Bulgaristan’da halkın ülkedeki en büyük üçüncü ve dördüncü bankalara akın etmesi, AB’nin en yoksul ekonomisinin son yıllarda karşılaştığı en büyük sıkıntılardan birine yol açtı.
Merkez bankası ülkedeki bankacılık sektörünü çökertmek için sistemli bir girişimin söz konusu olduğunu duyururken polis de soruşturma başlattı.
Siyasi parti liderleri ve üst düzey yetkililerle acil bir toplantı gerçekleştiren Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, ‘Paniğe kapılmak için bir sebep yok. Bir bankacılık krizi söz konusu değil, bir güven krizi ve işlenen bir suç var. Bunların üstesinden gelinmesi ve sorumluların hukuk çerçevesinde soruşturulması gerekir’ dedi.
Bankaların durumuyla ilgili internet ve telefon aracılığıyla söylentiler yayan beş kişinin tutuklandığı, daha sonra bunlardan birinin serbest bırakıldığı açıklandı.
Merkez bankası geçtiğimiz hafta, halkın akın ettiği bankalardan birinin yönetimini devralmak zorunda kalmıştı. Hesap sahiplerinin uzun kuyruklar oluşturduğu diğer bir banka şubelerini Cuma günü öğleden sonra ‘lojistik gerekçelerle’ geçici olarak kapattı.
Bankalara gerçekleşen akın, aynı zamanda Bulgaristan siyasetinde belirsizliğin hakim olduğu bir döneme denk geldi.
Koalisyonun büyük ortağı Sosyalistlerin Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde hezimete uğraması üzerine Plamen Oreşarski başbakanlığındaki hükümet istifa edeceğini açıklamıştı. Hükümetin bir yıllık görev süresine yolsuzluk iddiaları ve protestolar damga vurmuştu.
Plevneliev, parlamentoyu feshedeceğini ve 6 Ağustos’ta bir geçici hükümet görevlendireceğini açıkladı. Eken seçimlerin 5 Ekim’de düzenlenmesi üzerinde anlaşmaya varıldı.
IMF ise ekonomi ve siyasetteki sıkıntılarına rağmen Bulgaristan’dan özgüyle söz ediyor. AB’nin borç yükü en düşük ülkelerinden biri olan Bulgaristan’da bankaların sermaye durumu da sağlam ve para birimi bir para kurulu aracılığıyla Euro’ya endekslenmiş durumda.
EurAktiv