Sırbistan İslam Cemaati, Belgrad Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004 yılında Bayraklı camisini kundaklamakla suçlanan dokuz sanıktan hiçbirini mahkum etmeyen kararına sert tepki verdi.
Altı yıldır devam eden dava, geçtiğimiz hafta sanıklardan üçünün olay sırasında polise saldırmaktan suçlu bulunmasıyla sonuçlandı.
Yargıç İvana Ramiç, davada sunulan kanıtların sadece polise saldıran kişileri tespit ettiğini, camiyi yakanları tespit etmediğini söyledi.
Ramiç, “Onların orada olduğuna hiç şüphe yok, ama bu, mahkumiyet için yeterli değil.” dedi.
Sırbistan İslam Cemaati’nin avukatı Rajko Daniloviç konuyla ilgili olarak SETimes ‘a verdiği demeçte, kararın “utanç verici” olduğunu söyledi ve Sırp hükümetine dava açacaklarına söz verdi. Daniloviç, Sırbistan’daki üst düzey yetkililerin 2004 yılında olayı provoke ettiğini ve daha sonra da polise ve savcılığa delilleri yok etmeleri yönünde nüfuz uyguladığını ileri sürdü.
Daniloviç, “O dönemdeki hükümetin Kosova’daki ayaklanmaların ve Sırplara uygulanan şiddetin öcünü almak istediği herkesçe bilinen bir sırdır, seçim de Bayraklı camii olmuştur.” dedi.
17 Mart 2004 tarihinde meydana gelen olayda cami yakıp yıkılmış, 7 binden fazla kitabın bulunduğu kütüphane yok edilmiş ve 50 bin avro para çalınmıştı. Olay, yaklaşık 80 kişilik bir protestocu grubun şehir merkezinde toplanarak “Şkiptarları öldürün” ve “Kosova’ya gidin” şeklinde slogan atmasıyla başlamıştı.
Sırbistan İslam Cemaati Genel Sekreteri Eldin Asceriç SETimes ‘a verdiği demeçte, İslam cematinin yeni bir süreç başlatmak istediğini söyledi.
Asceriç, “İddianamede saldırıyı düzenleyenler, kışkırtanlar veya caminin uğradığı hasar yer almıyor.” dedi.
İlk iddianamede, camiye yapılan saldırıya katılanların listesinde 20 kişinin adları yer alıyordu. Haziran ayında, davanın sonlarına doğru, savcılık listeyi dokuz sanığa indirgedi. Ayrıca iddianame, diğer sanıkların şiddet uygulayan bir gruba katılmakla suçlandığı şeklinde değiştirildi.
Beraat eden çok sayıda sanığı temsil eden avukat Anthony Boskoviç SETimes ‘a verdiği demeçte, polis ve savcılığın zayıf bir işlev ortaya koyduğunu söyledi..
“Polis insanları duvara dizip fotoğraflarını çekti, ki bu da yetersiz delildir.” diyen Boskoviç, adli şikayetin yersiz olduğunu, zira hükümet yetkililerinin fotoğraflara baktıktan sonra bir “seçim yaptığını” ve resimlerdeki bazı kişilerin suçlanmadığını sözlerine ekledi.
Milos Radosavljeviç, babası Rade Radisavljeviç ve Bojan Hrvatin, caminin önünde meydana gelen ayaklanmalarda oynadıkları rolden ötürü dört ay hapis cezasına çarptırıldı. Hrvatin ayrıca, cami saldırısından sonra bir trende bir kişiyi öldürmekten de hüküm giydi. Sanık toplam 15 yıl hapse mahkum edildi.
Davada şaşırtıcı bir şekilde, Belgrad Müftüsü Muhamed Jusufspahiç, Milos Radosavljeviç’in caminin yakılmasında rol almadığını söyleyerek sanığı savundu.
SETimes‘a konuşan Jusufspahiç, “Mahkemede o yöndeki ifade verdim. ama görünen o ki dikkate alınmamış.” diyerek, Radosavljeviç ailesinin İslam Cemaatinin her zaman iyi ilişkilerinin olduğu komşular olduğunu belirtti. Jusufspahiç, Milos Radosavljeviç’in camiye yapılan saldırıdan önce kendisiyle temasa geçip olayı haber verdiğini ileri sürdü.
Jusufspahiç, “Böylece oradaki küçük çocukları ve yaşlıları zamanında kurtarabildik.” dedi.
Belgrad’daki İnsan Hakları Avukatlar Komitesi’nin Direktörü Milan Antonijeviç SETimes ‘a yaptığı açıklamada, davada hüküm giyen üç kişinin asgari hapis cezasından daha düşük ceza aldığını söyledi. Şiddet uygulayan bir gruba katılmanın cezası altı ay ile beş yıl hapis arasında değişiyor.
Antonijeviç, “Bu kararla mahkeme, şiddetin kabul edilemez değil, yasal olduğu ve devlet tarafından desteklendiği mesajını veriyor.” dedi.
Komite Başkanı, yaklaşmakta olan AB üyelik müzakerelerinde Sırbistan’ın yargı reformu çabalarındaki birçok sorunun açığa çıkmasını beklediğini sözlerine ekledi.
Antonijeviç “Müzakereler sadece adalet ve güvenlikle ilgili fasıllarla başlıyor ve asıl sorun Sırbistan’ın AB kriterlerini ne zaman karşılayacağı.” dedi.
Mahkeme kararı hakkında görüşünüz nedir? Aşağıda yorumda bulunarak tartışmaya katılın.
