Günümüzde üçte ikisi Romanya, üçte biri de Bulgaristan sınırları içinde kalan Dobruca bölgesinin nüfusu ağırlıklı olarak Müslümanlardan oluşuyordu. Bölgedeki Osmanlı mirasını daha iyi anlayabilmek için, Osmanlı devrinin mühim şehirlerine ufak bir seyahate ne dersiniz?..
Osmanlı Dobruca’sında nüfusun büyük kısmı Müslüman Türklerden meydana gelmekteydi. Bu sebeple, bölgedeki yer adlarının ekserisi Türkçeydi. Pek çoğunun ismi değişmesine rağmen günümüz Romanya’sında Müslüman Türk mirasının bakiyesi olarak Babadağ, Mecidiye gibi şehirler, hâlâ eski isimlerini taşıyor. Dobruca’daki Osmanlı mirasını daha iyi anlayabilmek için, asırlarca Türkİslâm kültürünün yaşandığı Romanya’daki Osmanlı devrinin en önemli şehirlerine daha yakından bakmak yerinde olacaktır.
Babadağ: Romanya’da İlk Müslümanlar
Bölgedeki en önemli şehirlerden Babadağ, Anadolu’dan Balkanlar’a ilk giden Müslümanların başı, Sarı Saltuk Gazi’nin diyarıdır. Kabrini Sultan İkinci Bayezid buldurmuştur. Bu kasabayı Saltuk Gazi dergâhına vakfeden Sultan Bayezid, Ulu Camii ve vakıflarıyla beraber burada bir de külliye inşa ettirmişti. Maalesef günümüze gelememiştir.
Osmanlı coğrafyasının en yaygın fıkıh kitabı olan (İbrahim Halebî’nin yazdığı) Mülteka’nın ve Halebî Sağîr diye de bilinen Muhtasaru Gunyet’il-Mütemellî’nin mütercimlerinden İbrahim b. Abdullah, Babadağlıdır. Kabri, Sarı Saltuk Türbesi’nin bahçesindedir.
Osmanlılar devrinde oldukça müreffeh bir kasaba olan Babadağ’daki bir diğer önemli eser de Gazi Ali Paşa Camii’dir. Paşanın türbesi de caminin haziresindedir. Romanya’daki en büyük Osmanlı devri eseri olan caminin yanında, vaktiyle bir medrese ve hamam da varmış. 16. asırda Babadağ’da kayıtlı seyyidlerin adedi, 10 civarındaydı. (Aynı tarihlerde Silistre’de 586, Şumnu’da 654 seyyid/şerif kayıtlıydı.) Kasaba hakkında detaylı bilgiler veren ve “belde-i azîm Babadağ” ifadesini kullanan Evliya Çelebi’nin yazdığına göre burada ayrıca 3 medrese, 10 mektep, 8 han, 4 hamam ve 11 dergâh vardı. Fakat bunlardan günümüze intikal edeni yoktur.
Köstence: Rumeli’nde İlk Demiryolu
Osmanlı’nın fethettiği ikinci “Konstantiniyye” diyebileceğimiz bir şehirdir Köstence. Çünkü İstanbul, Roma İmparatoru I. Konstantinos’a izafeten Konstantiniyye diye anılırken, Köstence de İmparator II. Konstantinus’a izafeten “Constanta” olarak adlandırılmıştı. 1419’da fethedilip Müslüman iskânına açıldı ve ismi Köstence olarak değiştirildi.
Şehir, Osmanlı-Rus savaşları sırasında sık sık tahribata uğrasa da 1860’lardan sonra ayrı bir önem kazandı. Nitekim Osmanlı’nın Rumeli’ndeki ilk demiryolu hattı olan Köstence-Boğazköy (Çernovada) hattı 1860 Eylül’ünde tamamlanmış, 64,4 km’lik hatta ilk seyrüsefer 4 Ekim 1860’ta gerçekleşmişti. Bundan sekiz sene sonra inşa edilen Aziziye (Hünkâr) Camii, Sultan Abdülaziz’in hatırasını taşır. Minaresinden sabah hariç, dört vakit ezan okunmaktadır.
Başka bir Osmanlı camiinin temelleri üzerine 1822’de yapılan Mahmudiye Camii’nin yerinde, bugün Kral Camii var. Mahmudiye’nin kalıntıları üzerine Romanya Kralı I. Carol tarafından Romanyalı mimar ve mühendislere yaptırılan 1910 tarihli eser, ülkenin en ihtişamlı camiidir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 125. sayısından (Ocak 2019) okuyabilirsiniz.
Kaynak: Dünya Bülteni