SOFYA, 17 Ağustos 1902
Sadrazamlık makamına
Suret: Başkitâbet-i Celîleye Evkaf Nezaret-i Celîlesine Makam-ı sâmt-i hazret-i meşihatpenâhîye arıza Fî 4 Ağustos sene 1318
BULGARİSTAN’DA İSLAM VAKIFLARI RAPORU
Ali Ferruh Bey Muhterem Sadrazamım,
Sizin de bildiğiniz üzre Bulgaristan Emareti’nin kurulması esnasında padişahımızın hükümdarlık haklarının korunması maksadıyla Berlin Anlaşması’nın 12. maddesinde, “Emaret dışında ikamet edecek olan müslim ve gayrimüslim emlak sahipleri, emlak ve akarlarını başkasına işlettirerek veya üçüncü kişinin nezaretinde bulundurarak koruyabilirler. Osmanlı ve Bulgar memurlarından oluşan karma bir komisyon, devlet ve vakıf mallarının Osmanlı’ya bırakılması, işletilmesi veya kullanılması gibi bütün konularda ve bir de bu konuların kapsayacağı işleri iki sene içinde yapmaya memurdur.” denilmiş ve Ferik Nihad Paşa ile Şûrayı Devlet azâsından Fâzıl Bey, Osmanlı tarafından bu hususta komiser tayin edilmiştir. Bu iki zat Sofya’ya giderek Emaret tarafından tayin edilen Bulgar memurlarla beraber komisyon oluşturmuşlardır. Görüşmelerin hulasası şöyledir: Bulgaristan’daki Müslümanlar için muhafazası icap eden binaların adedi tayin edilerek lüzumu olmadığı beyan edilen cami-i şeriflerin Osmanlı hesabına akaretleriyle beraber satılması ve camilerin alâmetlerinin söküldükten sonra enkaz ve arsalarının satılması mümkündür. Kamuya ait çeşme ve köprü gibi emlakin dahi memleket içinde asıl maksadarına hizmette aslî şekilleriyle korunması lazımdır. Cami-i şerifler vesair vakıf müesseselerine gelir getiren emlak SUBAT 2014/YEDİKITA 5 meşruta olduğundan, bunların satılması için senelik gelirlerinin kırk misline denk bir meblağın emlak sahipleri tarafından ödettirilmesi gerekir. Çünkü bu para ait bulunduğu vakıf tarafından tamamen alınınca vakıf, vakıflıktan düşerek mülke dönüşür. Mukataalı evkaf dahi senelik gelirlerinin otuz misline denk bir meblağ mukabilinde satılabilir. Vakıf arazilerine gelince, komiserler Bulgaristan’ın bu arazileri ya vakfa teslim etmesini yahut vakfın düşmesi için on iki senelik gelirini toptan ödemesini teklif etmişlerdir. Bulgar komiserleri ise Emaret’in, mirasçısı bulunmayan mallar üzerindeki hakkından ve genel hukuk kaidelerinden bahsetmişler, kullanılmamasına karar verilen camiler ile diğer binaların Bulgar hükümeti resmî emlakine katılması gerektiğini iddia etmişlerdir. Osmanlı hükümeti komiserleri bu iddiayı çürütmek için sözkonusu vakıf müesseselerinin vârisleri bulunduğunu, bunların hukukunun mazbut ve aşikar olduğunu, bunun haricinde vakıfların zaten şer’î olarak sürekli genel bir vârisi bulunduğundan, hiçbir vakit vakıflığın düşemeyeceğini ve serdedilen iddianın kabul olmayacağını beyan etmişlerdir. Bulgar komiserleri ise bu konuyu Bulgaristan dışında ve Osmanlı ülkesinin başka taraflarında bulunan emlâkle sınırlamışlardır. Mezkûr komisyon birinci defa olmak üzere Nisan 1880 tarihinde Sofya’da toplanmış ve belirlenen protokol gereğince evvelemirde devlet malları meselesinin tetkik ve