Hüseyin Ömerov
BGSAM – Tarih: 21.04.2011, Sofya, “Glasove” gazetesi.
“1990 Ocağının ilk günlerinde Sofya “Aleksandır Nevski” kilisesinin etrafına ansızın toplanan Pomak Türkler “İsimlerinizi Geri Verin” mitingine yapıyordu. Oradaydım. Birden bire bir polis aracı belirdi. Durdu. İçinden Ahmet Demir çıktı. Eline mikrofon verdiler. “Ben size isimlerinizi geri almanız için yardım edeceğim” diye haykırdı. Bulgaristan Türklerinin hak ve özgürlükleri için savaşan bir militan” çorabı böyle örülmeye başladı.”
Hak ve Özgürlük Hareketi (HÖH)kurucularından ve Bulgaristan Büyük Meclisi Razgrat milletvekili Hüseyin Ömer Sofya’da çıkan “Glasove” gazetesine konuştu:
“HÖH partisini biz kurduk. Bizim partimizdir. Ahmet Doğan HÖH içine monte edilmiştir. O, yabancı yubaya giren bir guguk kuşudur. Bizler yani gizli polis “DC” ajanı olmayanlar, gitgide dışlandık. O, HÖH yönetimindeki ajan olmayanların hepsini partiden uzaklaştırdı. Doğan, HÖH bünyesine ilk günde sızdırılmış bir bir virüstür.
Razgrat ilinde HÖH partisini kuran benim. 26 – 27 Mart 1990’da Sofya’da yapılan kurucu konferansta Razgrat delegesiydim. Ben, 10 Kasım 1989’dan önceki illegal etkinliklere katılmadım. İllegal örgütlerle ilgili daha sonra bilgilendim.
Siyasete girince milletvekili olanlardan biriyim. Biraz aceleci davranırken olacak, aldatılmışım. Ben ve bazı arkadaşlarım mecliste kendimizi aldatılmış hissediyorduk. Aldatıldığımı ilk defa 1991’de fark ettim. Oyunu aldığımız insanların çıkarları yönünde değil, toplumun diğer kısmı için çalışmamız isteniyordu.”
Soru: Sizi aldatan kimdi ve bunu kimin çıkarları için yaptı?
“Bizi aldatan birçok ismi olan “DC” Birinci Şube ajanı Ahmet Demir Doğan’dı. Onun iplerini çeken ise kod adı Mihaylov olan Birinci Şube Başkan Yardımcısı Todor Genev’ti. Başımıza gelen, 600 bin kişiyi kapsayan Bulgaristan’da gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biriydi. Türklere karşı kundaklanan bu operasyon SBKP MK’ne danışılmıştı. Bizde, BKP MK devlet baskısıyla etnik kimliği değiştirme amaçlı sosyal deneme yaptı. Bize anlatılanların hepsi yalan yanlış bilgidir. Bulgaristan tarihinin bu bölümü yeniden yazılmalıdır.
Milletvekilerini yalandıran Birinci Şube ajanı Doğan’dı. Bizi, başlarına Bulgar kimlik çorabı örülen Bulgaristan vatandalardan ayırmak istedi. 1990’larda biz BKP siyaseni onaylamıyorduk. İzlenen siyasi çizgiyi eleştiriyorduk. BKP siyasetinden memnun olmayan Bulgar asıllı vatandaşlarla birleşmemiz normal sayılmalıydı. Buluşmamızın önlenmesi için bilinçli ve örgütlü önlem alınıyordu. Hoşnut olmayan Bulgarlardan uzak tutuluyorduk.
Soru: Doğan, illegal örgüt kurmuş, hapiste yatmış biri, buna ne deyeceksiniz?
Yanıt: O, illegal bir örgüte aşılanmış biridir. Hapiste yatarken maaş almış ve proforma yatmıştır. Hasiste yatarken her ay bir sivil polis memurunun aldığı maaşın 3 katını almıştır. Tarihimizin bu bölümü yeniden yazılmalıdır. Genç kuşak aldatılıyor.
