayların da zaman zaman belirginleştiği hatırlatıldı. Örnek olarak da son dönemlerde bazı belediye meclislerinin ülkedeki bazı coğrafyaların isimlerinin değiştirilmesine ilişkin söz alındı. Ulusal televizyonda Türkçe haberlerin aşırı milliyetçi partiler tarafından kapatılmak istenmesi ve toplum önünde Türkçe konuşulması da gündeme geldi.
Dini özgürlükler ve inanç hürrüyeti konulu oturumlarda diş ilişkiler sekreteri Emin, Pazarcık mahkemesinde yargılanan, aralarında Başmüftülüğün atadığı görevlilerin de bulunan sanıkların Bulgaristan Başmüftülüğü ve vatandaşların çoğu tarafından destek bulduklarını ve bu yasal sürecin tabanında siyasi çıkarların olduğunu savundu.
Birçok yerleşim yerinde ibadet yeri ve cami inşatlarının yasaklanması ve özellikle Sofya Yüksek İslam Enstitüsü’nin akraditasyonu ve yeni bina kurulmasına ilişkin acil çözüm aranmasını talep etti. Bulgaristan Müslümanlarının İlahiyat alanında Yüksek okulunun olmaması, öğrencilerin yurdışında, farklı ülkelerde eğitim alma zorunda bıraktığını açıkladı. Farklı ülkelerde eğitim alan çocukların diplomaları Bulgaristan tarafından tanınmadığını ve daha da ötesi mezunlar radikal ilamcılıkla suçlandıklarını ifade etti. Dolayısıyla, Yüksek İslam enstitüsünün akraditasyonu topluma ve devlete yararı olacağını savundu.
Son yıllarda artış gösteren Müslüman karşıtı ve ırkçı saldırılar ve aşırı milliyetçi partilerin düzenledikleri eylemler ve medyalar aracılışı ile nefret söylemlerinin boyutlarının toplumu aşırı derecede tehdit ettiğini söyleyen Emin, bu konuda Bulgaristan ve AGİT kurumlarına çağırıda bulundu. Son 2 yıldır meydana gelen olayların sayısı 30’dan fazla. Özellikle dile getirdiği ve fırsattan yararlanarak Başmüftülük adına AGİT’in İnsan Hakları Dairesine, 12 Eylül 2012 tarihinde Sofya’da müftülük çalışanları ve imamlara yönelik düzenlenen eğitim çalışmasından dolayı ve geçtiğimiz yıllarda Başmüftülük inisyatifiyle başlatılan Bulgaristan polisinin nefret suçları eğitiminin sürdüğünden dolayı teşekkür etti. Ayrıca bu eğitim sürecinde (TAHCLE) Başmüftülüğün de yer alıp bir parçası olması talebinde bulundu.
Özellikle ısrar edilen konular arasında, AGİT’in 2011 yılında yayınladığı, UNESCO, Avrupa Konseyi ve AGİT’in ortak eseri olan “Pedagoglar için eğitim aracılığı ile Müslümanlara karşı höşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadele kılavuzu”nun Bulgaristan eğitim kurumları ve Milli eğitim, gençlik ve bilim bakanlığı tarafından kullanılması önerisi dikkat çekti. Hayri Emin, bu konuda Başmüftülüğün sözkonusu kurumlara destek vermeye hazır olduğunu ifade etti.
Toplantının açılış oturumuna katılanlar arasında AGİT Genel sekreteri Lamberto Zannier, Adam Rotfeld, Polonya eski dışişleri bakanı, AGİT/ODİHR’in ilk direktörü Douglas Wake, AGİT özel görev dairesi başkanı Frank Cogan vardı. Douglas Wake konuşmasındaki şu sözleri dikkat çekti: “AGİT’in insan hakları uygulamasındaki gözlemleme geleneği şu gerçek üzerine kurulmaktadır: “Devletler arasındaki güvenliğin ve istikrarın, ancak hükümetlerin ve liderlerin insan hakları ve demokrasi konusunda, vatandaşlarına karşı tutukları sözlerin yerine getirdildiği zaman gerçek olur”. Toplantı’nın önemli isimleri arasında ODİHR direktörü Janes Lenarcic, AGİT’in Ulusal azınlıklar yüksek komiseri Knut Vollebaek ve Medya hürriyeti temsilcisi Dunja Mijatovic de vardı.
İki hafta süren toplantı dışında yaklaşık 50 yan etkşnlik toplantıları yapıldı. İnsan haklarını ele alan toplantıları farklı sivil toplum kuruluşları ve üye ülke delegasyonları düzenledi. Etkinlikler arasında “Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve ırkçılık”, Başmüftülüğümüzün de kurucu üyeler arasında olduğu “Evrensel Kutsal Maabetler Yasası”nın tanıtımı, Almanya’daki ırkçı “Döner cinayetleri”, aşırı ırkçıların Müslüman karşıtı içeren toplantıları vs.