Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Başkanı Lütfi Mestan, Bulgaristan Devlet Televizyonu’nun (BNT) birinci kanalında yayınlanan Türkçe Haberler’in bölgesel yayın yapan kanal 2’ye taşınması fikri münasebetiyle parti adına deklarasyon okudu. Mestan, “Türkçe Haberler’in bilgilendirici değerinden başka kat kat sembolik değeri var, çünkü ülkede etnik ve dini çeşitliliğe saygı gösterildiğini gözler önüne seriyor. Bu yüzden HÖH Meclis Grubu olarak bu pozisyonu yeniden değerlendirmenizi ve bu konuda son derece sorumlu, medeni bir pozisyon sergileyen Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in sözlerine kulak vermenize dair samimi çağrıda bulunuyoruz” dedi.
HÖH Başkanı, “Haberlerin ulusal programdan indirilip belirli bölgelere yönlendirilmeleri ne demek” diye retorik soru yöneltti. Mestan, “Tam olarak hangi bölgeler söz konusu, muhtemelen Kırcaali, Razgrad, Şumnu, Silistre’yi kastediyorsunuz. Bu tehlikeli bir girişimdir, bu vatanseverlik değildir ve milli çıkara aykırı gelmektir, çünkü Bulgaristan egemen, üniter ve bölünmez devlettir. Radyo ve televizyon aracılığıyla Bulgaristan haritası üzerinde etnik bölgelerin çizilmesi vatanseverlik değildir. Bu tutum başka herşey olabilir, ama milli çıkarın doğru anlaşılması değildir. Biz entegrasyon modelinin ayırma ve sınır çizimi ile değiştirilmesine karşıyız” diye kaydetti.
Mestan, bugünlerde demokrasiye geçişin 25.yılı ve Azınlıkların Korunması İçin Çerçeve Sözleşmesi’nin onaylanmasının 15 yılı olduğunu hatırlatarak, “Demokratik gelişmeyi ölçmek için bu zaman çerçevesi içinde biz belirli bir gerilemeye şahit oluyoruz. Medeni seçimin revizyonu ve bunun doğrudan sonucu olarak kimin söylediği farketmeksizin, yeni yönetim çoğunluğunun devlet televizyonu ve radyosundaki Tükçe Haberler’in ulusal programlardan indirilmesine ilişkin duyuruda bulunmasıdır” diye yorum yaptı.
Mestan, “Sözde “Soya Dönüş” adlı Bulgarlaştırma süreci farklılığın reddedilmesi, ötekinin kabul edilmemesi felsefesine dayanıyordu. Bu yüzden 1998 yılında o dönemdeki ODS çoğunluğu tarafından muhalefetteki HÖH partisinin desteği ile ilk defa Bulgaristan’da etnik azınlıkların ulusal yayıncılık aracılığıyla Anadili’nde bilgi almalarına dair Radyo ve Televizyon Kanunu’nda düzenleme yapıldı. Bununla Bulgaristan, ülkede var olan etnik ve dini çeşitliliğinin reddedilmesine son verdiğini açıkça kanıtladı. Bugün 15-16 yıldan sonra artık kazanılmış hakların elden alınması girişimlerinde bulunuluyor” diye belirtti.