Soru: Doğan’ı ilk defa gördüğünüzde sizde bıraktığı kişisel izlenim ne oldu?
Yanıt: Sofya’daki Pomak mitinginde görmüştüm ilk defa. İkinci defa HÖH partisi kurucu kongresinde görmüştüm. İkinci görüşmemizde konuşma imkanım oldu. Bu görüşmede, salon, otel, yemek gibi ihtiyaçlar için Razgrat köylerinden topladığımız paraları şahsel Doğan’a verdim. Ben o güne kadar bu kişinin kim olduğunu bilmiyordum.
Soru: Siz HÖH örgütüne kurucu konferansta mı katıldınız?
Yanıt: Biz kurucu konferansta Ünal Lütfi ve İbrahim Tatarlı gibi kişilerin HÖH partisine üye olmak istediklerini sezdik. Konferansın ilk günü Ünal Lütfi’yi geri itmeye çalıştık. Sonra Ahmet Doğan onları kanadı altına aldı ve HÖH’ün BMM milletvekili aday listesine aldı.
Soru: İtirazlarınıza karşın mı?
Yanıt: Evet. Evet. Bir örnek vereyim. Razgrat ilinden Yuli Bhnev, İbrahim Tatarlı, Kadir Kadir ve ben seçildik. Bu üçlünün “DC” bağları kuvvetliydi. Onlar paraşütle indirilmişti. Onları tanıyan yoktu. Yerli olan bendim. Oran olarak, % 75’i ajan ve % 25’i de bendim. O zaman farkına varmam kolay olmasa da, milletvekillerinin % 75-80’ni “DC” ajanıydı. Tekrar ediyorum, Türkleri ve Pomakların memnun olmayan Bulgarlardan ve onların da artık tuzağa düşürülmüş olan muhalefetinden uzak tutmak ana hedefleri olmuştu. O zaman ben, Ahmet Doğan’a Konstantin Trençev hariç, muhalefet parti temsilcileriyle temas etmesi ve konuşmasının yasaklanmış olduğunu işitmiştim. O da bu yasaklara uyuyordu.
Soru: Siz gibi “DC” ile bağlantılı olmayan HÖH partililerinin daha sonra partiden uzaklaştırıldığını işitmiştim…
Yanıt: Bu uzaklaştırma işi bilinçli ve planlı olarak yapıldı. Ben, 1991’de HÖH partisi Merkez Denetim Komisyonu Başkanıydım. Ahmet Doğan partiye gelen bağış paralarını kendi kişisel hesabına yatırıyordu. Ben de parti yönetimine bir rapor yazdım. Çünkü bu paraların parti teşkilatının banka hesabına yatırılması gerekiyordu. Bu ilk uyarıydı. Hemen ardından, Doğan,Anayasa tartışmaları sırasında milletvekili grubumuzu salondan çıkarırken , ben, bu tartışmalara katılmak, devletin temel yasası konusunda fikirlerimi beyan etmek için milletvekili oldum, dedim ve kalkıp çıkmadım. Benimle birlikte, HÖH Başkan Yardımcısı Kırcaali milletvekili Yaşar Şaban da salonda kaldı. Bu iki olayı vesile eden Doğan, parti yönetimindeki ajanların da yardımıyla, 12 saat süren bir toplantida Denetim Komisyonu Başkanlığım donduruldu. Bir daha HÖH listesinden milletvekili adayı gösterilmedim.
Soru: Son dönemde “Doğan dosyası” sık ele alınan bir konu oldu. Veselin Angelov HÖH lideri hakkında yeni kitap yazdı. TV ekranından A. Doğan kimseyi ele vermemiştir, yalnız analiz yapmıştır, dedi.
Yanıt: Veselin Angelov para karşılığı beyan veriyor. Bu konuşmaları ciddi paralar karşılığı yapıyor. Şimdi artık Ahmed’i parasızlık yıkamaz, ödeyip istediğini konuşturuyor.
Soru: Fakat bu adam Doğan’ın bilinçli hayatı boyu kimseyi satmadığını söylüyor.
