Kırcaali Milletvekili ve Bulgaristan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Şabanali Ahmed, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nin (HÖH) Genel Başkanı Lütfi Mestan’ın, görevden alınmasının hukuksuz olduğunu söyledi.
Eski HÖH Milletvekili Ahmed, AA muhabirine Mestan’ın partiden uzaklaştırılmasıyla başlayan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“HÖH çatısı altında bugüne kadar Rusya ve KGB’nin çizgisinde bir politika icra edilmiş ve günümüze kadar gelmiş” diyen Ahmed, eski HÖH lideri Mestan’ın partiden uzaklaştırılma kararının, partinin onursal başkanı Ahmet Doğan’ın çağrısıyla 17 Aralık gecesi evinde toplanan parti konseyinden 100 kadar üyenin önünde alındığını söyledi.
Doğan’ın konuşmasında Mestan’ı aşağılayıcı bir tavır sergilediğini belirten Ahmed, Doğan’ın konuşmasının aynı günlerde ulusa sesleniş konuşması yapan Putin’in konuşmasından satır başları taşıdığını savundu.
“Görevden alma hukuksuz”
Ahmet Doğan’ın parti konseyini toplayıp böyle bir karar alma yetkisi olmadığını öne süren Şabanali Ahmed, “Ahmet Bey, HÖH’ü kendi bireysel şirketi olarak görüyor. Diğer kişiler onun gözünde bir işçi. ‘İstediğim zaman kapatırım, lağvederim ben. İstediğim zaman değişiklik yaparım, istediğim zaman ben bunu halka servis ederim. Hiçbir problem yok ama bu benim şirketim’ anlayışıyla hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
Ahmed, “Kongrede seçilmiş bir genel başkanın tasfiyesi, ancak yine kongre yoluyla olur. Demokratik kurallar içerisinde böyle olması gerekir. Ortada hukuk diye bir şey yok. Ahmet Doğan merkez konsey toplantısını kendi evinde yaptı. Kimse bu toplantıya gitmese dahi, Ahmet Doğan bu darbeye karar verdiyse bu karar neticelendirilecekti” dedi.
Lütfü Mestan’ın partiye büyük bir ivme kazandırmasına rağmen görevden alındığını dile getiren Ahmed, “Mestan HÖH’te büyük başarı elde etti. Genel Başkan olduktan sonra ikinci parti olma noktasına geldi. Milletvekili sayısını ve oy potansiyelini çoğalttı. Belediye sayısını çoğalttı. İkinci parti 39, bizim 38 milletvekilimiz vardı. Oy olarak da ikinci parti bizden sadece 15 bin oy fazla almıştı” şeklinde konuştu.
Ahmed, onursal başkan Doğan’ın, Mestan’ın HÖH’deki başarılarından dolayı, partide ikinci defa genel başkan seçilmesini engellemek için, adeta bir operasyon ve darbe yaptığını iddia etti.
“Rusya ve KGB’nin çizgisinde bir politika icra edilmiş”
Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden Rus uçağını düşürmesinin ardından parlamentoda NATO’nun resmi tutumunu destekleyen bir bildiri açıkladığı için Mestan’ın partiden uzaklaştırıldığını hatırlatan Ahmed, şöyle devam etti:
“Halkımız, ‘adı Türk olan Müslüman olan bir parti bizi temsil etsin’ diyordu. Ama, bunun oluşmaması yıllar içerisinde zaten eleştiri konusuydu. Bugün Ahmet Doğan’ın hamlesiyle ortaya çıkan tabloda biz görüyoruz ki, zaten öyle bir derdi olmamakla beraber, tamamen HÖH çatısı altında bugüne kadar Rusya ve KGB’nin çizgisinde bir politika icra edilmiş, kamufle edilmiş ve günümüze kadar gelmiş.”
“90’lı yıllarda Ahmet Doğan toplumun önüne servis ediliyor”
1989 yılında 350 binden fazla Türk’ün Bulgaristan’da yaşanan asimilasyon sonucu zorla Türkiye’ye göç ettirildiğini hatırlatan Ahmed, “Bu yaşananlardan sonra toplum bir kahraman arıyordu. Saha da buna uygundu. Tam bu esnada ortada hiç olmayan Ahmed Doğan, 90’lı yıllarda bir şekilde toplumun önüne servis ediliyor. Toplumun önüne konuluyor. Bu şekilde günümüze kadar geldi” ifadelerini kullandı.
“Acı olan, ben de dahil hiçbirimiz açık bir şekilde bu partinin Rusya çizgisinin bu boyutta olduğunu bilmiyorduk” diyen Ahmed, sevindirici olanın ise ilk defa Bulgaristan’da 25-26 yıl sonra bu tartışmanın açıktan ve halkın önünde yapılması olduğunu belirtti.