müzâkeresine çalışmıştır. Müzâkereler bir buçuk sene devam ettiği ve bu müddet zarfında elli altı celse yapıldığı halde Devlet-i Aliyye ve Bulgar komiserleri devlet mallarına dair maddelerde anlaşamamamışlar, nihayet meseleyi hükümetlerine arz etmeye karar vermişlerdir. Başbakanlıktan 28 Eylül 1881 tarihi ile çekilen telgrafta, devlet malları hakkındaki isteklerde ısrar ile beraber vakıf mallarını araştırmaya başlamaları komiserlere emredilmiş olmakla komisyon 2 Eylül 1882’de bir daha toplanmıştır. Bulgar meslektaşlarının talep ve ricaları üzerine Osmanlı komiserleri A Sofya’nın 1910’larda çekilmiş bir fotoğrafı ^ Zamana meydan okuyan Osmanlı’dan kalma bir çeşme Samakov/Sofya evkaf hakkında aşağıdaki açıklamayı yapmışlardır. Evkaf beş kısma ayrılır: Birincisi camileri, medreseleri, imaret ve tekkeleri ve ehl-i İslama mahsûs diğer hayır müesseselerini ve çeşme, köprü, kaldırım gibi ayrım gözetmeksizin herkesin istifadesine sunulan hayır eserleridir. 6 YEDİKHA/MOH Cami, medrese, imaret vesaire “hayrat” ismiyle ve kaldırım, çeşme vesaire de “müberrât” ismiyle anılır. Diğer dört kısım evkaf ise geliri yukarda zikredilen müesseselerin muhafazasına sarf olunduktan sonra fazlası vakıfları kuranların evlâdına âit ve mahsûs gayrimenkul emlaki kapsar. Evler, hanlar, hamamlar, ay ve seneyle kiraya verilen diğer akarlar işbu dört kısmın birincisini; iki kiralı vakıf ikincisini; mukata’alı vakıflar üçüncüsünü ve vakfedilmiş araziler dahi dördüncüsünü teşkil eder. Vakfedilmiş araziler mazbut ve gayr-ı mazbut şeklinde ayrılmış olup mazbut vakıf doğrudan doğruya Osmanlı Hükümeti tarafından idare edilerek evkaf cihetine belirli bir meblağ verilir. Gayr-ı mazbut vakıflarsa bizzat mütevelliler tarafından idare edilir. Devlet-i Aliyye komiserleri bu izahatı verdikten sonra beş sınıf evkaf hakkında şu teklifleri yapmışlardır. Şöyle ki: Aldığı karar gereğince komisyon tatil olup müzakereyi tehir etmiş ve artık bir daha toplanmamıştır. İşte evkaf komisyonunun 83 celse zarfındaki müzakere hülasası bundan ibaret olup Bulgar komiserleri Osmanlı’nın sözkonusu emlak üzerindeki açık hukukunu kabulden sürekli ve ısrarlı şekilde kaçınmışnr. Ancak komiserlerimizin yukarda beyan edilen “Camilerin alametleri söküldükten sonra enkaz ve arsalarının satılması” yolundaki teklifleri cami-i şerifler ve diğer binalar hakkında reva görülmüş olan saldırılara kapı açmıştır. Sadrazamlık makamına komiserlik ile Bulgarisran Emareti arasında cereyan etmiş olan görüşme neticesi olarak bir de İslam vakıflarının şu anki feci halini arz edeyim: Avusturyalı ressam ve mühendis Joseph Oberbauer’in fırçasından Sofya Sofya belediye idaresi adliyenin yardımı ile sokaklann genişletilmesi ve kısmen de vakıf eserlerinin haraba yüz tuttuğunu bahane ederek parça parça İslam vakıflarını zapt ve tahrip etmiştir. Bu eşkıyalık Bulgaristan emareti dahilindeki bütün beldelerde vuku bulmuştur. O derece ki yalnız Sofya şehrinin sahip olduğu 44 cami-i şeriften bugün yalnız biri Müslümanlarda kalabilmiştir. Diğerleriyse