Yanıt: Doğru değil. Doğru değil. Örneğin o Razgrad ili Torlak’tan, Hlebarovo köyünden (bugünkü Zar Kaloyan kasabasından ) olup onunla birlikte inşat eri olarak askerlik yapan bir kardeşimizin hayatını kararttı. Bu öykü Toma Bikov’un “Doğan’ın Dosyası” kitabında anlatılmıştır. Doğan asker arkadaşına konuk olur, onu değişik sorular sorarak Türkiye konusunu eşeler, yeyip içerler, arkadaşı içini döker, misafirini otobüse uğurlar. Bu ziyaretten 4 saat sonra A. Doğan oturup ihbar yazar. Bu genç 57 gün içeri alınır ve bütün hayatı allak bullak olur.
Soru: Bu kişiyle şahsen görüştünüz mü, yoksa olayı Bikov’un kitabından mı biliyorsunuz?
Yanıt: Bu hemşerimi aradım. İstanbul’da yaşıyor. Torlak’tan Salim Karamustafa ile görüştüm. O, 73 yaşında bir emekli öğretmen ve HÖH partisi üstüne kitap yazıyor. Olayın gerçek olduğunu o teyit etti. İçeri düşen onun öğrencisiymiş. Doğan’ın ihbarlarından içeri çekilen başka kişiler de biliyorum. Şimdi hepsi Türkiye’de. Size şunu anlatmak istiyorum, Bulgaristanda başımıza büyük bela geldi, anlatırken inandırıcı olmak zor. “Büyük Göçle” 400-500 bin kişi gitti. Bu vatandaşlar Ahmet Doğan gibi “DC” ajanlarının ihbarlarına göre kovuldular. Doğan ve onun gibi ajanların ihbarlarından dara düşenlerin sayısı büyüktür. Bu nedenle para karşılığı konuşanlara asla inanmıyorum.
Soru: Sizdeki değişim ne zaman başladı? HÖH yönetiminden atıldıktan sonra mı?
Yanıt: Ahmet Doğan’ın Bulgaristan Türklerinin menfaatleri için çalışmadığını, başka birilerine veya başka bir merkeze hizmet ettiğini daha 1991’de fark ettim, fakat tamne için uğraştığını ve arkasındaki adamın kim olduğunu tespit edemedim. Bir de BSP ile “DC” nin Hak ve Özgürlükler Partisi sepedini neden “DC” ajanlarından ördüğünü tartıştık. Arkadaşlardan biri General İvan Krıstev’un şu sözlerini dile getirdi. “DC” Generali şöyle demiştir: “Biz ajanların yardımıyla Bulgaristan Türklerini daha 20 yıl oyalayacağız. Onlar da biz kimi gösterçrsek, ona oy verecekler.”
Soru: İllegar örgütü kuranların arasından tanıdıklarınız var mı?
Yanıt: Bazılarını tanıyorum. Necmetin Hak, KasimDal, Zaid Vaid ve birkaçını daha tanıyorum Kasım Dal burada, bazıları Türkiye’de yaşıyorum. HÖH kurucu toplantısının örgütlendiği Varnalı Emin Hamdi’yi tanıyorum. Bu işlerin hepsi “DC” kontrolünde gerçekleşiyor. Herşey “DC” ve Birinci Şube kontrolünde oluyor.
Soru: İllegal örgütü kuranların yüzde kaçı “DC” ye çalışıyordu? Biliyor musunuz?
Yanıt: Bilmiyorum. Yalnız Ahmet’in ajan olduğunu düşünüyorum.
Soru: Bildiğim kadarıyla kurucuların daha fazları bugün Türkiye’de. Yalnız Ahmet Doğan ile Kasım Dal Bulgaristan’da kalmışlar…
Yanıt: Evet. Şu ya da bu şekilde Türkiye’ye itildiler. Necmetin Hak, ailesi ve çocukları için hayati tehlike belirince göç ettiğini anlattı bana. 1990 Martında, hapisten çıkınca olmuş. Nisan’da yola çıkıyor. BMM mitingleri başlamazdan önce sınırı geçiyor. “DC” ajanı olmayanların hepsinden kurtuldular. Doğan parti yönetiminde birimizi bırakmadı.
