Bulgaristan’da sıradan bir itfaiyeci olarak başbakanlığa kadar yükselen, ancak halkın baskısı nedeniyle kabinesinin istifasını sunmak zorunda kalan Boyko Borisov (54) bugün ülkenin en ünlü “hasta adamı”.
Baş döndürücü kariyerinde İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği ve Sofya Belediye Başkanlığı görevlerini de yürüten Borisov, komünist, itfaiyeci, koruma görevlisi, mühendis, doktor, general, karateci, tenisçi, futbolcu, satranç ustası olarak anıldı, ancak bu günlerde yüksek tansiyonu ve nabız sorunları nedeniyle sıklıkla hastaneye kaldırıldığı için artık sadece eski başbakan ve ülkenin en ünlü “hasta adamı” olarak biliniyor.
Geçmişte, “Sıradan itfaiyeci olarak yangın alanına ilk ben girer, korkusuzca söndürürdüm” diyen Borisov, ülkede son bir aydır devam eden halk protestoları karşısında boyun eğmek zorunda kaldı.
Usta itfaiyeci de olsa protestoların yangınını söndüremeyen Borisov, 20 Şubat’ta verdiği istifasının ardından aniden fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.
Borisov kimdir
Bulgaristan’da 2009 yılında kurduğu kabinesiyle başbakan olarak parlamentodan güvenoyu alan Boyko Borisov, 1959 yılında başkent Sofya’nın Bankya semtinde dünyaya geldi. Babası polis, annesi ise ilkokul öğretmeniydi.
Sofya’daki Simeonovo Polis Yüksek Okulu’nda İtfaiyecilik bölümünden mühendis unvanı ve yarbay rütbesi ile mezun olan Borisov, 1982 yılında Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) üyesi oldu.
Borisov, aynı yıl Sofya İçişleri Bakanlığı İl Emniyet Müdürlüğü’nde müfreze komutanı oldu. Eski komünist rejiminin Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlığına karşı uyguladığı asimilasyon kampanyası sırasında Borisov, tabur komutanı olarak asimilasyon kampanyası sırasında yürütülen güvenlik politikasına hizmet etti. Borisov, yaklaşık 360 bin Türk ve Müslüman’ın Türkiye’ye göçe zorlandığı dönemde Dulovo ve Kaolinovo ilçesinde tarlalarda terk edilen tarım rekoltesini korumakla görevlendirildi.
Ardından İçişleri Bakanlığı Bilimler Araştırmalar Enstitüsüne geçen Borisov, 1985-1990 döneminde doktora yaptı, öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1990 yılında komünizm rejiminin çökmesinden sonra İçişleri Bakanlığı’nın yapısının siyaset üstü bir kuruma dönüştürülmesini protesto eden ve Komünist Parti üyeliğinden çıkmayan Borisov, yarbay rütbesini iade etti ve akademik görevinden istifa etti.
Jvkov ve Sakskoburgotski’nin özel koruması Borisov
İtfaiyeci ve polis olarak sahip olduğu deneyimini özel sektörde değerlendiren Boyko Borisov, 1991 yılında “Ipon-1” adlı bir güvenlik şirketi kurdu. Bulgaristan’ı 35 yıl yöneten komünist diktatör Todor Jivkov’un yaşamının son yıllarında 1998 yılındaki ölümüne dek özel koruması olan Borisov, daha sonra eski kral ve eski başbakan Simeon Sakskoburgotski’nin de yıllarca güvenliğini sağladı.
İşlettiği koruma şirketini büyütüp ona paralel onlarca farklı şirket kuran Borisov, yeraltı dünyasının ünlü isimleriyle de işbirliği yaptı.
Borisov, Sakskoburgotski’nin başbakanlığı döneminde de İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliğine atandı ve rütbesi albaydan generale yükseldi.
Verdiği mesajlarla ülkende popülerliği artan Borisov, 2005 yılındaki seçimlerde milletvekili seçildi, ancak parlamentoya girmekten vazgeçti.
Aynı yıl bağımsız aday olarak katıldığı yerel seçimde Sofya Belediye Başkanlığına seçilen Borisov, siyasi yükseliş trendini izleyerek kurduğu, Bulgaristan’ın Avrupalı Geleceği için Vatandaşlar (GERB) partisi ile 2009 yılında girdiği gelen seçimle başbakanı oldu.
Makaslı başbakan
Başbakan olarak görev yaptığı sürede ülkedeki tüm sorunların kendisinden önceki yönetimlerden kaynaklandığını sıkça dile getiren Borisov’un, kreş, mahalli bahçeler, fabrika ve otoyol açılışlarında kurdele kesmesi, elinde makasıyla karikatürize edilmesine neden olmuştu.
Medyanın yoğun ilgi gösterdiği Borisov, çelişkili ifadeleriyle halktan tepki almaya başladı. Borisov, 19 Ocak 2013’te düzenlenen Belene Nükleer Enerji Santrali projesiyle ilgili referandum konusunda önce “evet”, sonra da “hayır” demişti.
Hükümetinin istifasından bir gün önce “İstifa yok, yola devam” diyen Borisov, ertesi gün parlamentoya istifasını sunup, kendisinden böyle bir karar beklemeyen GERB milletvekillerini bile şoke etmişti.
Borisov, 1989 yılına dek süren ve eski komünist rejimin düşmesine neden olan Türk ve Müslümanlara karşı uygulanan asimilasyon kampanyasının “hedefinin değil, uygulama yönteminin yanlış olduğunu” öne sürmüştü. Bu söylemi, o dönemdeki baskıların tanığı olan Müslümanlar, Türkler ve tüm Bulgaristan vatandaşlarının tepkisine neden olmuştu.
Borisov, geçmişte de halkın politikadaki rolünü küçümseyerek, Chicago’daki Bulgar diasporası önünde yaptığı konuşmada, “Bulgaristan’ın en büyük sorunu kötü insan malzemesidir” diyerek tepki almıştı.
Devletin “güçlü adamı” imajını yaratmaya çalışan ve kendisinden önce halk tarafından “siyasi Mesih” olarak karşılanan Sakskoburgotski gibi “yeni Mesih” olarak gösterilen Borisov, tüm siyasi partilerin yasaklanmasını isteyen halk tarafından artık diğer politikacılardan farklı görülmüyor.
AA