tahrip edilmiştir. İslam mabetlerine vakfedilmiş olan medrese, han, hamam ve dükkanlardan da ancak 3 dükkan yağmadan kurtulabilmiştir. Bunlar haricinde 8 mektep, 12 tekke ve 5 kaplıca da gasp edilmiştir. Komiserlik bu tecavüzleri protesto ederek neticede Emaret’in mesul olacağını defalarca beyan ettiyse de uyanlar Bulgaristan hükümetince zerre kadar dikkate alınmamış ve yağmaya devam edilmiştir. Ezcümle Sofya’da Cündl Bey ve Karaşahin câmi-i şeriflerinin yıktırılması hakkında Emaret Dışişleri Müdürlüğü tarafından komiserliğimize gönderilmiş olan evrak arasında benim de gördüğüm 3 Temmuz 1883 tarihli yazışmanın cevabında: ŞUBAT 2014/YEDİKITA 7 “Sözkonusu camiler ile arsaların prenslik tarafından müzayede ile satıldığı ve mamafih komisyon müzakereyi tamamlar tamamlamaz muhasebesi görülerek fiyatı ait olanlara teslim edileceği” beyan edilmişse de bu yıkım, müzayede ve satışların ardı arkası kesilmediği için komiserlik sürekli neticesiz kalan taleplerinde devam etmiştir. Hususiyle komiserlik tarafından 24 Temmuz 1889 tarihiyle Emaret Dışişleri Müdüriyeti’ne gönderilen bir kıta notada Sofya belediye idaresinin Sofya’da birçok vakıf binasını yıktırmakta olduğu gibi Emaret memurları tarafından Bulgaristan ve Doğu Rumeli’nin birçok noktalarında dahi bu gibi meşru olmayan işlerin yapıldığı belirtilmiştir. Karma komisyon vakıf malları hakkında henüz hiçbir karar almamış olduğu için Emaretin sözkonusu emlaki yıkması veya satması gibi bir hak ve salahiyeti yoktur. Bundan başka Bâbıâlî ile Emaret arasında ve hükümetin nezâreti altında kalarak bu vakıfların, kuranlar tarafından tayin edilmiş olan güzel maksadara hizmette devam etmeleri gerekir. Fakat Bulgarlar, her iki cemaatten birisi mevcudiyetini kaybettiği takdirde boşalan emlakin Emaret’e intikal edeceğini iddia ile icareteyn ve mukataalı evkaf hakkında Devlet-i Aliyye komiserlerinin tekliflerini reddettmişler, sonra vakıf arazilerine sözü getirerek vakıfların bir öşür hakkına dayanmasına, bununsa bir vergi olup zaten hükümdarlık Mimar Sinan tarafından tasarlanan Banyabaşı Camii. Cami Sofya’da ibadete açık tek tarihî cami. Caminin günümüzde ve 1910’larda çekilmiş fotoğrafı haklarına ait olan verginin de hükümete ait olmasından dolayı ihsan buyurulmuş olan padişah yardımı ile Emaret’in bir mecburiyet ve mükellefiyet kabul etmeyeceğini beyân eylemişlerdir. Vazifesinde ve bilhassa evkaf işlerinde fevkalade gayret sergilemiş olduğu komiserlik evrakından anlaşılan Nihad Paşa, Bulgar komiserlerinin bu iddialarını dahi iptal etmek üzere cevaben, sözkonusu yardımların Osmanlı padişahları tarafından zaman-ı mazide ve padişahların yardımları ve himayesiyle kurulduğundan yeni ortaya çıkan Bulgaristan prensliğinin onları değiştirmeye asla ve kat’a hakkı 8 YEDIKITA/ŞUBAT 2014 olmadığını belirtmiştir. Bir hükümetin hükümdarlık haklarını kullanması esnasında bugünkü halini almış olan akit ve teminat, ona muhalefet eden bir hükümet için dahi mecburi olduğu, milletlerarası hukuk kuralları gereğinden bulunduğu gibi genel hukuk kurallarına uygun olarak hüsnüniyet ve padişah yardımları ile asırlardan beri tasarruf altında bulunan mallar üzerinde bir şahsın ya da müessesenin kayıtlı olan hukuku her türlü taarruzdan masun olduğu ortadadır. Bu şekilde ortaya konan bunca kati deliller ve açık ifadelere rağmen Bulgar komiserleri garip ve akıldışı iddialarında inat edince Devlet-i Aliyye komiserleri Bâbıâlî’den yeni talimat istemiştir. 