Eski Cumhurbaşkanı Jelyu Jelev’in Danışmanı Mihail İvanov’un, şahitlere ve belgelere dayanarak 1984-85 yıllarında Türklere ve Müslümanlara yapılmaya başlayan zulümleri ele alan seri yazısı Obektiv dergisinde yayınlandı.
İvanov şu açıklamayı yapıyor:
Mestanlı’da Türklerin isyanına karşı tank gönderdiler
1984-85 yılları kışında İçişleri Bakanlığı binasında neler olduğunu anlatmaya devam edeceğim. 4 Ocak 1985 tarihinde düzenlenen oturumda İçişleri Bakanlığı’nın zorunlu olarak isim değiştirme eylemini gerçekleştirildiği illerdeki idarelerin amirleri raporlar sunar. Bulgar Komünist Partisi’nin (BKP) Merkez Komitesi’nin Sosyal ve Güvenlik bölümünden General Albay Velko Palin ve Bulgaristan’daki KGB temsilciliği yöneticisi Fyodorov bulunur.
İvanov, Kırcaali İçişleri Bakanlığı İl İdaresi Amiri Albay Atanas Kadirev’in tutanaklarındaki şu ifadesine yer verdi:
27 Aralık 1984’te saat 12:30 civarı Mestanlı’da 700-800 kişiden oluşan kalabalık toplandı. Onlar cesurca ve saldırganca davrandılar. “Partiye hayır”, “Katiller” vs. sloganlar attılar. Belediye parti komitesine, belediye halk kuruluna ve diğer kamu binalarına saldırmaya çalıştılar. Mestanlı İçişleri Bakanlığı Bölge İdaresi güçleriyle ve Sınır Askerleriyle kalabalık dağıtıldı. 4 bıçak, balta ve diğer aletlere el kondu.
İvanov, Aliş Sait’in Hak ve Özgürlükler gazetesinin Nisan 1991 tarihindeki 8. sayısında 15-21. sayfasındaki “Mestanlı’da İnsanları Kırdılar” başlıklı yazından şu ifadeleri alıntı yaptı:
Katılımcılardan ve olayın şahitlerinden biri olan genç Ziraat Mühendisi Fahri Seydahmet: 1984 sonbaharında zorla isim değiştirme sırasında Göçedenler (Çayka) ve Tokatçık köyüne gittim. Mümin Köse Ömer, Halil Mehmet ve Burhan ile Orhan Necip kardeşlerle birlikte toplanıp durumu değerlendirdik.Halkın yürüyüşüyle ilgili parola düşündük, daha sonar duruma gore değiştirdik. Ordu ve milisler köylüleri sardı, direnmekten başka çıkış yolumuz olmadığını gördük.
26 Aralık Salı günü Mestanlı’da Pazar olduğu gündü. Ne olacaksa o zaman olacaktı. Meydan dolmaya başladı. Halk buraya ismini, Türk kimliğini korumak için geliyordu. Saat 12’de 10 civarı insane yürüyüş başlattı. Bulgar Komünist Partisi’nin belediye komitesine ve belediye kuruluna gittik. Belediyenin kapısını iterek içeri girdik. İsimlerin kaydedildiği kütükleri yakmaya niyetliydik. O sırada 150 sınır askeri gelip etrafımızı sardı. Süngüleri bize doğrulttular. Şehir meydanına doğru gittik. Kırcaali’den tanklar geldi (Çergilanov’un verdiği bilgilere gore: zırhlı araçlar, General Teğmen Petır Çergilanov komünist dönemin gizli servisi DS’nin Üçüncü İdare Amiri – Askerî Karşı İstihbarat), itfaiyeci ve milis.
Kalabalığa karşı tanklar sürdüler. Sinirlerimiz gerildi, kanımız dondu. Saliha salih 2 yaşındaki çocuğuyla öne çıktı, tankların önüne durdu ve tüm gücüyle “Ne bekliyorsunuz? Bizi ezin! Bizi ezseniz de isek o kalacağız!” diye bağırdı.
Hubavelka köyünden Mustafa Hüseyin tankın üstüne çıkıp “Ben Türküm” diye bağırdı. Bu da insanlara manevî güç verdi… İtfaiyeciler bizi dağıtmak için çakıllı su sıktı.
Korkusuzca meydana yöneldik, önde biz, arkada tanklar. Yere oturduk. O an bize ateş açtılar, o az amaçlarının bize ateş etmek olduğu anlaşıldı. O gece güvendiğimiz insanları Raven ve Nanovitsa köyüne gönderdik. 27 Aralık sabahı öteki köylerden 700 civarı genç geldi. Milisler pusu kurmuşlardı ve kalabalığı okula toplamıştı. Yere yatırıp dekmelemeye ve dipçiklerle vurmaya başlamışlardı. Sofya’dan vurun emri gelmişti.
Kurşunlar havada uçuşuyordu, nereye bulursa ateş ediliyordu. Şehir parkında 16 yaşındaki Mümin Mustafa öldürülmüştü. Hükümet gücünü silâhsız halk üzerinde denemişti. Tutuklamalar, işkenceler, göçler başlamıştı.
28 Aralık’ta 300 civarı kadın eşlerinin geri verilmesi için protesto yürüyüşü yapmıştı. Onları da dağıtmışlardı… Raven köyünden Mümin Mustafa Ahmet ve Nanovitsa köyünden Yusuf Abdullah Mehmet dışında.
