AGİT Kosova’yı azınlık dillerini korumaya ve desteklemeye teşvik ediyor.
Suzana Salaji’nin geçtiğimiz ay Kosova’nın dillerden sorumlu komisyon üyeliğine atanması, resmi dilleri ulusal seviyede koruma, destekleme ve emniyete alma yönünde bir çaba olarak gerçekleşti. Arnavutça ve Sırpça Kosova’daki iki resmi dil olmakla birlikte, Türkçe Prizren, Gjilan ve Mamuşa belediyelerinde resmi kullanımda bulunuyor.
Altı yıl görevde kalacak olan Salaji, resmi dillerin belediyelerde ve ana dili resmi dillerin hiçbiri olmayan toplumlardaki uygulanmasını denetleyecek.
AGİT’in Kosova’daki Baş Sözcüsü Nikola Gaon SETimes‘a verdiği demeçte, “Dil çeşitliliği çok ırklı bir toplumda kültürel çeşitliliğin bir yönüdür ve bu yüzden de çok önemlidir.” diyor.
AGİT, Kosova’nın farklı toplumların üyelerinin birbirinin dillerini öğrenmesini ve dil engellerini aşmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söylüyor. Kosova’daki yasal mevzuat, kurumlara kullanımdaki resmi dillerde hizmet verme yükümlülüğü getirmesine karşın, bunun uygulanma şeklinde bazı eksiklikler var.
SETimes‘a konuşan Gaon, “Bu eksikliklerin, ister belediyelere çevirmen tutma veya mevcut çevirmenleri daha iyi şekilde eğitme olanağı sağlanarak, ister belediyelere resmi dillerde formlar ve işaretler geliştirmelerinde yardım ederek, kurumlar bünyesindeki beceriler artırılarak üstesinden gelinebilir.” diyor.
Gaon, dil komisyonunda reform yapmanın yanı sıra bazı belediyelerin belediye dil uyum komisyonları kurma ve insan hakları standartlarına uyma çabalarının, doğru yönde atılmış adımlar olduğunu söylüyor.
Balkan Politika Enstitüsü İdari Direktörü Seb Bytyci, Kosova’nın azınlık dilleri konusunda son derece gelişmiş bir mevzuatı olduğunu söylüyor.
SETimes‘a konuşan Bytyci, “Sırpça nüfusun sadece yüzde 5’i tarafından konuşulmasına rağmen, ulusal düzeyde resmi bir dil. Bir kişinin [komiserin] toplumların dillerini yaygınlaştırmak üzere atanması, bu mevzuata insani bir yüz katmakta. Birden fazla dile sahip olmak Kosova’yı daha kozmopolit hale getiriyor ve Kosova’nın büyük şehirleri olmamasına karşın birden fazla dil duyulabiliyor.” diyor.
Priştine’de yaşayan Lirije Hoxha, buna katılıyor. SETimes‘a konuşan Hoxha, “Resmi dillere … saygı gösterilmeli. Bütün kurumlarda, her şeyin bütün resmi dillerde ve aynı zamanda İngilizce yazılı olduğunu görüyorum.” diyor.
Kosova’nın dil kullanımına ilişkin yasası 2006 yılında onaylandı.
Ancak Kosova’daki İnsani Hukuk Merkezi İdari Direktörü Bekim Blakaj, hükümetin Kosova’daki resmi dillerin korunması ve yaygınlaştırılmasından sorumlu bir bakanlıklar arası komisyonu halihazırda kurduğunu söylüyor.
SETimes‘a konuşan Blakaj, “Bu komisyonun kurulması, hükümetin ulusal azınlıkların haklarını korumada ciddi olduğunu göstermesi açısından son derece önemli olmasına karşın, … azınlık toplumlarına üye vatandaşların çoğu bu komisyonun var olduğunu bile bilmiyor.” diyor.
Kamenica’da yaşayan bir Kosovalı Sırp olan Nesa Milojeviç, Sırpça dilinin kamusal alanlardaki kullanımıyla ilgili bir çok sorun yaşandığını söylüyor.
SETimes‘a konuşan Milojeviç, “Dil kullanımına saygı gösteriliyor, ama düzgün şekilde değil. Örneğin, [Sırpça] sözcüklerin gramer hatalarıyla yazıldığına ve bazen de kulağa komik geldiğine çok kereler şahit oldum. Peja’da seyahat ederken, son harf yanlış olduğu için yanlış yazılmış bir sözcüğün bulunduğu bir işaret gördüm. Başkaları için önemsiz olabilir, ama bir Sırp olarak böyle hatalar hemen gözünüze takılıyor.” diyor.
Blakaj, resmi dillerin kullanımına ilişkin yasanın, “çoğu zaman ayrımcılık kasıtlı olmasa da” tüm seviyelerde tamamen uygulanmadığını kabul ediyor.
Bir Türk azınlık üyesi olan Şükran Beytullahu, Türkçe’nin Priştine’de kurumlarda veya resmi belgelerde fazla kullanılmadığını, fakat “Prizren’de çok daha iyi olduğunu” söylüyor.
SETimes‘a konuşan Beytullahu, “Türkçe dilinin nerede ve nasıl kullanılması gerektiğine ilişkin yasayı iyi bilmiyorum, ama Prizren’de, bütün kurumların adları aynı zamanda Türkçe de yazılıyor.” diyor.
Bölgedeki diğer ülkeler de azınlık dillerini korumaya gayret ediyor.
Bosna-Hersek, eğitim ve kamu sektöründe azınlık dillerinin kullanılmasını içeren azınlık haklarının korunmasına ilişkin bir yasayı 2003 yılında onayladı. 2000 yılında ise Hırvatistan, ulusal azınlıkların dili ve alfabesinin kullanımına ilişkin yasayı kabul etti.
Makedonya 2001 yılında, anayasasını nüfusun en az yüzde 20’si tarafından konuşulan her dilin aynı zaman da resmi dil olmasına olanak sağlayacak şekilde değiştirdi. Karadağ anayasasında ise, azınlıkların dil ve alfabelerini özel, kamusal ve resmi alanda kullanabilecekleri belirtiliyor.