Eskilerin bir sözü vardır: “Usul olmadan, vusul (ulaşma) olmaz”! Niyet, bir hedefe ulaşmaksa, o hedefe ulaşmakla ilgili usulü de işletmek gerekir. Bu bir zarurettir. Diğer bir ifade ile hiçbir usule/yönteme uymadan, bir metodolojiye sahip olmadan maksada varamazsınız. Atalarımız bunu, çok özlü, kısa bir şekilde ifade etmiş:
Usul olmadan, vusul olmaz!
Bursa’da Hak ve Özgürlük Hareketi ile Dost Partilerinin Türkiye temsilcileri ve alakalı ve pek de alakalı olmayan sivil toplum temsilcileri bir araya getirildi. Denildi ki “birleşme ile ilgili fikirler söyleyin, kavga çıkaracak şeyler, özellikle geçmişe ait şeyler söylemeyin!”
Halbuki geçmişini bilmeyen geleceğine sahip olamaz.
Halbuki bugün eteğindeki taşları dökmeyen, yarın mutlaka bir yolunu bulur, diyeceğini der.
Hedefler bir mi ki birlik olsun?
Her şeyden önce bu iki partinin hedefi aynı mı? Hiç konuşulmadı. Sonuç, usul yok.
Bir ve beraber olmak ne demek? İki ayrı kişinin yan yana olması mı? Tabi ki hayır, bir ve beraber olanlar, aynı hedefe yürüyenlerdir; aynı maksada çalışanlardır. Dedim: “iki kişi İstanbul’dan yola çıktı. Birlikte yürüyorlar, ama biri Ankara’ya diğeri Kütahya’ya gidecek. Bu iki kişinin birliktelikleri, Adapazarı sapağına kadardır. Oraya gelince yol ikiye ayrılır. Biri güneye, diğeri doğuya gider.
Yani, hedefleri farklı iki siyasi hareketi zorla bir araya getirirseniz, bu birliktelik çok uzun sürmez. Maalesef, zorlama, her hâlükârda kendini hissettiriyor.
Zımni Bir Kabul: HÖH 2013’e Kadar Başarılıydı
Konuşmalarda hep şöyle bir bölüm geçiyor: 2013’te Ayrılma Oldu, hatta Türkiye’deki iktidar böldü. Önceden birdik, beraberdik. Sonra da 2015’te DOST Partisi Kuruldu gene bölündük. O zamana kadar birdik, güçlüydük, milletvekilimiz çoktu. İktidar ortağı idik. Bu cümleler sözü geçen ayrışmalara kadar HÖH’ün çok başarılı olduğu varsayımına dayanan laflardan ibaret.
Halbuki o yıllara kadar HÖH Bulgaristan’daki Türk azınlığı için hangi kazanımı sağladı?
Daha geniş söylüyorum. Tüm Bulgaristan vatandaşlarının lehine hangi icraatı yaptı?
Bugüne kadar bu sorularıma cevap alamadım.
HÖH, adında yer alan hak ve özgürlükler için çalışmadı ki bu ayrışmalar, ayrılmalar oldu. Onlar topluma hizmet etmeye değil, her şeye hâkim olmaya çalıştılar.
Çok Milletvekilimiz vardı, bölündük az olduk
Lafa bak “çok milletvekilimiz vardı, bölündük 12 vekil az çıkardık, yüz bin oy boşa gitti.” Cevabım “çok milletvekilin varken ne yaptın da hayıflanıyorsun, yüz vekilin olsa ne yazar? Maksat millete hizmet olmadıktan sonra.. Ha 36, ha 25 isterse olsun 125… talimatla çalışınca vekil sayın çok olsa ne olur? İradesi ipotek altında olan vekiller topluluğundan ne çıkar? Üstelik kimse, birleşme yolunda bu ipoteği izale etmekten bahsetmiyor. “Görmeyin oraları” deniyor.
Birleşmenin Yolu da Belliymiş
HÖH Lütvi Mestan dışındakileri partiden atmamış, onlar istifa etmiş. Yani istifa edenler dilekçe ile partiye başvuru yapar ve dilekçeleri parti tarafından değerlendirilirmiş. Pişkinliğe bak… HÖH Temsilcisi bir beyefendi bunu deyiverdi. Yani birleşmenin yolu belli, “HÖH’e gelin istediğimizi partiye alırız.”
Siyaset bilimi açısından baktığımızda, HÖH’ün son seçimlerde karizmayı fena çizdirdiği aşikâr. HÖH’ün bu karizma zedelenmesini telafi çabalarından biri de her halde bir olma, beraber olma hareketine sıcak bakması olsa gerek. Nasıl olsa DOST’u kendine yamayıp kaybettiğim oyları ve prestijimi kurtarırım diye düşünebilir. Böyle bir birliktelik olsa bile DOST’un oylarının HÖH’e gideceğini düşünmek safdillik olur.
Davanın ölçüsü
Davanın gücü kelle sayısında değildir, azlıkla çoklukla ifade edilmez.
Hak var mı, hukuk var mı, inanç var mı, davanda millet var mı? Bunlara bak, bir seçimlik dava olmaz. Davanın başlangıcı olur, bitişi olmaz.
Dava adamı dikensiz yollarda yürümez, dava azim ister, gayret ister. Dava zahmetsiz, sancısız yürümez. Dava uzun vadeli hedeflere kilitlenmektir. Bunları bilmek ve bunun için siyaset yapmak esastır.
Sözün Özü
Sözün özü, daha önce de söyledim. Bir olması gerekenler belli, aradaki küçük hesapları kenara atıp, birliği kurmalı. Bu arada her iki taraftan da sahte dostlar kesinlikle temizlenmeli. Seçimlerden önce kurulan DOST Birliği daim olmalı, HÖH’ten gelip “ben de dava adamıyım” diyen varsa bir nefer olarak bu birliğe katılmalı. Yoksa Siyaseti tabii mecraından çıkartmanın manası yok.
Zorlama nikâhla evlilik yürümez, evlilik sevgi ister, sevgi ise sevgiye yol açan eylemler ister, sevgiye yol açan icraat ister. 27 yıllık HÖH’ün hangi eylemi, icraatı sevgi doğurur ki HÖH ile nikâh olsun?
bayramcolakoglu@gmail.com