Son günlerde, Balkanlar’a yönelik yayın yapan Rumeli TV ve diğer bazı yerel, bölgesel televizyon, radyo medya kuruluşlarının Bulgaristan’da eski komünist sistemin ve DS’nin (Bulgaristan’da Türklere yıllarca baskı yapan ve zulmeden eski rejimin gizli istihbarat servisi) ajanlarının kontrolünde olan bir siyasi oluşumu desteklemeleri ve yayınlarında sadece bu oluşumun taraftarlarına söz hakkı vererek, basının anayasası olan ‘tarafsızlık’ ilkesine gölge düşüren yayın politikaları bu açıklamayı zaruri kılmıştır.
Bilindiği gibi, söz konusu eski DS ajanlarının kontrolündeki bu partide bizler de yıllar boyu siyaset soydaşlarımızın geleceği için mücadele verdik. Ancak 2009 yılında Bulgaristan’da eski DS dosyalarının açıklamasından ve bu partinin kontrolünün tamamen eski DS ajanlarının kontrolünde olduğunun gün yüzüne çıkmasının ardından yayınladığımız deklarasyonla partimizin bu komünist rejim artıklarından temizlenmesini istedik, bununla da yetinmeyerek, yıllarca insanlarımıza kan kusturan bu yapının HÖH kadroları içine sızmış unsurlarıyla mücadele ettik. Ancak, stajlarını 1989 öncesinde Türk milleti üzerinde yaprak ayak oyunlarında, psikolojik operasyonlarda ustalaşan bu ekibe karşı yürüttüğümüz bu mücadele sonucunda doğruyu söyleyenler milletten yana olanların parti kadrolarından tavsiyesiyle sonuçlandı. Bu durum bizi yıldırmadı, geçmişi temiz, alnı açık, arkadaşlarımızla yolumuza HŞHP çatısı altında devam ederek, siyaset kavramına güvenini yitirme noktası gelen insanlarımıza yeni umut verdik. Bu konuda Türk ve Bulgar kamuoylarını aydınlatmayı bir borç bilmekteyiz.
Türkiye kamu oyununun, Rumeli TV ve diğer bazı yerel, bölgesel televizyon, radyo medya kuruluşlarının destekledikleri malum parti yıllarca Bulgaristan’da iktidar olmasına rağmen, Bulgaristan Türkleri ile ilgili şu tarihi gerçekleri öğrenmesini istiyoruz:
– Bulgaristan’da, 1992 yılından beri Türkçe ders kitabı basılmamaktadır.
– Bulgaristan’da 1992-93 eğitim-öğretim yılında yaklaşık 110 bin Türk öğrenci anadili olan Türkçe dersini alırken; bu günlerde bu sayı birkaç bini geçmemektedir. Kırcaali, Şumnu, Razgrad, Eskicuma, Silistre ve Dobriç gibi Türklerin yoğun olarak yaşadığı il merkezlerinde tek bir Türk çocuğu bile Türkçe eğitim görmemektedir.
– Bulgaristan’da, Türklerin yoğun olarak yaşadığı köy ve kasabalar en fakir bölgelerdir. Aynı bölgelerin yerel yönetimleri yıllardır söz konusu eski DS ajanlarını kontrolündeki malum partinin idaresinde olmalarına rağmen, bu bölgelerde yaşayan Türkler ekonomik ve siyasi baskılardan dolayı halen göçe zorlanmaktadır. 1989 yılında bu göç asimilasyon politikaları nedeniyle Türkiye’ye doğru olmuş, günümüzde ise ekonomik gerekçelerle Batı Avrupa’ya yönelmiştir.
– 1989 yılından beri DS ve onun şimdiki uzantıları, Bulgaristan’da yaşayan Türk ailelerini günümüzde hala parçalayarak dünyanın çeşitli yerlerine göç etmeye zorlamaktadırlar. Türk ailelerinin parçalanmalarına sebep olarak, insanlık suçu işlemektedirler.
– 1989 yılından önce Bulgaristan’da Türkleri siyasi görüşlerinden dolayı ihbar edenler, ‘cami önlerinde ibadet edilmesin’ diye nöbet tutanlar, Türkçe konuşmaya müsaade etmeyenler, Türkçe konuşanlara ceza fişi kesenler, Türk evlerinde kurban eti arayanlar, kadınların şalvarlarını kesenler, yine kadınların başörtülerini ve erkeklerin ‘Türklüğü çağrıştırıyor’ diye başlarındaki kavukları yerlere atanlar şimdi söz konusu partide belediye başkanı, milletvekili veya aynı partinin yönetimindeki belediyelerinden ihale alan iş adamı olarak karşımızdadırlar.
– Kurban Bayramı’nın ikinci günü yapılacak olan Bulgaristan genel seçimlerinde, söz konusu eski DS ajanlarının kontrolündeki partinin milletvekili adayları listesinde, başta parti başkanı Lütvi Mestan olmak üzere, 11 eski DS ajanı bulunmaktadır. Yukarıda belirtiğimiz hususların Rumeli TV ve diğer bazı yerel, bölgesel televizyon, radyo medya kuruluşlarının yönetimlerince bilinmemesi imkânsızdır. Hangi gerekçeyle veya hangi maddi çıkarlar olursa olsun, Bulgaristan’daki bu eski DS ajanlarının kontrolündeki bir partiyi taraflı olarak desteklenmesini açıkça kınıyoruz ve bu taraflı yayınları yapanları yüce Türk milletinin vicdanına bırakıyoruz.
Kamuoyuna, göçmen ve soydaşlarımıza önemle duyurulur.
Hürriyet Şeref ve Halk Partisi
Türkiye Temsilciliği