20 Şubat 1885 tarihinde Bulgarlar tecavüzlerini Emaret ve eyâlet dahilindeki evkafın hemen hepsine uzatarak kıymederi bugün milyonlara bâlig olan İslam mülklerini gasp ve tarumar etmişlerdir. Bu tecavüzler yanlız evkaf-ı İslamiye hakkında reva görülmüş olanlar olup yoksa Müslümanların mal, can ve ırzlarına vuku bulmuş olan vahşice saldırılar bu saydıklarıma dahil değildir. Zira bu kaybın kıymetini takdir ve tahmin etmek insan aklı ve vicdanını aşan bir keyfiyettir. Bu hesabın görülmesi inşallah padişahımızın güçlü müdahalesi sayesinde ahirete kalmaz. İşte Osmanlıların asırlardan beri Hıristiyan cemaati ve özellikle Bulgarlar hakkında sergilediği ve hâlâ devam eden yardım ve merhametin teşekkürü (!) bu surede müşâhade edilmektedir. Bulgar hükümeti ve Hıristiyan ahalisinin fıtraten sahip oldukları nankörlük, taassup ve yağmaları aşikâr olmakla Mihaloğlu Mahmud Bey Zaviyesi – Bulgaristan/ İhtiman (A Guide To Ottoman Bulgaria) beraber İslam vakıflarının parça parça şu dayanılmaz hale gelmesinde Müslüman ahalinin kabahat ve sorumluluğu da pek büyüktür. Bunu yüreğim sızlayarak yazmak mecburiyetindeyim. Filhakika birçok vakıf görevlileri idarelerine verilmiş olan İslam vakıflarını kendi malları gibi şeriat ve kanun hilafına milleti kandırarak Bulgarların da yardımıyla satmışlardır. Bulgarlar yukarda bahsettiğimiz cinayetleri ancak vakıf görevlileri ve Müslümanlardan bazılarının iştirak ve yardımları sayesinde yapmayı başarmışlardır. Zaten komiserliğin Emaret nezdinde öteden beri icra eylediği tebligatın ve protokollerin sonuçsuz kalması, işlerin içinde hemen daima bir vakıf görevlisinin, bir Müslüman kurumun veya bir Müslümanın bulunmasıyla ve bunların iştirak veya susmalarıyla yahut görünür/görünmez menfaatleriyle Bulgarların kuvvetlenmesi neticesinde olmaktadır. Gerçi bu nokta benim tarafımdan da tecrübe edilmişse de tespiderimde mübalağa ve hata etmiş olmamak ve kamuoyunu aydınlatmak üzere durumu gerek Sobraniye Müslümanlarından ve gerek eşrâf-ı memleket ve ahâlîden bir kat daha ŞUBAT/YEDİKITA 9 soruşturdum. Hepsi Müslüman ahali arasında var olan fesat ve nifaktan dolayı menfaat ve garaz için evkaf ve Müslüman mallarına yapılan tecavüzlerde Müslümanların dahi mesul bulunduklarını tasdik ettiklerini hayret ederek arz ederim. Hülasa Berlin Anlaşması’nın on ikinci bendince teşekkül etmiş olan karma komisyonun müzakere neticeleri ve komiserliğin, Emaret’in dışişleriyle yaptığı görüşmeler sonuçlarına göre, bu konuda bir karar verilinceye kadar Bulgaristan Hükümeti’nin Müslüman vakıflarını korumak ve kollamakla mükellef bulunduğu beyan edilmiştir. Hal böyleyken Bulgar Dışişleri Bakanlığı 9 Temmuz 1889 tarihli cevabında; Sofya’da ve diğer beldelerde bulunan vakıf mallanndan bazılarının, çevre düzenlemesi, yeni caddeler açılması ve eski sokakların genişletilmesi sırasında yıkıldığını ve hükümetin bu istimlâk tedbirlerinin yalnız vakıf mülkleri için değil kilise ve mezarlıklar, yerli ve ecnebî mülk sahipleri için de geçerli olduğunu, bunun da komiserlikçe aynen bilindiğini ve hatta İstanbul, Bursa ve İzmir gibi şehir belediyelerinin dahi bazı sebeplerle birçok türbe, minare ve tekkeleri yıkmaya teşebbüs ettiklerini yazmıştır. Bulgar Dışişleri Bakanlığı’nın bu cevabına karşı 29 temmuz 1889 tarihli notada komiserlik, Osmanlı Devleti’nin diğer noktalarında vakıf mallarının bazısının yıkılmış olması, Emaret’in mazeretini isbata yeterli olamaz demiştir. Çünkü Osmanlı memurları vakıf menfaatinin korunmasına itina ve gayret etmektedirler. Binaenaleyh bu gibi emlakin yıkımına başlamadan evvel Bulgaristan hükümeti, Babıali’ye durumu arz etmeli, istifade edenler ve mütevellilerle müzakere ve işbirliği yapmalıdır. Bu yazışmanın bir sureti komiserlik tarafından Osmanlı Dışişleri’ne takdim edilmiş, Evkaf Nazırlığıyla yapılan yazışma sonunda gelen cevapta, vakıf malları gelirlerinin ait ve tahsis edildikleri müesseselerin ihtiyacına sarf edilmesi ve Mimar Sinan eseri Camii Kara 1903 Bulgarlar tarafından kiliseye çevrilmiş Sofya 192:, lerde 10 YEDİKITA/SUBAT 2014 lUBM sözkonusu müessese mevcut olmadığı takdirde Müslüman muhacirlerin iskan edildikleri köylerde yaptırılan cami ve diğer müesseselerine harcanmak üzere Evkaf Bakanlığı’na gönderilmesi beyan edilmiştir.” denilerek bu karâr Emarete tebliğ edilmiş ise de yine bir semere elde edilememiştir. Durum bundan ibaret olmakla keyfiyet arz edilmiştir. Bu maruzatım ilk kurulduğundan beri Emaret dahilinde bulunan İslam vakıflarının önemli bir tarihçesidir. Emaret ve eyalet dahilindeki İslâm vakıflarının adetleriyle beraber aslî ve şimdiki durumlarını beyan etmek için hazırlamakta olduğum “Harabât” isimli büyük defter inşallah yakında tamamlanacak ve size sunacağım. Sofya şehri vakıflarına ait defter bittiği için bu raporun sonunda size sunuyorum. Cennetmekân Sultan Mahmud Han’ın vezirlerinden ve sadâret kaymakamlarından olup Yeniçerilerin kötü niyetle toplandıkları mekanı yıkarak yerine Melekgirmez câmi-i şerifini bina Meydanı, saat kulesi ve camisiyle Osmanlı devrinde Bulgaristan’da bir kasaba MAKEDONYA YUNANİSTAN eden büyük amcam Rüştü Paşa Sofya’da medfun. Sofya’ya tayin edildiğim zaman amcamın türbesini tamir ve ruhunu şad etmeyi düşünmüştüm. Sofya’ya geldiğimde amcamın türbesinin de diğer Müslüman mezarlarıyla beraber hak ile yeksan olduğunu, yerinin bile tayin edilemeyecek hale geldiğini farkettim. Bulgar ve Hıristiyan zulmünden bunca mezarlık, türbe ile beraber Müslüman ervahının da hissesine düşeni aldığı anlaşılıyor. Fakat komiserlik ve komiser bendeleri bu hadiseler ve elim zayiatlardan müteessir olsak bile asla umudumuzu kaybetmiş değiliz. Tüm bu şartlar altında vazifemizi bihakkın yapmaya gayret ediyoruz, efendim. 17 Ağustos 1902 Bulgaristan Komiseri Ali Ferruh SUBM2014/YEDİIOTA 11 Sofya’da Osmanlı idaresi zamanında mevcud Camiler, Mescidler, Tekkeler, Zaviyeler, Medreseler, Mektebler ile hayır sahihleri tarafından bırakılan vakıfların eski ve hâl-i hazırdaki (1902) durumlarını gösteren listenin bir kısmı. VAKFIN İSMİ NEV’İ VE CİNSİ Sofu Mehmed Paşa Cami ve (İmaret) Camii ve Medrese Medresesi ve Vakfı BULUNDUĞU MEVKİ HAL-İ HÂZIRI MÜLAHAZAT İmaret Mahallesi Camii Karagöz Bey (Kahvehanebaşı) Camii ve Vakfı Hamam Caminin karşısında Dükkan Çukacılar Hanı’nın Buğday arsası Pazarı’na giden kapısı karşısında Dükkan Çukacılar Hanı’nın İçeriçarşı Kapısı içinde Dükkanlar Çukacılar Hanı içinde ve Mukataaları taşra cihetinde bulunan dükkanlar, mağazalar vesaire mukataaları Cami Bulgarlar tarafından cami ve derunu tophane; medrese ise hapishane ittihaz olunmuş, şimdi ise kiliseye tahvil olunmuş. Harap Bulgarlar tarafından cami ve derunu tophane; medrese ise habishane ittihaz olunmuş, şimdi ise kiliseye tahvil olunmuş. Arsa Eskiden beri arsa olup, şimdi bir miktarı yola, bir miktar meydana katıldı. Belediye tarafından zabtolunmuştur. A’şâr-ı Sofya’ya bir saat mesafede şer’iyye bulunan karyenin a’şârının yarım hissesi Aynı karyede Mehmed Paşa Mahallesi a’şârı. Cami İmarete giden yolda ve Hacıbay Konağı Karşında Yıktırılmış Bulgarlar tarafından yıktırılıp, arsası da satılmıştır. Dükkan Buğday Pazarı meydanında Bostan Kahvehanebaşı kapılarında Bulgarlar tarafından yıktırılmış, satılmış, arsasına bina yapılmış. Bostan Bostan Menzilhâne (Eğri) Cami ve Camii ve Mektebi mektep ve Vakfı Dükkan Kahvehânebaşı Camii arkasında Bana’ya giden sokağın başında köşede Yıktırılmış Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve belediyesi tarafından arsası satılmıştır. Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve arsası Bana’ya meydan bırakılmıştır. Bana’ya giden sokağın başında diğer köşededir 12 YEDİKITA/SUBAT ?014 Yazıcızâde Camii, Cami ve Mektebi ve Vakfı mektep Bostan Bostan Dükkan Dükkan Diikkan Dükkan Başçeşme Camii ve Cami Vakfı Bostan Bostan Bostan Bostan Cami Hacı İsa (Kabe) Camii ve Vakfı Diikkan Dükkan Hotel Askar yanında köşe başında Kahvehânebaşı Caddesi’nde, dört yol üzerinde Kahvehanebaşı kapılarında Cami-i Kebîr karşısında Adıgeçen dükkan bitişiğinde İçeri çarşıda Karakolhane altında Kavaklar altında Kuruçeşme’de Vitoş Caddesinde Başçeşme kapularında hendek dışarısında Kavaklar altında Halkalar Kapısında Kahvehânebaşı arkasında Yemişçi çarşısında Adıgeçen cami altında Yıktırılmış Yıktırılmış Yarını dükkan Kuruçeşme Mahallesi’nde Sungurlar Camii ve Cami Vakfı Dükkan Dükkan Kız Kasım Camii Cami Kara Danişmend Cami Camii Dellâk Hasan Camii Cami ve ve Mektebi mektep Mezkûr dükkan Avukat Haci Nikola tarafından yıktırılmış ve arsasına kargir dükkan ve odalar yapılmıştır. Bulgarlar tarafından yıktırılmış. Bulgarlar tarafından zabtolunmuş, belediye tarafından satılmış ve binalar yapılmıştır. Sungurlar Mahallesi’nde Adıgeçen cami altında At Pazarı’nda karşı caddede At pazarında meydanda At Pazarı Caddesi’nde Niş civarında Kara Yıktırılmış Danişmend Mahallesi’nde Kara Danişmend Mahallesi’nde Dellâk Hasan Mahallesi’nde ” değirmen karşısında Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve satılmıştır. Bulgar hükümeti tarafından zabtolunup evler yapılmıştır. Bulgarlar tarafından yıktırılıp zaptolunmuş. Dükkanlar arasında idiği Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve satılmıştır. Bulgarlar tarafından zabtolunmuş, belediye tarafından satılmıştır. Bulgarlar tarafından yıktırılmıştır. SUBAF 2014/YEDİKITA 13 Mahtnud Paşa (Cami-i Cami Kebir) ve Evkafı Dükkan Dükkan Kara Şahin Camii ve Cami Vakfı Dükkan Çayır Hazinedar Camii Cami Saruhan Bey (Kurşunlu) Camii ve Vakfı Dükkan Saray karşısında Mevcut Bulgarlar tarafından zabtolunmuş ve müze yaptırılmıştır. Adıgeçen cami karşısında Adıgeçen dükkan karşısında Küçük saraçhâne karşısında, teneke çeşme bitişiğinde İçeri Çarşı Camii bitişiğinde İçeri Çarşı’da Mercan mezrasında Gazi Yahya Paşa Mektebi bitişiğinde Kurşunlu Mahallesi’nde Büyüksaraçhane’de Bulgarlar tarafından zabtolunmuş ve satılmıştır. Bulgarlar tarafından satılmıştır. Yahudi çarşısında Kara Şahin Mahallesi’nde Yıktırılmış Adı geçen dükkan yanında Bulgar belediyesi tarafından satılmıştır. Bulgar belediyesi tarafından satılmıştır. Bostan Çayır Hane Türbe ve Mektep Taşhan Dükkan Dükkan Kurşunlu Mahallesi’nde köprü yanında Mansur Hoca Cami (Kiremitli) Camii Seyfullah Efendi Cami (Banabaşı) Camii ve Vakfı Adı geçen cami yanında Adı geçen çayırda Lom Caddesi Bulgarlar tarafından zabtolunmuştur Kaplıca önünde Lüleciler çarşısında Mevcut ve Hüktimet-i harab _ mahalliyenin idaresinde Mevcut ve Namaz kılınmak Mamur üzere Müslümanların idaresinde Yıkılmış Bulgarlar tarafından zabtolunmuş ve satılmıştır. Adı geçen cami civarında Yahudi çarşısında Belediye tarafından başkasına satılmış henüz akçesi alınmamıştır. Çelebi Efendi Gazinosu karşısında Belediye tarafından zabt ve arsası kaplıcalar meydanındadır. Mezkûr dükkan bitişiğinde Mezkûr caddede Bana Cami Kütüphanesi önünde Lom Caddesi girin yanında Yıkılmış Arsası mevcut ve cemaat-i İslamiyye idaresinde 14 YEDİKITA/SUBAT 2014 Fırın Dükkan Bostan İçeri Çarşı’da Kürkçüler tarafından Bat pazarı kapısında Kürkçüler çarşısında Nadir Eczanesi tarafından ihrak olunan dekakin meyanında Halkalar kapısında Gül Cami-i Şerifi ve Medrese ve Yahudi Mahallesi’nde vakfı Cami Sebze bostanı Mercan mezrasında Bana Sahibi Arif Cami Ağa Cami-i Şerifi Alaca Mescid-i Fevkanî Şerifi ve Vakfı mescid Dükkan Hane Binbaşı Reşid Ağa Konağı arkasında Küçük Debbağhane Mahallesi’nde Buğday pazarı meydanına nazır Mezkûr dükkan ve çeşme bitişiğinde Mezkûr dükkanlar arasında Bulgar belediyesi tarafından satılmıştır, henüz paraları alınmadı. Bulgar belediyesi tarafından satılmıştır, henüz paraları alınmadı. Belediye tarafından zabtolunmuştur. Mevcut