İvanov, Aziz Bey’in 2004’te Sofya’da çıkan yazısındaki Mümin Hüseyinov’un (Mümin Muratoğlu) şu anlatımından da alıntı yapıyor:
27 Aralık 1984’te saat 23:00’e doğru uzun yürüyüşten sonra Benkovski (Kirli) Belediyesi’ne bağlı Boyacılar (Peevsko) köyüne vardım. İlk Bekir eniştemi gördüm. Bana “Kirli köyünü Bulgarlaştırdılar, yarın bizim köye de gelecekler” dedi. Ertesi gün saat 11:00’e doğru bir binbaşının komutasındaki askerler gerçekten de köyü basmıştı. Pasaportlarımızı istediler. Biz de verdik. Formlar çıkarıp Türk adımızın ilk harfine göre adlar uydurdular. Sonra Bulgar adlı pasaportları almamız için bir kâğıt verdiler. 28 Aralık 1984’tü. Ertesi gün 29 Aralık Cumartesi günü Yusuf’u, Eyup öğretmeni, İbrahim’i, Fehim İzmirli’yi ve diğerlerini tutukladıklarını öğrendim. Rodopların kış soğuna nasıl dayanacaklarını düşündüm. Aslında fazla uzun düşünmedim, çünkü 21 saatin içinde beni de tutuklamışlardı. Beni Kırcaali’deki emniyetin bir hücresine tekmelerle ve dipçiklerle itmişlerdi. Kırcaali’ye bağlı Kirli köyünden şehit edilen 17 aylık Türkân bebeğin dedesi, Abdullah Hasanov ve tarih hocası Mustafa Niriev hücredeydi.
İvanov, Atanas Kadirev’in tutanaklarından şunları da ekledi:
29 Aralık 1984 tarihinde ajan İtso, ajan Orlin, ajan Blagoy ve diğer güvenilir kişilerden Kırcaali ve çevre köylerdeki karma evliliği olan kişilerin saat 10:00 ve 12:00’de il komitesinin önünde, pazarda ve otogarın önünde toplanıp miting düzenleyeceği bilgisini aldı…
Bu zor durumda İçişleri Bakanlığı’nın İl İdaresi kamu düzenini ve güvenliğini korumak için amansızca çalışıyor. İçişleri Bakanı Yardımcısı Yoldaş General İvan Dimitrov idaresinde bir kurmay kuruldu. Nisan ayından itibaren İçişleri Bakanlığı’nın İl İdaresi’nde kesintisiz çalışma saati getirildi, Aralık ayının ikinci yarısında ise çalışma saatleri 23 saate kadar uzatıldı.
Ayaklanmanın ve kitlesel kargaşanın etrafında Kocadere ve Emirler gibi köylerdeki birkaç imamın da gösteri hazırladığı ve ordaki camilerde yola çıkış saatini organize ettiği tespit edildi. İnsanları organize etmek üzere havariler gibi arabalarla ve yaya ilçe ve diğer ilçelerdeki köyleri çok kişi de tespit edildi. Belene’ye bunun gibi 80 kişi gönderildi. Kırcaali’de 13 kişi tutuklandı, 38 kişiyi de tutuklama teklifi onaylandı, 16 kişi için yeni teklif daha hazırlandı…
İvanov, yazsına İçişleri Bakanı Yardımcısı ve Halk Milisi Müdürü General İvan Dimitrov’un raporundan da şu alıntıyı koydu:
Kırcaali İli’ndeki 316 bin kişiden sadece 58 bini Bulgar, çoğunluğu Bulgar kökeni ve soyundan geldiği kanıtlanan 220 bin Bulgaristan Türkü.
Kırcaali İli’nde çetinleşen durum karşısında bakan yoldaş idare için kurmay oluşturulmasını ve çalışılmasını ve ilde değişen durum karşısında harekete geçmesini emretti. Bütün DS, Halk Milisi ve Sınır Askerleri güçleri kurmayın emrine girdi. Her an bizzat Yoldaş Bakan veya Birinci Bakan Yardımcısı Yoldaş Şopov (General Albay Grigor Şopov – Birinci İçişleri Bakanı Yardımcısı ve DS komutanı) tarafından etrelenmez ve sorumlu etkinliklerle ilgili emir veriliyordu.
24 Aralık’a doğru meydana gelen durum sonucu taşınmak, güvenlik güçlerine ek olarak milis güçleri eklemek ve onları yerleştirmek zorunda kalındı. Kazalık’taki bütün çavuş okulu öğrencileri, milis okulu lisesindeki 4. sınıflar, Dolni Bogrov’daki çavuş okulu, 39 subay ve 679 çavuş, 445 cop, 146 kelepçe, 40 radyo istasyonu, kısa ve uzun menzilli silâh, 6 tutuklu aracı konvoyu, 15 itfaiye aracı dahil edilmişti. Onlardan bir tane su silâhı, göstericileri ve kalabalığı dağıtmak için bir tane reaktif motorlu makine, 5 takviye aracı, 5 GAZ-69 aracı ve diğerleri…
24 Aralık’ta kamu düzenini bozarak Sütkesiği (Mleçino) köyünde 1000 kişiden oluşan bir kalabalık belirdi ve “Ölelim, cipleri atalım” diye bağırdı. 25 Aralık’ta Kirli’deki köy sistemiyle fanatiklerden, aşırı görüşlü 3 bin 500 kişiden oluşan kalabalık büyüdü. Memurlarımıza taş ve diğer eşyalar attılar, silâhları alma girişiminde bulundular. 5. sınır müfrezesi, 4. sınır müfrezesi oluşturmak zorunda kalındı. 26 Aralık’ta Kirli civarında zorluk çıkarmaya devam ettiler. Yine yüzlerce ve binlerce fanatik kişilerden oluşan kalabalık…
Aydın Osman | T HABER