Soru: Kasım Dal örneği bu iddialara uymuyor. O, Doğan’ın uzun zaman sağ koluydu.
Yanıt: Bu konuda o şöyle demişti: İnsanların ahlak sabrı sınırları farklıdır.” Bu iddia onundur ve ben onu bir yere kadar anlıyorum. Benim moral sabrım 1991’de tükendi. Kasım yakın zamana kadar dayandı. Bu sorunun yanıtını kendisinin vermesi gerekir. Kendisiyle birçok kez konuştum. Doğan Dosyasını okuduktan sonra, arkadaşlarına, şahsen ona ve şimdiki eşine karşı yazılanları okuyunca dayanamamış. “Sabrım tükendi” demiş.
Soru: HÖH partisinde olup bitenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yanıt: HÖH için olduğu kadar, Bulgaristan için de bir dinçleşme süreci olarak görüyorum. Bulgaristan toplumsal yaşamını bir yalan ve aldatma enstrümanı olan Ahmet Doğan’ın siyasetten çekilmesi zamanı geldi.
Soru: Siz HÖH üyesi misiniz?
Yanıt: Evet. Beni, HÖH’ten kimse atamaz. Kurucularından biriyim. Partiliyim. Partiden uzaklaştırmak ne demek! Beni partiden atacaklarsa, oyumu almasınlar. 21 yaşımdan beri HÖH partisine oy veriyorum. Oyumu HÖH’e vermeye devam edeceğim. Doğan “Hüseyin Ömer’in oyunu istemiyorum!” bildirisiyle çıkabilir mi? O ben partime oy vermekten alı koyamaz. Öyleyse beni partiden atmanın anlamı ne olabilir? HÖH bizim partimizdir. Ahmet aramıza monte edilen biridir. Bizim yuvamıza yerleşen bir gugucak kuşu gibidir. HÖH partisini kuranlar biziz.
Soru: HÖH partisinin bugünkü elit takımı hakkında ne diyebilirsiniz?
Yanit: Size “DC” ajanları üzerine konuşayım mı? Kod adı “Murat” olan Ünal Lütfi hakkında, ajan adı “Vergil” olan Ramadan Atalay ile ilgili veya yine bir ajan olan, halen Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunda çalışan Kemal Eyüp ile ilgili… Onlar kalabalık. Samimi görüşümü istiyorsanız, Birinci Şube ajanı olan Ahmet Doğan yalnız beni aldatmadı, bütün Bulgar toplumunun gözüne kül attı, Geçiş Dönemi’nin can çekişini uzattı. Şöyle bir geriye bakınız. Filip Dimitrov hükümeti nasıl düştü? II. Semeon ve HÖH hükümeti nasıl kuruldu? Ardından üçlü koalisyon hükümeti nasıl kuruldu? Tüm gelişmeler, Ahmet Doğan’ın Hak ve Özgürlükler Hareketi kanalıyla 600 000 (altı yüz bin) oyu kontrolü altında tuttuğunu ve bunları BKP-BSP ihtiyaçlarına göre kullandığını tezimi kanıtlıyor. Tüm bunlar, ölü halindeki olanın ömrünün halk en ahlaksız biçimde aldatılarak, yalandırılarak ve dolandırılarak yapılıyor.
Soru: Görevden uzaklaştırıldıktan sonra HÖH yönetimiyle ilişkilerinizi sürdürdünüz mü?
Yanıt: HÖH merkezine bir daha ayak basmadım. Kimi defa Kasım Dal’la görüştüm. O, Yaşar Şaban ile benim durumumun dondurulduğu HÖH Merkez Konsey oturumuna katılmıştı. K. Dal Merkez Konsey’in de üyesiydi. Bıyık altından gülüyordu. Benim Ahmet Doğan’ın namusuz biri dediğimi ve başka sözlerimi işitmişti. ..
