Dava bir ülküdür, idealdir; uzak hedeftir. Bu hedefe ulaşma gayesiyle çabalayarak alınan yol da dava yoludur. Davası olan dertlidir. Onun derdi davasıdır ve onun için çalışır; davasını anlatır ki davası bilinsin; dava halkası genişlesin ve yeni dava arkadaşları bu yola dâhil olsun.
Bulgaristan Türklerinin davası var mı? Halen Bulgaristan’da yaşayan, farklı tarihlerde göçmüş olup Türkiye’de yaşayanlar… Bizim davamızın adı nedir? Büyüklerimizden mücadele ve aksiyon insanları buna “Türklük Davası” der. Bu kavram tanımayanlara ırki bir mana gibi görünebilir. Ancak Balkanları ve Osamanlı tarihini bilenler, yakından ilgilenenler bilirler ki Türk eşittir İslam… Bulgaristan’da yaşayan Türk de Türktür, Müslüman Roman da Türktür, Pomak da Türktür. Zira cemi cümlesi Müslümandır. Bir arkadaşım anlatmıştı, Bosna Hersek’ten göç eden dedesine, çocukluğunda sormuş: “Dede bize Boşnak diyorlar, Boşnak nedir?” Dedesi şöyle cevap vermiş: “ Oğul biz Bosna’dayken bize Türk diyorlardı. Türkiye’ye göç ettik, burada Boşnak diyorlar”.
Türklük Davası
Ben küçük bir çocuk iken Türkiye’ye göç ettik. Amma ve lakin o çocuk yaşımdan itibaren, “Bulgaristan’da yaşarken de Türkiye’de de Müslüman ve Türk olduğumu anlata anlata geldim bu yaşıma kadar. ”Bugün bile hala bazı kesimler, Anadolu toprakları dışında Müslüman Türk toplumunun, Evladı Fatihanın yaşayabileceğini havsalasına sığdıramıyor. Cehalet ve yetersiz eğitimin meyveleri bunlar…
İşte, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin Müslüman kimlikleriyle birlikte, ata topraklarında insanca yaşayabilmesi ve onların Müslüman Türk kimliklerini muhafaza edebilmesi için verilen mücadelenin adıdır, “Türklük davası”.
Dava Peşinde Koşmak, Davayı Anlatmak
Tamamına yakını, Bulgaristan’daki zorla isim değiştirme yoluyla asimilasyon harekâtından sonra, 1985 ve sonrası yıllarda kurulmuş sivil toplum kuruluşları, hepsi bu davanın yolunda olduğunu ifade ediyor. Ancak üzülerek ifade etmek istiyorum ki bu sivil toplum kuruluşlarının çoğunluğu Bulgaristan’daki Türklerin Çoğunlukta olduğu “çakma bir parti”nin şubeleri gibi hareket ediyorlar. Hülasa bu eksende olanlar zaten sivil değil, siyasi… Onların Türklük davası da sözde kalıyor. Zira icraat yoksa, lafta dava ne işe yarar, hamasetten başka…
Bir dava uğruna yıllarınızı, emeğinizi, paranızı harcarsınız, ailenizden, keyfinizden feragat edersiniz. Milleti için, dava için çalışan biri olursunuz. Değil mi ki davası milleti olan bir kişi, tek başına bir millettir, onun gibi güçlüdür. Öyleyse davası olan tek başına da olsa güçlüdür.
Her zamanın davanıza hizmet edecek farklı araçlardan faydalanırsınız. Bu zamanın en önemli araçlarından birisi de medyadır. 1989 zorunlu göçünün 30. Yılını Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Kocaeli’de andık. Aynı logo ve ruh ile bir çok ilde anma programları düzenlendi. Programlarda birkaç yüz kişi bundan istifade ederken TV kanalları ve sosyal medya aracılığıyla milyonlara ulaşıldı. Davayı duyurmak için büyük bir fırsat oldu bu, yeni ufuklar açıldı; dava için yapılabilecekler konusunda…
Dava Uğruna Feda Edilen Bir Hayat
Bu yıl davası uğruna, hayatı pahasına insanın oğlunun kaldıramayacağı ağırlıkları kaldırarak Bulgaristan Türklerinin davasına büyük hizmet eden, milletinin davası için, Bulgar Komunist rejiminin oradaki Türklere reva gördüğü işkenceleri dünyaya anlatan Naim Süleymanoğlu’nun vefatının ikinci yılında “Cep Herkülü NAİM Süleymanoğlu” filmi vizyona girdi.
Bal-Türk İzmit ve Gebze’de çok sayıda salonu kapattı. Batı Trakya Türkleri de toplu olarak, salon kapatarak NAİM filmini seyretti. En son Gebze’de filmin galası da yapıldı. Yönetmen ve filmin oyuncuları katıldı. Dört salonda art arda film ekibi seyircisiyle buluştu.
Evet, “NAİM” filmi, çok net bir şey söylüyorum, “bugüne kadar Bulgaristan Türkleri ile ilgili çekilmiş en iyi film demek, filmin değerini ifade etmez. Harika bir film.” Zannedilmesin ki sadece dünya çapında başarılı olmuş efsane bir sporcunun hayatı anlatılıyor. Hayır, bu film Bulgaristan Türklerinin “Türklük Davasını” anlatan mükemmel bir eserdir.
Bulgaristan Türklerinin davası peşindeyiz diyenlere sesleniyorum. Bizim yıllar boyu anlatmaya çalıştığımız davamızı bu film “iki saatte” anlatıyor. “NAİM” filmi sadece Naim’in hayatı değil, milletine adanmış bir hayatı anlatıyor. Bulgaristan Türklerinin var oluş davasını anlatıyor.
Dava, ahlak yoksunu bir çalga şarkıcısını Bulgaristan’dan getirip binlerce insanı toplamakla değil,
Dava, o binlerce insanı sinema salonlarına yığmakla olur.
Dava, bizim davamıza bizden güçlü sarılmış bu film ekibini desteklemekle olur.
Dava, fedakârlıktır.
Dava, ciddiyettir.
Belden aşağı, laflar ve bayağı sözlerle şaklabanlık yapılan, sözde komedi filmlerine “NAİM” filminin üç katı fazla insan gidiyorsa, gidene değil;
Ey, “Davam” diyen Muhacir! Kendini yokla! Eğer, dava sahibiyim diyorsan.
Kendin dışında, Bulgaristan’da varlık mücadelesi veren kardeşlerini düşün!
Samimi isen, her alanda davana sahip çık!
bayramcolakoglu@gmail.com
