Makedonya’nın dünyaca ünlü bir şehiri Ohri. Bir zamanlar Türklerin yüzde ellinin üzerinde bir nüfusa sahip olduğu tabiat harikası bir coğrafya, Ohri Gölü kenarında. Gölün bir tarafında Arnavutluk bir tarafında Makedonya. Gölde yetişen alabalık bir Ohri Gölünde bir de Baykal Gölünde yetişirmiş. Bugün Makedonya avlanmayı yasaklamış, zira nesli tükenme tehlikesi içinde. Ama Arnavutluk tarafında avlanmak serbest…
55 bin nüfuslu Ohri’de bugün ikibin beşyüz Türk yaşıyor. 1956-57 yıllarında hep Türkiye’ye göç etmişler. Türk mahalleleri hala duruyor. Tüm mahalleler bir sokak ile Çınar’a çıkıyor. Çınar ki, Osmanlı ile yaşıt.
Ohri’deki Türk eserlerinin önemli bir kısmı hala ayakta ve Türklerin gayreti ile faaliyet içindeler. Yardıma muhtaç eserler ve Makedonya hükümetinin bilinçli bir şekilde ortadan kaldırdıkları da cabası…
Sulu bir dizi film “elveda Rumeli”
“Elvede Rumeli” dizisi burada çekilmiş ve dizinin de etkisiyle Türkiye’den ciddi turlar düzneleniyor. Ancak diyor ki, Eyüp Salih “ben seyretmedim bu diziyi, zira çok sulu, çok cıvık bir film idi. Bizi temsil etmiyordu” diyor.
Karabey Mahalle Derneğindeyiz
Karabey Mahalle Derneğinin mekanına gidiyoruz. Tarihi küçük bir mahalle mescidinin yanında. Ancak o gün fotoğraf makinesinin pillerinin azizliğine uğruyoruz ve hem dernekte hem de Ohride çok az fotoğraf çekebiliyoruz. Dernek faaliyetleri ile özellikle gençleri hedeflemiş. Onların şuurlu, örf ve adetlerine bağlı eğitimli gençler olması için gayret ediyorlar.
Akşam geç saatlerde gölün nehir gibi aktığı Struga’da da gezdikdent ve o ünlü kaşarlı köftesinden yedikten sonra, Eyüp Salih ve Maksut Ali bizleri otelimize bırakıyor. Son söz, Ohri’ye tekrar gelinir ve bu güzellikler ve bu güzel insanlarla en az birkaç gün birlikte olmak gerekir diye düişünüyoruz.
Dr. Bayram Çolakoğlu, Ohri-Makedonya