Alina Karahanova’nın mükemmel tercümesi ve güçlü kalemiyle Türk eserleri Bulgar kitapçılarındaki yerini alıyor.
Dünya kitap piyasalarında fırtınalar estiren Elif Şafak ilk defa Türkçe’den Bulgarca’ya çevirildi. Alina’nın tercümesiyle Elif Şafak ilk defa Türkçe’den Bulgarca’ya kazandırıldı. “Egmont” yayınevi bundan önce bastığı Elif Şafak kitaplarını İngilizce’den çeviri yaptırararak yayımlamıştı.
Bulgaristan’da Türk dizilerinden sonra Türk kitapları da büyük ilgi görmeye başladı. Son zamanlarda bir biri ardına Bulgarca yayınlanan Türk edebiyatına ait eserler Bulgaristan’daki okurlar tarafından ilgiyle takip ediliyor.
Komşular birbirinin edebiyatını tanımıyor
Bulgaristan’da kısa bir zaman öncesine kadar Türk kitapları ve yazarlarını okuma gibi bir alışkanlık olmadığını söyleyen Alina Karahanova, şimdi özellikle TEDA’nın açılımı ve maddi desteğiyle, dünyada olduğu gibi Bulgaristan’da da Türk edebiyatının tanındığını ve sevildiğini aktardı. Bulgaristan’daki okurların özellikle yeni nesil Türk yazarlarının edebiyatını okuduklarını, sorunların, insanların, acı ve tatlı, mutlu ve hüzün gibi değerlerin ne kadar ortak ve benzer olduğunu gösterme ve Türk insanını tanıma fırsatı sunduğunu ifade etti. Karahanova şöyle devam etti: ‘Ne kadar da farklı olursak olalım, insan mutluyken aynı şekilde gülüyoruz ve aynı şekilde acıyı paylaşıyoruz. Türk edebiyatında da bunu gören okur belki bu kitapları okudukça Türkiye’ye olan önyargılarından sıyrılır. Asıl Türk kitaplarının Bulgaristan’daki açılımı bundan sonra bekleniyor”.
Tercüme değil, gönül işidir kitap
Alina kitapları, yazarları, Türk eserlerinin Bulgaristan’daki kitapseverlerle buluşmasını anlatırken, sanki kendi elleriyle ve sevgisiyle büyüttüğü bir bebeğe benzeterek şunları söylüyor: “Raflarda tercüme ettiğim bir kitabı görünce mutlu oluyorum, onu okşuyorum, uykusuz gecelerim ve bir ifadeyi iki gün düşündüğüm çalışma günlerim aklıma geliyor. Kitabın hazır haline dokunmak özenle suladığım bir ağacın meyve vermesi gibidir.”
Lüdmila Androvska: “Türk edebiyatı dünya klasikleriyle boy ölçüşebilir”
Yirmi yıldan beri faaliyette olan “Delakort” yayınevi sahibi Lüdmila Androvska da, son yıllarda gözlerini Türk edebiyatını Bulgarcaya çeviren bir yayımcı. “20 yıl önce yayın hayatına çağdaş dünya yazarlarıyla başladım, 2000 yılından sonra Avrupa yazarlarına öncelik verdim. Son zamanlarda sadece Türk edebiyatından eserlere geçtim” diyor.”Türk edebiyatının en seçkin yazarların kitaplarını Bulgarcaya kazandırdığım için çok mutluyum, diyor. Hande Altaylı’nın “Aşka şeytan karışır”- “Dyavolıt se namesva v lübovta” kitabını yayınladım, daha sonra da “Pokrusa” Bulgarca adı altında “Maraz” kitabını çevirdik. Maraz adlı kitabı iki ay önce kitap piyasasına kazandırdık. Olağanüstü başarılı çağdaş ve modern bir yazar, modern kadınların hayatını anlatıyor. Olayın İstanbul’da geçtiğini bilmesen, kahramanın Paris, Londra veya Nü York’tan olduğunu düşünürsün. Daha sonra Cem Mumcu’nun kitaplarını da yayınladım. Çok ciddi bir yazar. Yine çok önemli bir yazar- Hakan Günday. Atatürk’e karşı suikastı anlatan “Ziyan” kitabını çıkarttık. Kitabın başlığını değiştirmedik. İnanılmaz etkileyici bir eser, onu “Paragraf 22” ile kıyasalyabilirim” diyor Lüdmila Androvska . Androvska: “Türk edebiyatı dünya klasikleriyle boy ölçüşebilir” dedi.
Yayınevi şimdi Hakan Günday”ın “Azil” kitabını “Kopele” adıyla basacak. Hande Altaylı’nın Türkiye’de 50 bin basan yeni kitabı da yıl sonuna kadar piyasaya kazandırılacak.