100. yılında Balkan Savaşlarının belgeselini yapan Taha Akyol, Ermeni tehciri ve bugünkü Kürt sorununun temelinde Balkan savaşlarının olduğunu söyledi.
‘RUMELİYE ELVEDA’ BELGESELİNİN YAPIMCISI AKYOL’A GÖRE KÜRT SORUNUN KAYNAĞI
OSMANLI’NIN dağılma sürecine en büyük darbeyi vuran, imparatorluğun Balkanlar’daki topraklarının büyük çoğunluğunun kaybolmasına neden olan Balkan Savaşları 100. yılında Taha Akyol tarafından 8 bölümlük “Rumeli’ye Elveda & 100. Yılında Balkan Bozgunu” adlı belgeselde ele alındı. İlk bölümü 9 Kasım Cuma günü CNN Türk’te yayınlanacak belgesel öncesi STAR’a konuşan Akyol, Ermeni tehciri ve bugünkü Kürt sorunun temelinde de bu savaşlarıh olduğunu söyledi. İşte Akyol’un tespitleri:
Adriyatik’ten Çatalca’ya çekildi
Balkan savaşı tarihimizdeki üç büyük faciadan biri. İlki 1877-78 Rus Savaşı. Namık Kemal bu savaşla ilgili, ‘Tuna vilayetini kaybedersek, Rumeli’yi elde tutamayız’ demişti. Balkan Savaşı’nda Tuna vilayetini, kabaca bugünkü Bulgaristan ve Romanya’nın bir kısmını kaybeden Osmanlı Rumeliyi elde tutamadı ve 1912’de onu da kaybetti. 1912’de Osmanlı Adriyatik’ten İstanbul’un 30 kilometre ilerisindeki Çatalca’ya kadar çekildi. 70 bin kilometre kare nüfus kaybetti. Balkanları kaybetmeyelim diye demiryolu, bankalar, okullar en çok Balkanlara yapılmıştı. 5 milyon nüfus Osmanlı vatandaşlığından çıkıp Bulgar, Yunan vatandaşlığına geçti. 400 bin Müslüman öldürüldü. 1 milyona yakın Müslüman da Anadolu’ya gönderildi. Bu hem Anadolu’nun Müslümanlaşmasına yol açtı hem de Osmanlı’nın dünkü eyaletleri olan devletler karşısında yenilmesi, iki yıl sonra çıkacak olan 1. Dünya Savaşı’nda müttefik bulmasını zorlaştırdı.
Bizim Rumlar, Yunanistan’ı tuttu
Osmanlı’nın Balkan Savaşı’nı kaybetmesinin nedeni strateji yanlışı değil. O kadar çok yanlış var ki strateji bunlardan biri. Osmanlı, Balkan Savaşları sırasında 3 hükümet değiştirdi. Bu nasıl bir siyasi istikrarsızlık olduğunu gösterir. İki yılda üç hükümet değişirse hangi hükümet savunmayı, saldırıyı, ekonomiyi planlayabilir? Osmanlı ordusu homojen değil. Tanzimattan itibaren orduya gayri Müslimler alınıyor. Ordunuzdaki Rum, Yunanistan taraftarı. Bulgar, Bulgaristan taraftarı… Arap ne söylediğinizi anlamıyor. Meşrutiyet ile birlikte doğan, sevinç ve moral patlaması kısa sürede sönmüş, herkes ‘Bu devlet yıkılıyor, çaresi yok’ psikolojisinde. Bunların etkisi ile Balkan Savaşları kaybedilmiş.
Gece talim yaparsak cin çarpar
Balkan savaşlarında Bulgar, Yunan ve Sırp orduları çok motive. Bizimkiler gece düşman projektör tuttuğu zaman korkup kaçıyor. Gece talimine Anadolu’dan gelen askerler ‘cin çarpar’ diye çıkmıyor. Okuması yazması olmayan, hayatında köyden başka bir şey görmemiş askerin eğitimindeki sorunlar bunlar. Ordudaki subaylar İttihatçı ve İhtilafçı diye ayrılmış. Ordunun başındaki kumandan Halasker Zabıtan Cuntası’nın adamı. Böyle bir ordu savaş kazanabilir mi? 400 yılında Adriyatik’e giden Osmanlı, 2 haftada Çatalca’ya kaçıyor.
Sorun etnik milliyetçiliğin devamı
Balkan Savaşları’nın bugüne en büyük tesiri, homojen bir ulus kurma fikrinin yerleşmesidir. Çünkü Bulgarlar ve Yunanlar homojen idi, Bulgar ve Yunan milliyetçiliği orduları çok motive etti. Hem Rumeli’den gelen göçlerin Anadolu’daki Müslüman Türk nüfusunu arttırması hem de devletin ve milletin homojen bir nüfusla kurulabileceği fikri bize Balkanlar’dan gelerek kökleşti. Dolayısıyla Ermeni tehcirinin kökleri 1912’dir. 1912’yi görmeden 1915’teki tehcir olayını tek başına ele almak büyük bir hatadır. Temenni ederim ki Balkan Savaşı’nın yüzüncü yılında uluslaşma, balkan tipi milliyetçilik,etnik milliyetçilik daha çok konuşulur. Balkan Savaşı’nın kökü etnik milliyetçiliktir. Türkiye’deki Kürt milliyetçiliği hareketi Balkanlar’daki etnik milliyetçiliğin devamıdır.
UZMANLAR DESTEK VERDİ
Genel yönetmenliğini ve editörlüğünü Reyhan Yıldız’ın yaptığı “Rumeli’ye Elveda & 100. Yılında Balkan Bozgunu” belgeseline, Şükrü Hanioğlu, Richard Hall, Vasilis Nikoltsos, Prof. Dr. Zafer Toprak gibi tarihçilerin analizlerinin yanısıra; Ömer Seyfettin’den Aram Andonyan’a, Stephane Lausanne’dan Fevzi Çakmak’a, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’dan Gustav Von Hochwachter’a, Kazım Karabekir’den Gustave Cirilli’ye döneme tanıklık edenlerin anılarına da yer veriliyor.
Star Gazetesi