Medrese Bulgarlar tarafından yıktırılmış, arsası cami-i mezkûr meydanına ilave ve cami Bulgar idaresinde Bulgarların yed-i zapt ve idaresinde Yıktırılmış Bulgarların yed-i zapt ve idaresinde ve arsası zaptolunmuştur. Bulgar tarafından zabt ve arsası satılmıştır. Hacı İsmail Cami-i Cami ve Şerifi ve Mektep ve mektep Vakfı ” Dükkan Hacı İlyas Cami-i Şerifi ve Vakfı Hane Cami Çayır Tarla Kapan Cami-i Şerifi Cami ve Vakfı Dükkan Haffafhane Mescid-i Fevkanî Şerifi mescid Dükkan Oda Kör Çeşme Mahallesi’nde Yıktırılmış Bulgar tarafından zabt ve arsası satılmıştır. Boyacılar Çeşmesi karşında Kör Çeşme Mahallesi’nde Kapan arkasında çayırlıkta Yıktırılmış Cami-i Şerif civandan Mercan mezrasında Kapan Meydanı karşısında Yıktırılmış Cami-i Şerif bitişiğinde Kapanda Taburağası Hanı karşısında Mezkûr han karşısında sokak içinde Haffafhane çarşısında Yıktırılmış Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve zabtolunmuştur Mescid-i mezkûr altında Mezkûr dükkanın altında ŞUBAT 2014/YEDİKITA 15 İçerü Çarşı Cami-i Şerifi ve Vakfı Cami Saraçhane Çarşısı’nda Yıktırılmış Bulgarlar tarafından yıktırılmış,, arsasının bir miktarı yol olmuş ve bir miktarı satılmıştır. Dükkan Mezkûr Cami-i Şerif önünde Mezkûr Cami-i Şerif karşısında, Cami-i Kebir Caddesi’nde Mezkûr dükkan ittiasalinde Çukacılar Hanı, Fevkanî Mescidi ve Vakfı mescid Çukacılar Hanı içinde Muhtesibzade nam-ı diğer Debbağlı Cami-i Şerifi ve Vakfi Kaııtarlıane dükkanının nısfı Cami Dükkan Mescid-i mezkûr altında Ali Boyras Camii ve Cami Vakfı Çayır Hacı Yahşi nam-ı Cami diğer Said Ağa Camii ve Vakfı Millet bahçesi gazinohanesine karşı Kapanda sıcak pınar karşısında Ali Boyras Mahallesi’nde İmaret Mahallesi’nde İstanbul Caddesi’nde köşe Yıktırılmış başında Hacı Abdiilaziz Ağa hanesi bitişiğinde Yıktırılmış Arsa-i mezkûr Bulgarlar tarafından zabt ve cami dahi yıktırılmıştır. Hasbığa Cami-i Şerifi ve Vakfı Kerestihane a’şarı Cami Saray bahçesinin nısfı Saat-i Atik Camii ve Cami Vakfı Dükkan Saat-i Atik Camii ve Hane Vakfı Çukur Kapularında Cami Hacı Hamza Cami-i Şerifi Kurban Cami-i Cami Şerifi İstanbul Caddesi civarında vaki arazi a’şarı Prensin küçük sarayı karşısında Millet Bahçesi derûnunda Prensin küçük sarayı karşısında Saraçhanede Muyab Çarşısında Yıktırılmış Yıktırılmış Fethiye Cami-i Şerifi Cami Debbağhane Meydanı karşısında ve Bana arkasında Cami-i Şerif karşısında Niş bahçesi karşısında Arsa Hendek dışarısında Taşhanı arkasında Yıktırılmış mahkeme-i şer’iyye konağı önünde Bulgarlar tarafından yıktırılmıştır. Sofyalı Selam Efendizade Esad Efendi tarafından satılmıştır. Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve satılmıştır. Bulgarlar tarafından zabtolunmuştur. Bulgarlar tarafından millet bahçesi ittihaz olunmuştur. Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve satılmıştır. Kadimden beri arsa olduğu Hükümet-i Osmaniyye zamanında müceddeden tamir ve redif deposu ittihaz olunmuş idi. Bulgarlar tarafından yıktırılmış ve zabtolunmuştur.
YEDİKITA/SUBAT 2014