Durmuş Arda- Benim tahminime göre, Kırcaali bölgesinde yaşayan Türklerden 20 bini, her akşam en az 3 duble alkollü içki tüketmektedirler. Yeni cami dolayısıyla bu alkollü içki içenler, insafa gelerek, her akşam birer duble içki içmeyip cami yapımı için 1’ er leva bağış yapsalar 20 bin leva eder. Buda yılda 7 milyon 300 bin leva eder ve güzel bir cami yapımı için yeterlidir.
Yukarıdaki örneği, Bulgaristan’da en gelişmiş sektörün neden alkollü içki sektörü olduğu açıkça görülmektedir. Bulgaristan’da sonradan zenginleşenlerin birçoğu, bu alkollü içki üretimi veya satışından zenginleşmiştir.
Kırcaali’ye yeni cami yapılmaması için lobi yapanların arakasında bu sektörden para kazananların olması çok muhtemeldir…
Oysa cami sadece ibadet yeri değildir…
Açıkça belirtmek gerekirse 89 göçmenlerinden çoğumuz, -buna bende dahil- Bulgaristan’da yaşarken akşamları bir-iki duble içki içmeye şu veya bu şekilde alıştırılmıştık. Fakat Türkiye’ye geldiğimizde gerek camilerin ihtişamından, gerek mahalle baskısından, gerek alkollü içkilerin pahalı oluşundan alkollü içki içmeyi birçoğumuz bıraktık veya azalttık. Bunun da daha sonra faydalarını gördük… Dinimize göre haram olan bir şeyi tüketmemenin huzuru ve sağlık dışında, buraya yatırılan para aileye döndü ve her aileye daha iyi bir ev, daha iyi bir aile hayatı, daha bir eğitimli çocuklar olarak yansıdı.
Her ne kadar belirtmeye çekinsek de, Kırcaali bölgesindeki fakirliğin sebeplerinden birisi de aşırı alkol tüketimidir.
Kırcaali’de kültür merkezi ile birlikte, yeni bir cami, sadece ibadet yeri değil, yeni kuşaklara alkolden ve kötü alışkanlıklardan uzak kendi kültüründe yetişen daha bir kişilikli nesil demektir.
Kırcaali’ye yeni bir cami, yeni bir ortam demektir.
İnsanı da ortam yaratır!…
http://www.facebook.com/profile.php?id=100000752971361