Doğan’ın Türkiye-Rusya ekseninde Rusya’yı savunması ve Rusya tarafında durduğunu göstermesinin, ciddi manada tepkilere neden olduğunu ifade eden Ahmed, “Tepkiler gelince de ağız değişikliğine gidilmeye başlandı partide. Seçmen tabanının kaybedilmemesi için ‘Tabii ki Türkiye ile bir sorunumuz yok, Türkiye bizim anavatanımız, Türkiye’yi biz nasıl karşımıza alırız” denildi” diye konuştu.
“Türkiye bizim anavatanımız”
Bulgaristan’daki Türk toplumunun, Türkiye ile olan bağlarını kimsenin tartışamayacağını vurgulayan Ahmed, “Bu bağlar doğal olduğu kadar, bunlar yüzyıllardır kendiliğinden gelişmiş bağlardır. Oradaki birçok ailenin neredeyse hepsinin Türkiye’de akrabaları vardır. Bu bağları sorgulamak bir tarafa, bu bir ihtiyaçtır, elzemdir. Türkiye bizim anavatanımız. Bunu kimsenin tartışmaya açmaya bile lüksü yoktur” ifadelerini kullandı.
Türkiye-Rusya ekseninde yaşanılan gelişmeler sürecinde Bulgaristan Türklerini kimsenin arada bırakmaya hakkının olmadığını söyleyen Ahmed, “Bu safta bizim yerimiz bellidir. Bizim durduğumuz nokta bellidir. Bu nokta itibariyle biz doğrunun yanında, mağdur olanın yanındayız. Halktan da teveccüh ve birçok olumlu mesajlar alıyoruz” şeklinde konuştu.
“Yeni bir oluşum ve parti bu şartlarda kaçınılmaz görünüyor”
Bulgaristan Türkleri olarak birlik ve beraberlik istediklerini ama bunun artık HÖH çatısı altında mümkün olmadığını belirten Ahmed, yaşanan süreçte 6 milletvekilinin HÖH’ten istifa ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
“HÖH 26 yıldır bu halkın menfaati için çalışmadığı gibi bundan sonra da çalışma ihtimali kalmamıştır. Yeni bir oluşum ve parti bu şartlarda kaçınılmaz görünüyor. Biz bu toplumun çıkarlarını güdecek, Türkiye ile ilişkilerini iyi tutacak, buradaki hak, hukuk ve özgürlüklerini, her şeyini savunacak, ama aynı zamanda, kendi varoluş sebeplerini, milli kimliğini ve dini aidiyetini koruyacak, yaşam standartlarını yükseltecek, maddi özgürlüklerini sağlayacak şekilde yeni bir yapı ve siyasi oluşum olması gerekir diye düşünüyoruz. Artık bu yeni yapıyla yola devam edilmeli diye düşünüyoruz.”
Yeni partinin çok yakında kurulacağı bilgisini veren Ahmed, yeni oluşumla ilgili halktan ve kamuoyundan büyük destek aldıklarının altını çizdi.
“Bazı arkadaşların doğru yolu bulacaklarını düşünüyorum”
HÖH’ten yeni istifalar beklediklerini de belirten Ahmed, “Bu yapının içerisindeki bütün arkadaşlar çok değerli ama birçoğunun neye hizmet ettiklerinin farkına varmadıklarını düşünüyorum ben. Bununla beraber Rusya ekseninde giden arkadaşlar var mı? Evet var. Bunu da kabul etmek lazım. Halkına hizmet etmek isteyen arkadaşlarımızın olduğunu da biliyoruz. Ama biz onlara artık o aracın HÖH olmadığını söylüyoruz. Dolayısıyla bazı arkadaşların doğru yolu bulacaklarını düşünüyorum” dedi.
Balkanlar’da en yoğun Türk nüfusun Bulgaristan’da yaşadığını hatırlatan Ahmed, Bulgaristan Türkleri olarak ülkelerine bağlı olduklarını ve Bulgaristan içinde diğer unsurlar gibi hayatlarını devam ettirmek istediklerini de sözlerine ekledi.
Eski HÖH Genel Başkanı Lütfi Mestan, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinde Türkiye’ye destek vermesi nedeniyle partinin onursal başkanı Ahmet Doğan tarafından başkanlıktan uzaklaştırılmıştı. Mestan, aynı zamanda partisinden de ihraç edilmişti.
Mestan parti liderliği ve üyeliğinden ihraç edilmesinin ardından can güvenliğini sağlamak üzere bir süre Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe’nin ikametgahında kalmıştı.
HÖH basın merkezinden yapılan açıklamada ise mart ayında gerçekleştirilmesi beklenen olağan kongreye kadar partinin üç milletvekilinden oluşan Başkanlık Kurulu tarafından yönetileceği bildirilerek parti yönetimi eş başkanlar Ruşen Riza, Mustafa Karadayı ve Çetin Kazak’a devredilmişti.