Tabiatın Kanunu; Kurtlar Meydanı Boş Bırakınca İtler Çakallar Volta Atar ama Bilmezler ki Kurt O Sessizliği Bozunca Kıyamet Kopar. Bu yazı belki de çok daha önce ve farklı birleri tarafından kaleme alınmalı diye düşündüğümüzden sessizce sadece olanları izledik. Lakin düşündük; Osman Kılıç’a kader kurbanı olmasını, Nuri Turgut Adalı’ya halkı bilgilendirme görevini veya ülkemizin kurucusu M.Kemal Atatürk’e ülke kurmasını kimse söylemedi veya bu görevi vermedi. Bu görevleri Onlar gidişattan duydukları rahatsızlıklarından dolayı kendi inisiyatifleri ile aldılar. Onlar bu görevleri başkalarından bekleselerdi belki de hiç bir zaman yaptıkları ile bu başarılar gerçekleşmeyecekti. Bu Dava ve Mücadele insanlarına ve yaptıklarına vefayı borç bilerek, bizler de başkalarından değil, kendi benliğimizden gelen mücadele bilinci ile bu yazıyı kaleme alma ihtiyacını hissettik ve görev bildik. Hepimizin bildiği üzere Türkiye ve Rusya arasında yaşanan uçak krizi sonrasında Türkiye ve NATO yanlısı bir açıklama yaparak tavrını ve tarafını açıkça ortaya koyan Sn.Lütfü MESTAN, sorgusuz sualsiz derhal Genel Başkanı olduğu partiden uzaklaştırılmıştır. Takiben yaşanan süreç ise hepinizin malumudur diye düşünüyoruz. Nitekim DOST Partisinin kuruluş özetini yalnız bu olaydan ibaret zanneden kişiler olsa da, asıl kuruluş sebebi sadece bu değildir ve ayrıca partinin kurucusu da sadece Sn.Lütfü MESTAN veya ismi ön plana çıkan Genel Başkan Yardımcıları da değildir…
DOST Partisinin kuruluş sebebi, Bulgaristan’ın Demokrasiye geçişi ile birlikte İnsanımızın haklarını ve ihtiyaçlarını tahsis etmek için kurulan HÖH/DPS partisinin temsil ettiği kitlenin haklarını savunmak bir yere dursun onları zulüm ve baskı ile korkutmuş ve sindirmiştir. Söz konusu parti kurulduğu günden itibaren Türkleri ve Müslümanları sadece oy deposu olarak kullanmıştır ve denize düşürülen İnsanımız da son yıllarda farklı partilere itilmiştir, ki bu partiler arasında Türk ve Müslümanlara yaptığı çeşitli işkenceler ile bildiğimiz BKP’nın devamı olan BSP gibi partiler de bulunmaktadır. GERP ise Türk ve Müslümanlar tarafından en fazla destek gören 2. Parti konumuna gelmiştir. Üstelik Türkleri ve Müslümanları temsil ettiğini iddia edilen bu parti Komünist Rejim Dönemi baskı ve sindirme politikalarını Bulgaristan’ın Demokrasi döneminde de İnsanımız üzerinde uygulamaya devam ederek adeta o dönemin varisi gibi hareket etmiştir. Bu parti Dünyanın en barışçıl ve çalışkan toplumu olan Bulgaristan Türkleri ve Müslümanları üzerinde kendi ekonomik çıkarları zedelenmesin diye asimetrik algılarla Bulgaristan toplumları içinde nefreti körüklemeye de hizmet etmiştir. Hal böyle iken uçak krizinin patlak vermesi ile bu partinin nereye ve kime hizmet etiği açıkça ortaya çıkmıştır. İnsanlarımız köylüsünden şehirlisine artık mevcut düzene uymayacaklarını; zor günde onlara kucak açan, binlerce hısım ve akrabasının yaşadığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti karşıtı olan bir partinin Türklerin ve Müslümanların haklarını savunamayacağını anlamışlardır. DOST Partisi aslında gönüllerde ve akıllarda yıllar önce kurulmuştu ve ete kemiğe bürünmüş hali ile resmiyete kavuşması için bir kıvılcım bekliyordu, uçak krizi ile işte o kıvılcım çakılmış oldu. Partiyi kurma görevi ve onuru; Türklük ve Müslümanlık uğruna verdikleri mücadeleler ile ömürlerini Belene ölüm kampında tüketen Belene Gazilerimize, Davanın önde gelen isimlerinden olan Necmettin HAK’a, yılların tecrübeli siyasetçisi Lütfü Mestan ve son dönem genç siyasetçilerinden Şabanali AHMED, Aydoğan ALİ ve Hüseyin HAFIZOV gibi değerli isimlere nasip olmuştur. Bulgaristan ve Türkiye’deki Sivil Toplumun desteği ve bu değerli isimlerin inisiyatifleri bir araya gelerek DOST Partisini kurmuşlardır. Internal DOST’un katılım sağladığı ilk seçimden önce Bulgaristan tarafından kasıtlı olarak değiştirilen seçim kanunları, bir vatandaş için en temel hak olan oy kullanma hakkının Sandık sıralarında maksatlı uygulamalarla zora sokulması ve seçim sonuçlarının sayımında yapılan usulsüzlükler, DOST Partisinin Bulgaristan Parlamentosuna girmesini engellemiştir. Lakin DOST Partisi Parlamentoya girmekten çok daha kıymetli bir şey başarmıştır ve İnsanımıza Umut olmuştur. İnsanımızın artık mevcut düzen partilerine mahkûm olmadığını adeta haykırmıştı. Seçimler sonrasında ise, suni birtakım nedenler yaratılarak İnsanımızın ihtiyaç ve sorunları ile ilgisi olmayan birtakım kişiler Dost’un üzerinde ölü toprağı serilmiş imajı yaratmaya çalışılmışlardır. İste böylesi bir dönemde oluşan boşluktan faydalanıp seçimlerde hiçbir faydası ve varlığı olmayan kişiler mantar gibi ortalıkta türemiştir. O Teyzemiz ve Yaşlılarımız Kapıkule sınırlarında tartaklanırken, secim günü saatlerce kuyruklarda bekletilen ve oy kullanmasın diye binbir engel çıkarılan insanlarımızın yanında bulunmayan bu kişiler; bu dönemden faydalanarak arka kulislerle ve Facebook gibi farklı sanal gruplar üzerinden hem Genel Başkanımız hem de Genel Başkan Yardımcılarımız arasında fitne fesat sokma gayreti içine girmişlerdir. İlaveten yine yeni türeyen bazı kişiler Partimizin kuruluş sürecinde yaşananları, Partimizin kurucusu olan O değerli İnsanları hiçe sayarak, Partimizi karalama kampanyası işi içine girmişlerdir. Öyle ki, edebimizden sessiz kalmamızı kendilerince bizi sindirdiklerini sanmalarına ve Parti içi mekanizmaları kendi istedikleri şekilde dizayn edebileceklerini düşünmeye başlamışlardır. Hatta, o kadar ileri gitmişlerdir ki; Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan Cumhuriyeti Devletleri arasında Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı olarak iki ülke ilişkilerini yürütmekle görevlendirilen kişiyi bile beğenmeyip, yerine başka bir kişi önerme densizliğinde bile bulunmuşlardır. Bizler Devlet geleneğinin ne demek olduğunu iyi bilen kişileriz, Devlet yetkilerinin atadığı kişi bugün Ahmet olur yarın Mehmet olur, bu değişir… Ve fakat değişmeyecek şey Devletimize karşı olan saygımız ve itimadımızdır. Gelelim bugüne; hepinizce malum olan bu isimler arka kulisler ve Facebook platformları üzerinden, yukarıda isimleri geçen değerli insanların itibarlarını ve Dava Partimizi kendi küçük hesaplarına alet edecek şekilde dizayn etmeye ve akıl vermeye çalışmaktadırlar. Lakin unutulmaması gerekir ki, bu Partinin emekçileri vardır; Kırcaali’den Burgas’a, Smolyan’dan Varna’ya, Filibe’den Şummnu’ya, Kazanlık’tan Rusçuk’a, İstanbul’dan Ankara’ya, Kocaelin’den İzmir’e, Edirne’dan Bursa’ya…Bu insanların emeği vardır bu Partide, klavye başında iş yapanların değil… Eski dönem kafasındaki parti eşkiyalarınca sahada, sokakta, köyde, kasabada, hor görülüp itilip, kakılıp, işinden, ekmeğinden edilen; imkansızlıklar içinde gece sabaha kadar ter döken; cebinde zaten kısıtlı olan parasını bu yolda harcayan; karakollarda baskı gören insanların Hakkı var bu Partide…Seçim günü Kocaali’den kalkıp Yalova’ya 2 saat yol giden ve yağmurun altında soğukta 5 saat oy kullanmak için bekleyen 60-70 yaşındaki vatandaşın Hakkı var bu Partide…
DOST Partisi Bizim Davamızın Partisidir…Kulis arkasında, sahte hesaplar ve sahte gruplar üzerinden Partimizi yıpratmaya çalışanlara prim vermeyeceğiz…DOST, senin benim çocuklarımızın geleceğidir; yarısı Avrupa’da yarısı Bulgaristan’da kalan ailelerin yeniden birleşme Umududur. DOST bizi yeniden bir araya getiren bilinç ve ruhun adıdır… O yüzden kendini bilmez birkaç kişi çıkıp ne bize akıl verebilir, nede Partimizi kendilerince dizayn etmeye çalışabilir. Parti yöneticilerimizin bir an evvel bu bilgi kirliliğine son vermeleri zaruri olmuştur. Kişilerin değil Davanın temsilcisi olduğu sürece DOST Partisini yaşatacağız. Bulgaristan’da siyaset yapmaya talip olan Partimizin yöneticilerinin bu bilinç ve sorumluluk ile hareket etmelerini bekliyoruz. Partimizin bir an evvel Sosyal Medya Partisi görüntüsünden çıkartılması gereğinin altını çizmekteyiz. Partimizin Yetkilileri ve Sorumluları da şapkalarını önlerine koyarak bu Yola neden çıkıldığını yeniden hatırlamalıdırlar. Dava da, Dost’ta kişilere bağlı değildir; kişilerin Davaya ve Partiye bağlı olması gerekmektedir. Tüm kendini bu konuda sorumlu hisseden, bu davaya gönül vermiş ve emek harcamış arkadaşlarımdan ricamdır; Ayağa Kalkın! Üzerinizdeki bu ölü toprağından silkinin, zira meydanı boş bıraktığımız yeter! Frene basan değil, gaza basan kişilerle sonuna kadar yolumuza devam edeceğiz. Internal Tarlada izi olmayanın, hasatta sözü olmaz! Tarla da bizim, hasatta bizim! Kargaların ürünümüze, Dostumuza zarar vermesine müsaade etmeyerek, tarlamızdan uzak tutarak, kaldığımız yerden çapalamaya devam…
Dost Kocaeli Teşkilatı Adına
Kocaeli Teşkilat Başkanı
Günay UZUN