Yüzlerce Yunan askeri büyük bir gizlilik içinde Türk-Yunan sınırına 30 metre genişliğinde ve yedi metre derinliğinde bir hendek kazıyor. Atina’da çıkan To Vima gazetesinin, ordu tarafından yalanlanmayan haberine göre, projede bugüne kadar 150 bin iş saati çalışma yapılmış. Gazetenin internet sayfasında yayınlanan haritaya göre, Kumçiftliği (Orestiada) kenti çevresinde hendeğin ilk 14,5 kilometresinin kazıldığı belirtiliyor. Şimdi ise Ardanion sınır bölgesinde kazı çalışmalarına devam ediliyor.
“Kaçak göçteki artış tüm Avrupa’nın sorunu”
Bu projeyi gün ışığına çıkaran ve hendek hakkındaki ilk haberi kaleme alan gazeteci yazar Yorgo Maluhos, projenin sadece Yunanistan değil, tüm Avrupa için yararlı bir inşaat olduğunu savunuyor. Kaçak göçteki artışın, Avrupa’nın ortak sorunu olduğunu belirten Maluhos, yeni hendeğin insan kaçakçılarını da sınırdan uzak tutacağını kaydediyor. Gazeteci yazar, ancak hendeğin öncelikle askerî savunma amaçlı kullanılacağını, zira konunun, Yunanistan’ın kuzeydoğusunun etkin bir şekilde savunulabilmesi olduğunu vurguluyor ve sınırın diğer tarafında Türk ordusunun, nehir geçişleri konusunda uzmanlaşmış tank birlikleri konuşlandırdığını anlatıyor.
MOMA birimlerini andıran çalışma
Ordu tarafından yürütülen bu kapsamlı proje, Yunan halkına İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra görev yapan eski ünlü “MOMA” adlı birimleri hatırlatıyor. Bu birimler askerî mühendislerin komutasında yol ve havalimanı inşaatı ile görevli, esnek ordu birlikleriydi. Yüksek kalitede, vaktinde ve hesaplı iş çıkaran bu birlikler, dürüst iş ahlakları ile de tanınıyordu ki bu da bugünkü Yunanistan’da insanın kulağına neredeyse nostaljik geliyor.
Sınırların daha da sıkı kapanması isteniyor
Birçok Yunanlının hendek projesine destek vermesinin tek sebebi bu değil. Kriz döneminde sınırların daha da sıkı kapanmasını talep edenlerin sayısı artıyor. Bunun için hendeğe ek olarak bir de Meriç nehrinin batısında, yasak geçişlerin yoğun olduğu Kastanies ile Nea Vissa arasındaki bölgede 10,5 kilometre uzunluğunda çit örülmesi öngörülüyor. Hükümetten yapılan açıklamada, 20 Ağustos tarihine kadar insan hakları örgütlerinin görüşlerinin alınacağı, ardından çitin inşasına başlanacağı bildirildi.
Avukat ve insan hakları aktivisti Elektra Koutra, bunun hiçbir anlamı olmayan insanlık dışı bir dışlama politikası olduğunu söylüyor: “Karada çit örülmesi etkili olabilecek bir engel değil. Karadan giremeyen kaçak göçmenler bu sefer deniz yolunu seçecektir. Bu da insan kaçakçılarının fiyatları yükseltmesine neden olacaktır. Ayrıca çit ya da hendek inşası uluslararası hukuka aykırı, zira bu yolla iltica hakkı ve mültecilere tanınan uluslararası haklar çiğnenmiş oluyor.”
Çitin finansmanı AB’den
Sınıra çekilmesi planlanan çitin yaklaşık 5 milyon 500 bin euroya mal olacağı tahmin ediliyor. Projenin finansmanında AB’den gelen paralar da kullanılacak. Yunan medyasında çıkan haberlere göre, Birlik’in dışişleri ve güvenlik bütçesinde proje için kaynak ayrıldı bile. Elektra Koutra, bir yandan Türkiye sınırına çekilmesi planlanan çite karşı çekincelerini dile getiren Brüksel’in, diğer yandan projeyi finanse etmesini iki yüzlülük olarak değerlendiriyor.
Koutra “Avrupa Birliği pek çok açıdan çifte standart uyguluyor. Birlik’e gelen kaçak göçmenlerin yüzde 90’dan fazlası Yunanistan üzerinden giriş yapıyor. Bütün bu yüke rağmen Atina sorunlarla neredeyse yalnız bırakılıyor. Avrupalılar yardım edeceklerine eleştirmeyi tercih ediyor. Ama diğer yandan da sınır çitini finanse ediyorlar. Tüm işaretler, Yunanistan’ın kaçak göçe karşı bir sur olarak kullanıldığını gösteriyor” şeklinde konuşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe