2007 yılında Türkiye IMF ile antlaşma yapmayınca önemli bir çizik yedi. Onların tabiriyle “Türkiye rayından çıkıyordu”. Türkiye, “ben kendi ekonomimi yönetirim” demişti. Ardından ülkemizin hizaya sokulması gerektiği kararı alındı ve icra edildi. Halen de A’dan başlayan planları başarısız oldukça yenisi devreye alınıyor. Ve inanın AlFaBe’de harf kalmasa bile bunlar Türkiye’yi zapt-u rapt altına almak için yeni planlar yapacaklar.
15 Temmuz’da denedikleri darbe/işgal girişimine Türk halkı hayır dedi. Bu millet tüm etnik unsurlarıyla dünyanın efendilerinin bu operasyonuna, hayatı pahasına, karşı çıktı ve def etti. Ardından 10 milyar dolar sattı, bu halk. Böyle bir işgal girişimini yiyen hiçbir devlet krize düşmeden kurtulamazdı. İşgal girişimini takip eden Pazartesi günü borsa da piyasalar da çalışıyordu. Yine başaramamışlardı. Ancak o efendilerin planları bitmemişti…
Bunun ardından ekonomik bir saldırı bekleniyordu. Bu saldırının enstrümanı dolar olacaktı. Zira “dolar” dünyayı ekonomik olarak hizaya getirmek amacıyla icat edilmiş bir paraydı. İşin garibi dolara bu gücü dünyada dolar operasyonuna maruz kalanlar veriyordu. Doları rezerv para olarak tutan ülkeler ve cebinde tutan insanlar veriyordu, bu gücü ABD’ye… Elde tutulan her 1 Dolarlık banknot ABD’ye ekonomik karşılığı olmaksızın para basma imkânı sağlıyor.
Ve 15 Temmuz’dan sonra dolar ile geldiler. O gün meydanlara inin, vatanı savunun diyen Başkomutan bugün “dolarınızı, avronuzu satın! TL ya da altın alın” dedi. Bu dünyanın efendilerinin literatüründe olmayan yeni bir para politikası aracıydı. Türk halkı 15 Temmuzdaki milli mücadele ruhu ile dövizini satmaya başlayınca Kapitalist Efendiler yeni bir para politikası aracını daha öğrenmiş oldu.
Evet, ordusu tar umar edilmek istenen Türkiye Suriye’de dengeleri değiştiriyordu. FETÖ mensuplarından, önemli ölçüde, temizlenmiş olan ordumuz, tarihi rolüne dönmüştü. Kapitalist Efendiler Türk halkının tarih sahnesinde hiçbir zaman sıradan olmadığını iyi biliyorlardı.
1826 Yeni Çeri isyanının bastırıldığında halk sokaklara inmişti. Tam 190 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da, güdümlü, FETÖ ayaklanması yine halk tarafından bastırıldı.
En son Halep’te inisiyatif aldık, ateşkes ve tahliye başladı. Bazıları devre dışı kaldı. Rus Elçisini katlettiler. Ama bu sefer kartları Rusya da Türkiye de gördü, tutmadı. 93 yıl önce Lozan Görüşmelerinde, Boğazların statüsü konusunda Türk tezini desteklemeye gelen Rus diplomatı Vatslav Vorovski de 10 Mayıs 1923’te öldürülmüştü[1].
Oynayın bakalım nereye kadar oynayacaksınız?
Ne demiş atalarımız, “Gün ola harman ola”.
b.colakoglu@balturk.org.tr
[1] https://twitter.com/mustafarmagan/status/811138109719056384; E.T. 21.12.2016