Makedonya Uluslararası İşbirliği Merkezi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, Çerçeve Anlaşması’nın Ohri’de imzalanmasından on yıl sonra, Makedonya’da çok az insan etnik ilişkiler konusunda kaygılı.
Anlaşma, 2001 ihtilafını sona erdirdi ve o zamandan bu yana da devlet kurumlarında çalışan ve yüksek öğrenim gören Arnavut sayısının artmasının yanı sıra belli noktalarda çift dilli işaretlerin -Makedonca ve Arnavutça- kullanılmasını sağladı.
SETimes’a konuşan Mecit Davutovski, “Durum önemli ölçüde iyileşmesine karşın, şimdi de yaşam standardı sorun oluyor. Ekonomiye daha fazla dikkat edilmeli, çünkü vatandaşları en çok o ilgilendiriyor.” diyor.
Davutovski’nin, Arnavutlar, Makedonlar, Türkler ve diğerlerinin öteden beri birlikte yaşadığı Üsküp’teki Eski Pazar’da bir kuyumcu dükkanı var.
Pazar’da kürk dükkanı olan etnik Makedon Borko Gavrilovski ise SETimes’a verdiği demeçte, “2001’de Pazar’da yaşam bitmişti, insanlar buraya gelmeye korkar olmuştu … Ama şimdi Pazar canlandı, kafeler ve dükkanlar açıldı.” diyor.
Gavrilovski, çift dildeki işaretler gibi pek çok şeyin on yıl önce imkânsız gibi göründüğünü, ancak şimdi bu tür şeyleri normal karşıladıklarını ve böylesinin daha iyi olduğunu söyledi.
Anlaşmaya göre, Makedonya anayasasının önsözünü değiştirdi ve ırklar arası ilişkileri ve etnik azınlık toplumlarının refahını iyileştirecek yasalar da çıkardı. Bu yasalar toplumların dil ve bayraklarının kullanımını düzenliyor, Kalkandelen Üniversitesi’ni yasallaştırdı ve Arnavut isyancılara af getirdi.
Daha önemli yasalar, Arnavutlara kültür, din, dil ve eğitimle ilgili konuları veto hakkı veren “Badinter kuralı” kullanılarak yasalaştı.
Dahası, Makedon hükümeti, belediyelerde belli bölgelerdeki Arnavutları çoğunluk halinde gruplandıracak şekilde toprak düzenlemesi yapılmasını da kabul etti.
Arnavutça yayınlanan Koha gazetesinin yazı işleri müdürü Besim İliyazi SETimes’a verdiği demeçte, “İlk dört yıl, uluslararası güvence altındaki böyle bir anlaşmanın ruhunun herkes tarafından hoş karşılandığı izlenimi vardı. Zaman geçtikçe, siyasi elitler, ister Makedon ister Arnavut olsun, belgenin ilkelerine karşı umursamaz bir tavır takındılar.” dedi.
İliyazi yine de başarılara -eğitim ve yüksek öğrenimde temsil edilen Arnavutların yüzdesi, Arnavutça’nın resmi olarak kullanımı ademi merkeziyet- övgüde bulundu.
Ancak pek çok Makedon, anlaşmaların onlara mevcudiyetlerinin temeliyle ilgili sonuçlara yol açacak şekilde dayatıldığı görüşündeler.
Gazeteci Mirka Velinovska, “Anayasanın önsözünün değiştirilmesi Makedonları kendi devletleri için bir ‘etnik topluma’ indirgemiş ve bundan sonra da adımızla ilgili görüş farklılıklarını konu alan BM destekli görüşmeler, onu değiştirme konulu müzakerelere dönüşmüştür.” dedi.
TMRO siyasi partisinden Vanço Şehtanski SETimes’a verdiği demeçte, Anlaşmanın Anayasada da kanun haline getirilmiş bir zayıflığının, tüm sosyal alanlar ve kurumlarda Arnavutlara getirilen %20’lik kota olduğunu söyledi.
Şehtanski, durumun bu nicel şartı yerine getirmek için çoğu zaman kaliteden ödün verildiği ve toplumsal ilerlemenin engellendiğini gösterdiğini söyledi.
Shehtanski, Çerçeve Anlaşmasıyla, Makedon halkının egemenliğini kısmen kaybettiğini ileri sürdü.
Siyasi, “Bir AB üye adayı olan Makedonya’ya böyle bir anlaşma uygulatıldıysa, mütekabiliyet ilkesine göre, büyük Makedon azınlıkların yaşadığı ve tam teşekküllü AB ve NATO üyesi olan komşu ülkelerde de aynısı yapılmalı.” dedi.
SETimes.com