Edirne’de kültürel turizmin yanı sıra son yıllarda gastronomi turizmi de grafiğini hep yüksekte tutarak ilerliyor.
Selimiye, Üç Şerefeli, eski camiler, nehirler üzerinde inci gerdan gibi salınan taş köprüler, hanlar, hamamlar, saraylar Edirne’ye turist çeken en önemli kültürel hazineler arasında yer alırken, özellikle bayram tatillerinde, gurbetçi geliş ve gidişlerinde kapılarında metrelerce kuyruk oluşturan ciğerci dükkanları da kentin simgeleri haline geldi.
“Tavası var, ciğeri var, yanında da biberi var” diye adına türküler dahi yazılan tava ciğeri, turizm alanında ve şehirde bir istihdam oluşturması bakımından önemli rol oynuyor.
Bulgaristan’dan sadece ciğer yemek için gelenlerin oluştuğu bir turizm var. Edirne’nin bu yerel lezzeti, İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale ile Yunanistan ve Bulgaristan’dan kente sadece ciğer yemek için gelenlerin oluştuğu bir turizm çeşitliliği oluşturdu. Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğeri Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda ünü artan tava ciğerinin turizme katkısı bulunan önemli dinamikler arasına girdiğini söyledi.
Ciğerin Edirne’ye gelmek için “lezzetli bahaneler” arasına girdiğini aktaran Dinar, “Elbette Edirne’ye çeken Selimiye’dir ama son yıllarda Edirne’ye gelmek için ciğer de sayılıyor. Yerli turistimizin yanı sıra Bulgar, Yunan dostlarımız hep bizimle. Rezervasyon defterime bakın Amerika, Japonya’dan isimler var rehberler aracılığıyla yazdırılmış durumda.” diye konuştu.
Mutlaka dana ciğerinden olacak
Edirne’nin mutfak kültüründe ayrı bir yeri bulunan lezzet için mutlaka dana ciğeri kullanılıyor. Ciğer, pişirildikten sonra kararmaması için önce zarından ayrılıyor, yaprak şeklinde kesiliyor, yıkanıp tuzlanıyor.
Bir süre dinlendirilen ciğer, yüksek ateşte sıvı yağda kızartılıyor. Ciğerin yanında Meriç Nehri’nin yakınındaki Karaağaç Mahallesi’nde yetişen acı biber ikram ediliyor.
Kaynak: AA