Hasret Şipka– Bulgaristan’da yıllardır tartışılan bir konudur okullardaki Türkçe dersleri. Bazılarına göre bu dersler çok faydalı, bazılarına göre ise zararı var, faydası yoktur. Bu anlamsız tartışmalar sonucu okulların birçoğunda Türkçe dersleri okutulmuyor. Birçok Türkçe öğretmeninin işine son verildi. Sorular hala sorulmakta ve cevaplar aranmakta. Türkçe dersleri olmalı mı olmamalı mı? Faydası ne, zararı ne? Herkesin bu sorulara bir cevabı vardır muhakkak. Cevabını arayanlaradır, anlatacağım hikâye…
” Soğuk bir kış günüymüş. Her taraf karla kaplı, dışarıda esen rüzgâr gittikçe şiddetini artırıyormuş. Sokaklarda kimseler yokmuş. Sadece bir yaşlı kadın geziyormuş kapı kapı tüm komşularını.
– Bir çanak kömür, rica ediyormuş her birinden. Sadece, bir çanak kömür…
Bunun üzerine komşuları ona hayretle:
– Delirdin mi sen kadın?! Bu kışta kim verir sana kömürünü? Yolların ne zaman açılacağı belli değil. Bir çanak değil, tek bir kömür bile veremem. Kusura bakma ama benim çoluğum çocuğum var.
Günler geçmiş, komsuları kadını bir daha görememişler. Merak edip evine gittiklerinde, yatağında ölüsünü bulmuşlar.”
Bu hikâyeyi okulda Türkçe öğretmenimiz anlatmıştı bize. Tüm sınıf çok üzülmüştük. Fakat bir hayat dersi de almıştık o gün. Ne olursa olsun, insan insana mutlaka yardım etmelidir! Demişti öğretmenimiz.
Yıllar önceydi bu. Hangi yıl, hangi gün olduğunu, hikâyeyi kimin yazmış olduğunu unuttum. O okulda artik Türkçe dersleri verilmiyor. O öğretmen artik Türkçe öğretmeni değil. Fakat bir çanak kömürümüz olursa onunla neler yapabileceğimizi biz o gün, orada öğrendik, Türkçe dersinde!