Soru: Yalnız sırıtıyordu öyle mi?
Yanıt: Evet. Namus sınırını aşması için 20 yıl gerekiyormuş. Benim sınırım yakınmış, onunki ise 20 yıl daha ötede bulunuyormuş. Kendisi öyle belirlediğine göre…
Soru: Kasım Dal’ın Tırgovişte şehrinde yandaşlarıyla yaptığı görüşmeye siz de katılmıştınız. Üzlenimleriniz nedir?
Soru: Bu görüşmeye katılanlarla soru ve görüş anketi yapıldı. 711 anket kağıdı dolduruldu ve toplandı. Kimileri ankete katılmadı. Bu görüşmeye kanımca 711 kişi katılmıştı. Salon taşmıştı. Bu toplantıya katıldım. Konuşma yaptım ve konuşmamda Ahmet Doğan’la ilgili virüs “ADO” dedim. “ADO” tavuk gribinin bir türüdür. Doğan daha ilk gün HÖH bünyesine sızdırılmış bir virüstür.
Halkla, HÖH partisine oy verenlerle yüzyüze görüşmek lazım. İnsanların gözünü açmak lazım. Yerel toplantılar yapmak. “DC” ile ilişkisi olmayan insanlarla yeni yerel ve ulusal konferans düzenlemek. Bu forumlara Ahmet Demir delegeleri, % 70 “DC” ajanları katılmayacak. Delegeler hür insanlar olacak. Amaç, 10 Kasım 1989’da Todor Jivkov’n ağızı açık kaldığı gibi, ağızı açık bırakmaktır. Bu mümkündür.
Soru: Siz yeni bir Parti kurulması fikrine karşısınız öyle mi?
Yanıt: Evet. Yeni bir parti kurulmasına kesin karşıyım. HÖH (DPS) partisi “ADO” virüsüne yakalanmıştır ve tedavi edilmelidir. Bu, bir tavuk gribi türüdür ve tedavisi mümkündür. Biz HÖH partisini kurtarmalıyız. Biz HÖH partisini parçalamak istemiyoruz. Partinin dipten tepeye yenilenmesi gerek. Halk partinin yenilenmesini istiyor. Çocuk hastalığı dönemi çok uzun sürdü.
Soru: Siz 1991’den beri sustunuz öyle mi?
Yanıt: Evet. Halk gerçekleri bilmiyordu. Biz sustuk. Ben 1991’den beri sustum. Türkçe bir atasözü var: “Kol kırılıl, yen içinde kalır.” Bundan dolayı biz kamuoyunu parçalamamak, bizm başımıza da yeniden kötülük gelmesin diye iş kavgaları dışarı sızdırmadık, yerimizde durmamız gerektiğini düşündük, kendimizi korumak istedik, birlikte olunca insan kendini güvende hissediyor. Susmamızın psikolojik gerekçesi buydu. Bundan dolayı insanlar olup bitenleri pek bilmiyordu. Yine bu nedenlere molar sabrı çizgisi çekilmesine gerek duyulmadı. Yeni durumda bizim hedefimiz insanlarımızın gözünü açmaktır. Bunu bilinçli olarak yapıyoruz. Zaten bu yıllarda ceketin kolu aşındı, kolun kırım olduğunu görmeyen kalmadı. Bulgar toplumu herşeyi kendi gözleriyle gördü. Ahmet Doğan milyoner, milyarder oldu. Razgratlı komşuma faydası yok. “Lider” kendisine UFO alacakmış bize ne, benim Razgratlı komşularımın porselan kasesinde çorbası yok.
Biyokrafik not:
Hüseyin Ömer Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH) Razgrat ili kurucularından biridir.
26-27 Mart 1990’da Sofya’da HÖH partisi kurucu konferansına katılmıştır.
Büyük Millet Meclisi’ne Razgrat ili milletvekili olarak katılmıştır.
HÖH yönetiminden ayrıldıktan sonra doğduğu Prelez köyünde muhtarlık ve bir süre de Zavet Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştur.
Kaynak: BG Haber